- 1218 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
ÖMÜR İKİ NOKTA ARASINDAKİ ZAMANDIR.____.
Ömür kaç senelik, aylık, günlük ya da anlıktır?
Aslında sadece bir kaç satırlıktır...
Günlerdir düşünemiyordu beyninin içini boşaltmışlardı sanki ,
hiç bir şey hissetmez tat almaz olmuştu, ruhu daralıyor boğulacakmış gibi oluyordu.
Heybesindekiler saçıldı önüne bir film gibi ,
kendini seyre daldı sonra gülümsedi acıyla “ah!” çekti söylenecek ne çok şeyi vardı ama faydasızdı…
Bu hep böyle olmuştu neye niçin isyan edebilirdi ki… Bu onun yazılmış kaderiydi kabul etmişti.
Tek başına kalabalıkta hep savaşmıştı her darbede toparlanıp yoluna devam etmiş hayatla dalgasını geçmişti.
“Vay be! Hayat son oyunun fena yakaladı beni ansızın...” Dedi.
“Koşuşturuyordu insanlar ben gibi en yakınlarım bile herkes de bir yaşama tutunma telaşı ,
öyle anlar oluyor ki anı değerlendirmeyip hep ertelediğimiz ne çok şey var hep sonra yaparız dediklerimiz.
Sonrası var mı diye durup düşünsek de bazen ne çabuk unuturuz değil mi?”
İnsan olarak değerli olduğumuzu, kendimizi unuturuz ,
yaşam denen değirmende öğütülürüz, seçim yapmak hakkı olanlar daha şanslılar.
Dudağında acı bir gülümsemeyle “sadece bir nefeslik miydi hayatım” diye düşündü son bir acı nefes
gözyaşı ve sessiz bir haykırışla.
Üzülmüyordu çok yorgundu dinlenme vakti gelmişti artık nefesi tükenmeden yüreğiyle diliyle O’ndan affını dilemeliydi.
“Belki de bu Rabbimin bana bir hediyesi, ne güzel vaktim var ineceğim durağa varmadan azığımı hazırlamak için ruhumu arındırıp, beni yaratana sığınmak için” Bu düşünce rahatlattı içini huzur duydu.
Zaten bir yolculuk değil miydi hayat, durağına gelen iniyordu mecburen.
Sevdiklerini, sevenlerini hep mutlu görmek isterdi, istemeden üzecekti ama kabulleneceklerdi.
Kadınlığın verdiği hastalık bunaltmıştı, zayıflamıştı bedeni, aşırı derecede üşüyordu sık sık kötü hissediyordu kendini
kalbi, bacakları yarı yolda bırakıyordu onu, sevenleri uyarmıştı kaç kez kızıyorlardı ona kendini ihmal ettiği için,
sevmediği halde hastaneye gitti, ameliyat gerekebilir demişti doktor tahlil yapacaktı.
Hastanenin kokusu tüylerini ürpertiyordu soğuktu kaçmak geçti içinden ne gerek var ben iyiyim diye düşündü.
Günlerce erteledi hastaneye gitmeyi dalga geçti kendince, “hiç bir şeyim yok boş yere yorulacağım” dedi.
Kız kardeşinin ısrarıyla tahlillerini almaya gitti doktora verdi ve çıktı kapıya, derin bir nefes çekti tam o anda bir ses onun adını bağırdı.
Acilen çağırılıyordu ismi beyninde yankılandı .
Ayakları geri geri gidiyordu sanki ama yürüdü son gayret doktor yüzüne bakıyordu bir şeyler söylüyordu rüyadaymış gibi düşünemiyordu hiç bir şey.
Şaşkındı sadece, sonrası sonrası mı? Sessizlik her şeyin dünyanın sustuğu an.
Dilin, yüreğin, duyguların, düşünmenin bile lâl olduğu an…
“Hayat bana gülmedin ama şimdi ben ölüme gülümsüyorum” Dedi doktorun odasından çıkarken…
DAĞÇİÇEĞİ...
YORUMLAR
Bu değişik ve biraz da ürperten yazı bana Müzeyyen Senar'ın söylediği çok güzel bir şarkıyı hatırlattı:
Kabul buyurursanız yazınıza yorumum bu şarkı olsun.
Geçti sevdalarla ömrüm
İhtiyar oldum bugün
Ak pak olmuş saçlarımla
Bi karar oldum bugün
Bir muhabbet neşesiyle
Bi karar oldum bugün
Ben huzurunda yer öptüm
Tacidar oldum bugün
Selam ve sevgilerimle.
@DAĞÇİÇEĞİ@
Selam ve sevgilerimle.
Bugün okuduğum yazılar hep ölümden bahsediyor...
Hayırdır inşaallah...
@DAĞÇİÇEĞİ@
Sevdiklerini, sevenlerini hep mutlu görmek isterdi ,istemeden üzecekti ama kabulleneceklerdi.
....hep mutlu etmeye çalışmakla geçti ömrümüz:(((((((biz mutluluğu hep erteledik...sonsuzluğa:(
canımsın......tebrikler