Yaşamak;ödenmesi gereken ’zorunlu aidat’ı zamanı geldiğinde ödemeyip,bir gün daha cepte tutup,sonra öderim..gibi bir şey!.. Öyle ki ödeme zamanı uzarsa ’kar’a geçiliyormuş gibi!..Biz de buna ’çok şükür!..’ bu gün de yaşadım!..diyebiliyoruz.

Ne güzel ve ne kadar hoş, sevimli bir aldanma ve aldatmaca oyunudur ki aldanan da, atlatılan da memnun ve bir şekilde bu oyunun içinde!..

Sıkılan var mıdır?..Varsa farkında mıdır?..Hiç sanmıyorum!..Bu oyundan sıkılan ve farkında olan ise çoktan ’gönüllü vazgeçmişler’ kafilesi ile intihar süsü verilmiş tuvallerde ’kaybedenler’ kulübü üyelerinden başkası ya da başkaları değildirler!..

İstekli veya isteksiz,yahut genetiksel aktarımlarla elde tutulan bu cepte kalan aidattır aslında bizleri umuttan umuda,yoldan yolculuğa çıkaran!..’Yolcu da hancı da bir’ meselesi bu yüzdendir ki uzayıp gider,süslenir geri gelinir!..

Başınıza gelen şeyler; sağlık,zenginlik,güzellik,bolluk,bereket,barış,huzur,aşk,..ise veya dokunduğunuz her şey istediğinize dönüşebiliyorsa bir anda.. inandığınız Tanrı’nız size uzak
ve O’nu beklemeye hiç de niyetiniz yok gibidir!..

Şayet çaresizseniz ve başınıza gelen şeyler;hastalık,müzmin fakirlik,her türlü gudubet,savaş,kargaşa,hazin dramatik sonlar..ise veya dokunduğunuz her şey hiç istemediklerinize dönüşebiliyorsa bir anda..inandığınız Tanrı’nız size hep yakın ve beklediğiniz sadece ve sadece O’dur!..Sanki O’nunla daha fazla içli dışlı ve asla vazgeçilmeyeninizdir!..

Halinden memnun olanın Tanrı’sı ile halinden memnun olmayan veya olamayanın Tanrı’sı aynı Tanrı değildir!..

Zariyat Suresi elli birinci ayet bu konuya ’Allah’ın yanına başka bir ilah koymayın. Ben size O’ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım.’ Diye açıklık da getirmiştir..

’Beşer şaşar!..’ derler.Var olanla yetinilmeyen,var olana "kafi"demeyen,diyemeyenin "şaşar"olması ne kadar garipsenebilir ki?..
Samuel Beckett’in Godot’yu beklerken adlı oyunundaki Vladimir ve Estragon’un bir yolun kenarında Godot’yu beklemesi gibi "hiç gelmeyecek olan"ı beklemek gibidir aslında hayatı ve hayatın getirdiklerini beklemek!..

Var olanı kabul etmek ayrı bir şey, var olanı yaşamak ise ap ayrı bir şey!..Zaten ayrışım ve hoşnut olmak veya hoşnutsuzluk da bu gerçeğin hayattaki karşılığı veya karşılıksız kalınması ile başlıyor!..Godot’yu beklemek ise hayatın geç ödenilmeye çalışılan cepteki hali hazırda bekletilen o "zorunlu aidat"ın nakit halinin verdiği ılıman halinden başka bir şey değildir!..

Godot hiç gelmeyecek,zorunlu aidat hiç bir zaman zamanında ödenemeyecek!..

Aidat eksiltilemez ve aidat süresi hiç bir zaman uzatılamaz!..Kural bu!..

Ertelenilmek istenilen her isyan umuda kapanan kapılardan sadece biridir!..Ve bu Kutsal Kitap’ta şöyle yorumlanır:

’Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır.’ (Luka13)