TÜRKCHEM...
Her zaman olduğu gibi tüm ders defterlerimin arkaları,ortaları başları sonları şiirlerimle dolu. Benim kalemime güvenen arkadaşlarım şiirlerimi okumaktan zevk alıyorlardı.Yine böyle bir gündü bir arkadaşım şiirimi okuyordu bende tahtadakıleri defterime geçiriyodum kulağıma;
-Şiirlerin çok güzel ama ben yazdıklarından bir şey anlamıyorum diyince.
Afalladım doğrusu onun anlamayacağı kadar kıt ne yazmıştım ben.Bir ara şiirlerime hakaret ettim,kızdım sanki zorla insanlara okusunlar diye yabancı kelimeler serpiştirip onları etkileyicimi kılıyorum?Beni böyle algılayan varmı acaba? dedim.Düşündüm.Birgün yine arkadaşlarıma şiirlerimi okurken yanındada yazdığım kelimelerin tercümesini yapıyordum.Belki bu sözler anlaşılmaz olabilirdi onlar için.Hıh!bu aynı bir şarkı yarışmasında Bülent Ersoy’un şarkı söyleyen kişiye yaptığı yorumlarda yanımda Osmanlı sözlüğü bulundurmam gibi.Yada Divan edebiyatı gibi Arapçadan ibaret olma yüksek zümreye sesleniş gibiydi.Halk edebiyatı özellikleri taşımalı bir şiir herkesin anlayacağı bir dilden olmalı.Bir şiir sever,bir edebiyat bölümü öğrencisi olmak isteyen ben böyle şeyler yazmamalıydım.Güldüm kendime aslında gayem şiirimi zorla okutmak değil elbette ama anlaşılır olmalıydı şiir. Türkçe sözcüklerimizi hep kullansak herkese seslenen şiirler, yazılar yazsak.Taksim meydanında gezerken İngilizceye esir olmasak.Türkçe nefes almak,oha olmamak gibi argodan uzak durmak.Ah!canım Türkçem bu yazıyı yazarken bile dilime gelen kelimelerde acaba yabancılık payı varmı? diye düşünmeden edemedim.Türkçem bilirim bende emeğin büyüktür sen toplumun toplum olmasındaki en büyük etkensin, sen bizim yapı taşımızsın.Sen bizim sevgimizi belirtmekte en eşsiz araçsın.Sen düşüncelerin aktarılmasındaki en büyük paysın.Sen iletişim adlı oyunda başrol oyuncususun.Türkçem sen Türklüğün baş tacısın insaallah azınlık olmayacaksın.Türkçem hakkın büyüktür üzerimde sen hakkını helal eyle…
YORUMLAR
bu yazıyı okuyunca şöyle bir düşündüm. acaba kaçımız her gün kullandığı merdivenin,salebin,zerdalinin farsça olduğunu biliyor. bugün ingilizceyi öğrenmek için verdiğimiz emeği kaçımız anlaşılmaz yüksek zümre edebiyatı dediğimiz şiiri okumaya sarf ediyor. ACABA DİVAN ŞİİRİNİ ARAŞTIRDIK, OKUMAYA ÇALIŞTIK DA OLMADI ONUN İÇİN Mİ ANLAŞILMAZ DİYORUZ. KELİMLERİ BİLE GRUPLAŞTIRDIK. KELİMELER BİLE ŞUCU BUCU OLDU...
SAF SAF DİYE DİLİMİZİ KURUTTUK...
SAYGILARLA...
yitirilmeye hazır bir dil için yazılmış vefalı bir içlenmeydi...
-güzel dostum, sen yinede anlamadığın için üzülme (şiir yazmak emektir, okumakta öyle olmalı) bırakta seni anlamayanlar anlamak için biraz emek versinler...
dilimiz çok yönlü sadece yazabilenler bunu en iyi anlayabilirler...
sevgi ve saygılarımla...