- 2276 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SÖKE’Lİ SON AHİ ve AYDIN AHİLER DERNEK BAŞKANI
*Söke anılarım/Araştırma-27.12.2011
BİTEN MESLEKLER’İN SON ALTIN ELLERİ
Son Söke Çizmecisi:Zeki AVCIOĞLU
*** Alınterime doyamadım*** diyen, Çizmeci Zeki Avcıoğlu körüklü söke çizmesinin son ustasıdır. 1934 yılında 7 yaşındayken, babası meşhur çizme ustası Kâmil Usta’dan ahi geleneğince el almıştır. 70 yıldır sadece “Körüklü Söke Çizmesi” yapıyor ve geçimini de bu işten sağlıyor.
Canlı tarih ve Kuvvay-ı Milliye ruhuyla, yaşamını sürdüren Zeki Avcıoğlu doğma büyüme sökelidir. Beş kız ve bir erkek ile on üç torun sahibidir. Her şeyden önemlisi de “ elli iki yıllık sevgilim” bana çok iyi bakıyor dedi. Halen dinç ve sağlıklıdır.
Çeşitli sorularım karşısında; hem çizme yapımına devam ediyor, hem de düşüncelerini anlatıyor. Her şeyden önce insanın meslek bilgisiyle karakteri birleşmeli ve yaptığı sanatı da severek yapmalıdır. Sevgi-insana saygı-geçmişe bağlı kalarak, örf ve adetin bir yaşam bilimi olduğunu bilmek ve de taşımacılığını yapmak gerek diyor.
Körüklü Söke Çizmesinden bahsettik. Çok özel bir çizmedir. Tamamı deri ve köseledir. Körük çok önemli özelliği de sağlık verir. Hareket halinde bacak ve ayaklara serin hava verir ve de terletmezdir. Serin tutar. Yaz ve kış en sağlıklı bir giyecektir. Hazırı giyilmez zira her kişinin ayak ve bacak ölçülerine göre yapılmalıdır. Doğrusu da budur. Ustalık; tam bu işin yapımında çizmeyi kendine yapıyormuş gibi yapmaktır. Ayakta kalan tek usta olmak ne anlama geliyor yorumu siz aydınlara kalıyor diyordu.
Bir çift çizme bir hafta içinde yapılabilir. Ancak kalıbında da beklemesi lazımdır dedi.
Biten meslekler ve son altın eller deyince, yüzü ekşidi ve ağlamaklı bir hal aldı.
- Evet buna pek çok üzülüyorum zira bu mesleğin yaşaması ve yaşatılması olmazsa olmazlarımızdandır. Devletimizin sahip çıkması gerektir. Şöyle ki; sahiplenip pazar açması çıraklar, kalfalar, ustalar yetiştirerek kaybolmayı önlemelidir.
- İnsan var olduğu sürece bu çizme olacaktır. Sağlık değeri bilinse yeter. Bu gün geliri düşük, sürümü yok. Pazarı da yok. Pazarı olmalı ve özendirmelidir.
- Gerçeğin tanıtımı-sanatın tanıtımı-bu mesleğin tanıtımı ile kazanımı şarttır diyor. Devletin eli uzanmadığından bu mesleğin biteceğinden endişeliyim ve gerçekten çok üzgünüm diyor. Dış pazarların albenisine sunulmalı, tanıtımı ulusal olarak yapılmalı ve ekonomik sıkıntıları giderilmeli diye konuştuk. Buna benzer başkaca biten mesleklerde çoğunluktadır. Derken kahveler benden sen misafirsin dedi ve kalktı. Hemen kapının önünden, o doğal efe tavrıyla karşı tarafa seslendi…
-Eyy evlat…iki şekerli diye işaret etti.
Tam bu sırada sohbeti değiştirmek niyetimle sordum.
-Söke deyince, öne çıkan ve aklıma gelenleri söylesem ne dersin?
Sökeli Cafer Efe
Pamuk
Körüklü Söke Çizmesi.
-Evet.Yalnız bir olayı kısaca geçelim.
Sökeli Cafer Efe’yi biliyorsun.
-Evet.
Söke’nin kurtuluşunda Cafer Efe’nin şehit düştüğünü duyan Yörük Ali Efe çok ağlamış ve yas tutmuş diye büyüklerimizden duyduk. Çok sevişirlermiş. Birbirlerine çok bağlı iki yurtsever. Bu her iki yiğidi anlatan kitaplar da var. Kendilerini saygı ile anıyoruz…
Kuvvay- Milliye Dernek Başkanı Mustafa Avcıoğlu
Kuvvay-ı Milliye Derneği’nden bahsetmesini öne çıkardığım vakit yine üzüntüsü yüzünden belli oluyordu. Ah be hocam, gençler biraz duyarsız gibi. Dernekte 24 üye mevcuttur. Katılım yok denebilir.
