- 793 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
BANKAMATİĞİM BENİM
Alışveriş merkezine geldiğinde epey yorulmuş, terlemişti. Hava oldukça sıcaktı. Güneş, devasa binaların arasından arsızca cehennem ateşi gibi yakıyordu. Alışveriş merkezinin kendiliğinden açılan kapısından girdiğinde, dışarının tam tersine soğuk rahatlattı. Kendine gelmişti. Etrafına baktı. Süslü püslü dükkânların vitrinlerindeki giysiler “ Al beni “ Diye onu çağırıyorlardı. Zaman onun için o anda çok değerliydi. Kısacık öğle tatilinde, egosunu tatmin edecek ve yine koşarak işine dönecekti. Daha ilk katta bulunan dükkânları gezmeye kalksa, bir günde ancak gezebilirdi. Ne aradığını kendisi bile bilmiyorken işi çok zordu. Her mağazaya girişte öylesine bakıyor ve hemen çıkıyordu. Nihayet o hızla üçüncü kata geldiğinde dondu kaldı Cemre.
Aşk bu ise o aşık olmuştu. Su yeşili elbise, zarafetiyle karşısında ona bakıyordu. Zaman kaybetmeden içeriye daldı. Otuz sekiz bedenini alarak kabine girdi süratle… Ve üstündeydi. Sanki birbirleri için yaratılmışlardı. Dakikalarca baktı onunla kendisine. Üzerinden çıkarttı . Hayranlıkla elinde tutarak kasaya gitti. Kredi kartını verdi ve işlemin yapılmasını beklemeye başladı.
Kendisini bir türlü anlayamıyordu bazen, ya da çoğunlukla… Ne zaman alışveriş merkezlerine girse, sanki başka biri oluyordu. Bu alışkanlığından kurtulmak için uygulamadığı yöntem kalmamıştı. Onlardan uzak durmayı bile denemişti. Nafile bir çabaydı. Sigara tiryakisi gibi o da alışveriş tiryakisi olmuştu. Elindeki poşetlerle çıktığında kendini çok mutlu hissediyordu. Akşama eve gittiğinde saatlerce aynanın karşısında kendini seyrediyordu. Bir süre sonra da gardırobunun derinliklerinde yalnızlığa terk ediyordu onları.
Kasiyerin seslenmesiyle düşüncelerden sıyrıldı.
- Hanımefendi! Kartınızın bakiyesi yetersiz.
- Nasıl olur? Bir yanlışlık oldu galiba. Tekrar deneyin lütfen.
- İki kez denedim. Bakiye yetersiz diyor. Başka kartınız var mı?
- Bir saniye hemen veriyorum.
Çantasından cüzdanını çıkardı ve içinde limiti dolmadığını tahmin ettiği kartını aramaya başladı. En sonunda bulmuştu. Zavallı kartçık, başına gelenlerden korkuyormuş gibi cüzdanın en kuytu köşesine saklanmıştı adeta. Hemen kasiyere uzattı. Mesainin başlamasına çok az zaman kalmıştı. Acele etmesi gerekiyordu. Kasiyere uzattı ve beklemeye başladı. İçinden de dualar ediyordu. Kasiyer, kartı pos makinasına taktı ve beklemeye başladı. Tekrar denedi. Yine değişmiyordu.
- Hanımefendi bunda da aynı sorun var.
- Allah Allah ne oluyor bunlara. Siz elbiseyi kenara bırakın, sakın satmayın onu. Ben hemen geleceğim.
- Tamam efendim. Fakat çok fazla bekletemem.
- Hemen geleceğim zaten. Sakın satmayın.
Koşarak mağazadan çıktı ve alış veriş merkezinin en alt katına indi. Bankamatiklere yaklaştı. Kuyruk vardı. Kuyruk bittikten sonra sıra ona geldi. Kartı taktı, şifresini girdi ve beklemeye başladı. Az sonra karşısına ekrandaki menü çıktı. Para çekme butonuna bastı. Gelen notu okuduğunda öylece kalakaldı.
“ Aldığın malların parasını zamanında ödemezsen, en az limiti ödemeye kalkarsan, zırt pırt alışveriş yaparsan, bir ruh doktoruna gidip tedavi olmazsan, sana parayı nah veririm. “
Gülse mi ağlasa mı karar veremiyor sadece bakıyordu. Aynı işlemi iki üç kez daha tekrar etmiş fakat yine aynı yazı çıkmıştı altında. Çıldıracak gibiydi. Saatine baktı. Mesai başlayalı çok olmuştu. “ Canı cehenneme “ dedi kendi kendine….
Çantasından kalem kağıt çıkarttı. O da cevap yazdı bankamatiğe.
