AŞKIMIN AB SENDROMU
Bu kaçıncı bekleyiş.. Bu kaçıncı gelmeyiş…
Sessiz gemiler geçiyordu her gece gönül sahilimden… Her gece AB’ye kabul edilmeyişin sendromunu yaşıyordum. Her sabah bombalanmış Irak olarak kalkıyordum yatağımdan. Bana medeniyeti, aşkı öğretiyordun değil mi ey siyah saçlı sevgili…
Avrupa’nın Türkiyesiz olamayacağını savunan dudaklar gibi sende bensiz olamayacağını söyler dururdun. AB’nin Türkiye’den istekleri var da yerine getirilecek. Senin de benden. Ben diyordum ki evlenelim; sen diyordun ki dur bir masaya yatırıp müzakere edelim.
Sonunda ne sen benim oldun; ne de Türkiye AB’ye üye…
Türkiye’nin hâlâ bir ümidi var. Ama sen gittin olmaz diyerek…
Ne yazık…
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
SON GEMİ
Cd de bir Aşkın Nur Yengi şarkısı “ Hadi git, kendini ellere ver…”
Resimleri de at şömineye artık ihtiyacın olmayacak. Bu defa son gidişin benden. Kalp limanımda eylemler başlıyor. İş bırakımı var. Sen giderken ve süresiz izne ayrılıyorlar. Bu kalp limanımdan kalkan son gemiydi zaten senin için...
YORUMLAR
her birimizin bu yönde mutlaka içinde saplı duran bir zehirli hançeri vardır.
kimimiz bu hançerle yaşamayı öğrenmişiz kimimiz söküp atmayı başarmışız(fakat sel gider kum kalır)
kimimizde malesef ölmüşüz bu yaradan.
dilerim sizde söküp atanlardan olursunuz.
sevgili hemşerim.
saygılarımla