- 708 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YUNUS EMR'DE AŞK
Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Cümle âlem birdir bize.”
Yunus Emre
Yunus Emre, geniş yelpazede tüm insanlar gönlünde yeri olan ve sevilen bir candır. Dörtlükleri dilden dile dolaşan bir ulu ozandır. 14. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Orta Anadolu havzasında doğup yaşamış bir şairdir. Kaynaklara göre değişik görünmesine karşın “Kim kimdir?” adlı Biyografi Bankası’nda (1238–1328) tarihleri arasında yaşadığı belirtilmektedir.
Yunus Emre’ye bütün Anadolu sahip çıkıyor. Adına onlarca anma etkinlikleri düzenlenmektedir. Her yıl mayısın ilk haftasında Eskişehir’de düzenlenen ’ Uluslararası Eskişehir Yunus Emre Kültür ve Sanat Haftası ’ bunlardan birisidir.
Elazığ İl Kültür ve Turizm Müdürü Tahsin Öztürk’ü geçmiş aylarda İstanbul’da düzenlenen bir etkinlikte tanıma şansım oldu. Müdür Yardımcısı Selahattin Yazar ile de İstanbul’da tanıştık. Kurumun başarılı Enformasyon Memuru Yahya Teksarı ile telefon konuşmalarımız gerçekleşti.
Bu yıl 21 Haziran da başlayıp 24 Haziranda tamamlanacak olan 20. Uluslararası Hazar Şiir Akşamları etkinlikleri kapsamındaki panelde “Yunus’ta insan sevgisi ve ilahi aşk” temasının işleneceği, Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesinde “Yunus Emre Minyatürleri Sergisi ve Müze Gezisi”, aynı gün akşamı saat: 20.30’da Fırat TV Stüdyosunda Fırat Üniversitesi Konservatuarı Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Korosu ve Müftülük Korosu tarafından “Yunus Emre Tanıtım Konuşması ve Konseri” ve “Yunus Emre Konferansı” programlandığı öğrenildi.
Terörün, açlığın, savaşların acımasızca yaşandığı dünyaya Yunus Emre, bir sevgi soluğu katmıştır. Halk diliyle söylemenin bilinciyle daha çok milli vezinle nefesler, ilahiler, koşmalar üretmiştir. Şiirlerinde aparı(tertemiz), armağan, bezek(süs), em(ilaç), konuk, özge, sin(mezar) ve tutsak gibi Anadolu halkının bugün bile kullandığı kimi öztürkçe sözcükleri kullanmıştır. Dörtlüklerle felsefesini anlatırken üstelik susarak da düşüncesini yansıtmaya çalışmıştır: “ Edebim el vermez edepsizlik edene / Susmak en güzel cevap edebi elden gidene.”
Onurlu yaşamı ve üretkenliği konusunda çok sayıda makaleler yazılmış ve kitaplar basılmıştır. Adına kültür merkezleri, kütüphaneler, kültürevleri, okullar ve hastaneler açılmıştır. Bu onur, herkese ya da her kula nasip olmamıştır. O’nu anlatmak için neler yapılsa ya da neler yazılsa elbette az gelir.“Miskin Yunus söyler sözün/Yaş doldurmuş iki gözün/Bizi bilmeyen ne bilsin/Bilenlere selam olsun.”diyen Yunus Emre’yi şiirimle selamlamak isterim.
Yunus Olmak
Baş açık, yalın ayak dünyayı göre geldin
Urum’u, Şam’ı gezip hem sevdin hem sevildin
İnsana insan gibi, insanca yaklaşarak
Hakkı seven kul ile her an yüz yüze geldin.
Dün hamdın, bugün piştin yanarak, kavrularak
En içten ve yürekten doğruyu arayarak
Sahralarda, sularda abdal olup gezindin
Dağı taşı dolaştın Mevlâ’yı çağırarak
Sarıköy’de bir sestir, uzanır çığlık çığlık
İçimizde nefestir, solunur ılık ılık
Hoş O’nca yaratılan, yaratandan ötürü
Dizelerle dipdiri, düşüncede aydınlık.
Her gönlü hırpalayan acı dil yarasıdır.
“Sevelim-sevilelim” O’nun parolasıdır
İnsanı insan görüp sevgiyle kucaklamak
Dostluk ve dayanışma en güzel kalıtıdır.
Dört kitabı okuyup gönlünce Yunus oldun
Yere sürdün yüzünü, hem sarardın hem soldun
Arı dille konuştun, kalplerde yatan Yunus
Dün vuslatı aradın, bugünse sonsuz oldun…
Muhsin DURUCAN
*
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.