“ Alırım Allah’ın insan beyninden çıkmış aptal makinası. Sana ne? Alırım, ödemem seni ilgilendirmez. Senin görevin bana para vermek. Aptal makina, salak makine. Ver diyorum sana. Elbise satılırsa ben sana yapacağımı bilirim. “
Elindeki kağıdı katladı ve para gözünden içeriye atmaya çabaladı. Fakat içeriye bir türlü girmiyordu. Yumruklamaya, tekmeler atmaya başladı. Ta ki ; güvenlik görevlileri onu durdurana kadar…
Nermin KAÇAR
YORUMLAR
” Nafile bir çabaydı. Sigara tiryakisi gibi o da alışveriş tiryakisi olmuştu”
Sigara demişken aklıma geldi; sizinle taa fi tarihinde (29 Kasım 2010 Pazartesi saat 21: 21.45 ) yine sizin sayfanızda, beraber sigarayı bırakmak için kavilleşmiştik hatırladınız mı?
Söz verdiğimiz üzere ben sigarayla araya mesafemi koydum.
Hani alışveriş tiryakiliğinize diyecek sözüm yok da eğer hala sigara içiyorsanız eh artık alacağınız olsun, ağzınızdan burnunuzdan gelsin :-)
Şaka, şaka
Tebrikler, selamlar, saygılar
Yazıyı okuyunca gülsem mi ağlasam mı bilemedim:)
Günümüzde birçok kişiyi kıskacına almış bir durum bu, alış-veriş çılgınlığı. Eskiden insanlar sıkılınca temizlik yapardı şimdi ne yazık ki alış-veriş yapıyor ve sonuçları işte böyle acı oluyor.
Bankamatiği tekmelemek bir işe yarıyorsa hep beraber tekmeleyelim.
Güzel bir yazı olmuş tebrik ederim. SEvgimle...
okurken gözlerimden yaş geldi inan ama galiba alışverişkolik olduk hepimiz hiç bir şey almayacağım diye gidiyorsun bir bakıyorsun elinde bir sürü poşet alışveriş merkezinden çıkıyorsun ahh şu bankamatikler yok mu ahhh sanki bedava alışveriş yapıyor gibisin sonra zamanı gelince bir sürü ekstra iyisi mi alırken biraz düşünmeliyiz diyorum ben harika bir paylaşımdı gönülden kutluyorum kalemini sevgimlesin nerminciğim
Nermin Kaçar
Kredi ve para kartlarının ülkemizdeki durumunu gözler önüne sermişsiniz.
Elimizdeki kartları kullanmasını bilemiyoruz maalesef. Bize sunulan bu imkanı, sıkışık anlarda ve bir plan içinde kullanmak varken, limitleri sonuna kadar kullanıyoruz; sanki o para bizim sanıyoruz.
Tüketici açısından durum böyle de, ya bankalar cephesi?
Onlarınki zaten bambaşka bir dünya... Hani bilindik bir söz vardır. Derler ki; "Bir bankanın en iyi müşterisi borcunu zamanında ödemeyen müşteridir. Asıl ondan para kazanılır.
Sanıyorum konuya vurgu yapma açısından bankamatikten çıkan yazıyı öyküye eklemişsiniz. Abartı konuyu belirginleştirmiş elbette.
Tebrikler...
Selamlar...
Nermin Kaçar
imkan olsada kurtulsak şu meretlerden.....yine ders alınacak güzel bir öyküydü.... saygılar can
Nermin Kaçar
Bankamatikler öyle şeyler yazarlar mı? İmkânı yok yazmazlar! İnsanlar çılgınca alışveriş yapsın, ödeyemesin, üst üste faiz binsin... Artık ucu hacze mi gider, intihara mı, bilinmez.
Bilinir aslında. İnsan yorganının ne kadar olduğunu, boyunun ne kadar olduğunu bilmez mi? Denk tutmaya çalışmazsa, kaçınılmaz sonun ne olduğu belli zaten. Tabii, zaruretten bankayla sıkıntıya düşenler de var. Onları tenzih ediyorum.
Güzeldi. En çok da, bankamatiğin verdiği cevap hoşuma gitti.
Selâm ile.
Nermin Kaçar
:)))))))))))))))))
İnsanı böyle çileden çıkartıyorlar vallahi Nermin hanım. Bende en çok bankayı aramam gerektiğinde sinirlenip ağzıma geleni konuşuyorum.. Hani şöyleyse şu numarayı bas, böyleyse bu nımarayı bas diyorlar ve zamanın geçiyor yinede sonuca ulaşamıyorsun ya, ah işte benim sinirlerimin yandığı ve kısa devre yaptığı andır... Bu yazını okurkende gözümde canlandı vallahi ve gülmekten öldüm.... sen çok yaşa. sevgiler.