Ben dernek başkanlığını bıraktım. Şimdi yeğenim Mustafa Avcıoğlu Başkanımız ve ben de yardımcılını yapıyorum. Mustafa gayretli çalışıyor. Bizler yaşlandık artık. En yaşlı Kuvvay-ı Milliyeci Zeki Efe’nin şakaları da çok onurlu ve yüksek seviyeli.
Dernek 1960 lı yıllarda kuruldu. Önceleri de grupta insan azlığı vardı. Bir ara dernek kapandı. Sonra 2002 de tekrar ben kurarak canlandırdım.
Trakya ile Söke de halkın gelenek ve görenekleri aynı mı diye düşünsek; Söke’de gelini ağlatırlar mı?
– Evet.
Ayrıca damada baskın yaparlar.
- Nasıl?
- Şöyle ki damada baskın; kız tarafı tencere, tava, tabak, kaşık gibi şeyleri alıp şarkı-türkü söyleyerek damadın evine gidiyorlar. Damat gelinle “ilk buluşma” ya girmeden önce eziyet olsun diye damada yumurta pişirtirler.
Düğünler mutlaka davul ve zurna ile yapılır. Böyle olursa seviliyor. En çok zeybek oyunları öne çıkar.
*Gelin kınası ve ağlatması: kınayı yakanın anası ve babasının sağ olmak gereği vardır. Bu kurala mutlaka uyulmaktadır.
SÖKE: “Gümüş Dağı”na sırtını dayamış. Yönünü güneşin doğduğu yere çevirmiş. Ayaklarını da kendi ovasına(söke ovası)doğru bacak, bacak üstüne atarak borçsuz keyif çatarken, sanki kendi insanını seyrediyor gibi.
Bir zamanlar: “Akçaşehir” diye anılırken Süleyman Şah; dedesi olan Söke Bey adına bu günkü Söke’yi kurmuştur.
Söke Çayı şehri ikiye bölerken 8 mahalleden oluşmuş bir Söke vardır.
Şöyleki:
1-Atatürk Mahallesi.
2-Fevzi Paşa Mahallesi.
3-Yenikent Mahallesi.
4-Konak Mahallesi.
5-Kemal Paşa Mahallesi.
6-Yenicami Mahallesi.
7-Çeltikçi Mahallesi.
8-Cumhuriyet Mahallesi.
Söke ilçesinin mülkiyet sınırları içinde gezilip görülecek pek muhteşem ne saklı cennetler var. Dilek Yarımadası bile insana yetiyor. Avrupa Biogenetik Rezervleri Şemasında “Flora Biogenetik Rezerv Alanı” olarak kabul görmüş milli parktır. Yaratıcı ne çok farkındalıklı yaratmış Söke’yi. Bereket ilk defa gökten yere Söke’de, Söke Ovası’na inmiştir diye düşünüyorum.
Efe ve Zeybek: Genelde köy yiğitlerine “efe” denilmektedir. Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu’da ortaya çıkan çete grup başlarına da “efe” denirdi. Zeybekler kendi aralarında kahraman ve mert olana efe der ve onu kendine başkan seçerek buyruğuna girerlerdi. Kendilerinin yardımcılarına da ”kızan” diyorlardı.
Giyim kuşamları milli görünüm kabulü görmüştür. Efe ve zeybeklerin oynadıkları oyunun adına da “zeybek oyunu” denir.
Zeybek çeşitleri Söke de: Ortaklar Zeybeği-İki Parmak Zeybeği-Aydın Zeybeği ağır ve orta aksak usulde çalınır. Raksa mahsus olduğu da unutulmamalıdır.
Söke’de tam kırk beş gün kaldım. Söke’yi, Sökeli yazarlar veya ilgililer anlatmalıdır.
Söke’de hayat akşam saat 20.00 da bitiyor. Neden?
Araştırdım, sordum, gördüm. Bu sorunun cevabını buldum o kadar. Ancak amacımın insana hizmet olduğundan şüphem yoktur. Saygılar. 27.12.2011.
Mustafa ERMİŞ
Şair Araştırmacı Yazar
***** telif hakkı yazarına aittir.*****
Not: Özellikle yakın ilgilerinden dolayı Söke Şairler
ve Yazarlar Derneği mensupları ile Sayın Dernek
Başkanı Tülay Sarayköylü Hanımefendiye sağ
olasınız dileklerimi sunarım.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.