BAHÇIVAN VE GÜLLER
“Bahçıvan bir gün güllerle ilgili bir hikaye yazdı.Güller yıllarca hikayelere konu oldular.
Ama hiç bir zaman kendi hikayelerini yazamadılar, ki bahçıvanların hikayelerini yazabilsinler”
Bir kazma sesiyle uyandı.Günün ilk ışıkları vuruyordu bahçeye.Kazma sesinin anlamını biliyordu artık.Uyandığı her sabahın çalar saati gibi olmuştu bu sesler.Birazdan makas sesleri,kazma seslerinin yerini alacaktı.Toprak havalandırılacak , kurumuş ya da sıklaşmış dallar budanacak böylece daha da güzelleşecekti.Bahçıvana doğru bakmadı bile.
Eve doğru bir göz attı.Bütün perdeler sımsıkı kapalıydı hala.Bahçıvandan başka güne başlayan yoktu daha.Bahçenin dışındaki yoldan hızlı ayak sesleri , daha uzaktan bir yerden de “simiiitttt” diye bağıran simitçinin sesi duyuluyordu.
Oysa onun duymak istediği sesler bunlar değildi.
****
Bu evde işe başlayalı epeyce bir zaman geçmişti.Bahçıvanlık onun mesleği değil , dünyasıydı sanki.Bunun bir iş olduğunu öğrendiğinde çok şaşırmıştı.Bahçe gül doluydu.Kendisinden önceki bahçıvan yaşlanmış , işten ayrılmıştı. Bahçenin ve bahçedeki koskoca konağın sahibi:
“Bahçeye bakacaksın” demişti. Başkasının baktığı bahçeden ne zevk alıyorlardı sanki.
Bahçeye bakacaksan kendin bakacaksın, her tomurcuğun dala dönüşüşünü göreceksin gözlerinle.Gülün gonca halini bileceksin ki , açtığında kokusunu sadece burnunda değil yüreğinde bile duyasın.Ona sevgini , ona emeğini veresin . Alın terin parlasın yapraklarında.
Hoş başkası da baksa aldırdıkları yoktu ya!
******
Hava artık iyice aydınlanmıştı. Aynı anda gülün gözleri parladı.Konağın genç delikanlısı kapıda görünmüştü işte.Her gün telaş içinde bahçedeki parke yoldan geçer , giderdi.Gül her gün biraz daha eğilirdi yola doğru.Bu gün de öyle oldu.Delikanlı geçerken eliyle itmek zorunda kaldı gül dalını.O anda eli değdi güle.Titredi gül.Sevindi.
*******
“Ne oluyor bu gün bu güle “ diye düşündü bahçıvan.Bir o yana , bir bu yana eğilip duruyordu.
Dikenleri batıyordu bahçıvanın ellerine.
******
“Neden böyle güçsüzleşiyorum? Diye düşündü gül.Bahçıvan hastalanmış gelememiş diye duymuştu geçen gün.Delikanlı geçerken çırpınıyor ama gücü yetmiyordu ona ulaşmaya.
*******
Bahçıvan birkaç gün sonra geldiğinde kazmasını , makasını aldı eline.Solmuş gülleri kesti , dallarıyla birlikte.Yeni bir gül fidanı dikti onun yerine.
*******
Konağın yakışıklı delikanlısı yine pür telaş geçti bahçeden.Arabasına atladı.Durdu bir çiçekçi dükkanının önünden geçerken.Güller aldı sevdiğine götürmek için.
Bahçıvan o günden sonra hiç hastalanmadı.Bu yüzden hiç gül dalı kesmek zorunda kalmadı.
Ve bu yüzden sevdiğine hiçbir zaman gül götüremedi.
Güller bahçıvanları hiç sevemediler.
Bahçıvan bir gün güllerle ilgili bir hikaye yazdı. Güller bu hikayeleri hiç okuyamadılar.
Güller yıllarca hikayelere konu oldular.
Ama hiç bir zaman kendi hikayelerini yazamadılar.
Bu yüzden hep dikensiz olarak götürüldüler sevenler tarafından sevilenlere.
Aslında dikenlerdi sevgiyi asıl anlatan. Ona katlanabilen yalnızca bahçıvanlardı.
Ve bahçıvanlar güllerin kendilerini hiç sevmediğini bile bile gülleri hep sevdiler.
Güller de konağın genç delikanlılarını.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.