- 839 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
Türkçe Olimpiyatları Üzerine
Kültür, milletleri var eden en önemli olgudur.Dil ise kültürü oluşturan başlıca unsurlardan biridir. Bugün, yeryüzünde dilini geliştirmiş ve dünyanın farklı yerlerine yaymış milletler şu an itibariyle söz sahibi ülkeler haline gelmişlerdir. Gerçi, çoğunluğu bu işi sömürge sistemi ile gerçekleştirmişlerdir. Şu an itibariyle konumuz bu değildir.Gelişen teknoloji sayesinde büyük bir köy haline dönüşen dünya’da dilini, siber ağını ve teknolojisini geliştiren ülkeler söz sahibi ülkeler olmuşlardır. Türkiye olarak, son zamanlarda atak üstüne ataklar yapıldığını müşahede etmekteyiz.
Bunun siyasi ayağı zaten hergün dillendiriliyor.Bu gün siyasi yönünü değil, özel sektörde, vatanına milletine minnet borcu olanların çabalarını konuşmak istiyorum. Bu başarıda payları oldukça yüksek olan özel sektör, yurt dışında yüzlerce ülkede başarılı çalışmalara imza atmaktadırlar.Türkiye Cumhuriyeti olarak,mevcut gelişme ile ilk on ekonomi arasında olmanın planları yapılmaktadır.Olur mu olmaz mı? bilemem...İnşallah olur.Lakin,bildiğim bir şey var... o da,on yıldır yapılan Türkçe Olimpiyatları ile dünyada meydana getirdiği güzellikler ve iyilikler manzumesidir. Bu manzumeler, yıllardır, gözlerimizi kamaştırıp yüreğimizi kabartmaktadır.Böylesi büyüklükte ve güzellikte bu tür etkinliği yapan ülke olmanın gururunu ve onurunu yaşamaktayız. On haziran gecesi Türkiye’nin en büyük stadlarından birisi olan İzmir Atatürk Stadyumunu bu anlamda canlı canlı yaşadım.
Gelen yüzotuzbeş ülkenin çocuklarının Türkçe konuşması ayrı bir güzellikti...Lakin,en önemlisi bizi biz yapan kültür ve sanat olgularımızı yansıtan dili,dini ve rengi farklı çocukların gözlerinde ki parıltıydı.Birbirleriyle yaptıkları şakaları,oyunları ortak dil olan Türkçe’yle yapmaları...Binbir çaba ve emekle eğitilmiş ve öğretilmiş gençlerin gayretleri ve heyecanları görülmeye değerdi.O an ki hava bir başka heyecanlandırıyor insanı. Amerikalı kızların horon tepmesi,Moldovyalı gencin Türkü söylemesi,Malezyalı kızın şiiri v.s.Şu an yazmakta zorlanıyorum.Farklı farklı duygular yaşıyorum.Hayal bile etmekte zorlandığımız bu durumun keyfini yaşamalıyız.Yediden yetmişe sahiplenmeliyiz bu durumu.Kimine-kimsesine,sağına-soluna,nalına-mıhına vurmadan bi işi en zirve noktaya taşımalıyız. Bu bir zaferdir.Böylesi zaferleri de böylesi yürekler yapar ancak. Emeği geçen tüm insanların büyük küçük demeden ellerinden öpüyorum.
On yıl önce, Türkçe öğrenmiş ve bu işi yapan gençler şimdi yirmili yaşların çok üstünde ticarete,siyasete ve hayatın farklı dallarına atılmış insanlar olarak karşımıza çıkıyorlar.Geçenlerde TUSKON’da yapılan toplantı ve iş görüşmelerini hatırlayalım. Yüz otuşbeş ülkenin farklı sektörlerinin iş adamları, iş görüşmeleri ve anlaşmaları yapma adına bir araya geldiler.Farklı dillerde ki insanları, bir araya getiren ve onları Türkçe de buluşturan da bu tohumun emeği sonucu meydana gelen o gözlerde ki pırıltıydı. O,pırıltılı gözler, iş adamlarını aynı dilde (Türkçe’de) buluşturdular.Sözleşmeler, Türkçe ve kendi dillerince imzalandı.Dünya’nın en yaygın dillerinden biri olan Türkçe, bu ve bunun gibi güzel etkinlikler sayesinde daha da büyüyecektir.Dolayısıyla, tanınmış ve kullanılması durumunda kazanç ve itibar getirecek dil de olacaktır, inşallah!
Bu sayede Karamanoğlu Mehmet Bey’i de yad etmekte fayda var.Yüzyıllar öncesinde; "Divanda da, dergâhta da, meydanda da, devlet içerisinde de, sokakta da, pazarda da her yerde güzel Türkçemizi konuşacağız" dediği o ünlü fermanını hatırlayalım.O günden bugüne Türkçe’nin böylesi zenginleşmesine ve yaygınlaşmasına büyük katkısı olmuştur.Bu sayede çok büyük kültür adamları yetişti.Eğer,o dönemde bu ferman verilmeseydi Türkçe bu denli büyük bir dil olamazdı.
Dolayısıyla "Karamanoğlu Mehmet Bey" Türkçe’nin bugün bu hale gelmesinde en büyük hizmeti olan Türk Devlet Adamı’dır. Kendisini rahmetle anıyoruz.
YORUMLAR
bende gurur duyuyorum çekik gözlü afrikalı beyaz rengine bakmaksızın ve binlerce km uzaktaki insanların gençlerin çocukların türkçe konuşması kadar bir Türkü başka ne onurlandırır ki inşallah da dünyanın en çok konuşulan ve saygı gösterilern fili olur güzel Türkçemiz çok güzel bir yazıydı
Saygılar
Sayın Erzurumlu Selim,
Birinci Türk Dil Kurultayı Atatürk’ün emriyle 26 Eylül 1932’de gerçekleştirilmiştir.
Türk Dil Kurultayının ilk toplantı günü olan 26 Eylül günü Ülkemizde,
“TÜRK DİL BAYRAMI” olarak kutlanmaktadır.
Bugün, Cumhuriyet devrimlerini küçümseme ve yok sayma düşüncesiyle “Türk Dil Bayramı”na da alternatif günler icat edilmeye çalışılmaktadır.
Bunlardan bir tanesi, “Türkçe Olimpiyatları” adı altında yapılan toplantı ve gösterilerdir. Büyük salonlara ve gösteri alanlarına toplanan zevat, bu toplantı ve gösterileri, gerek açılış ve gerekse gösteri içindeki sunumlarda yapılan konuşmalarda, cemaat büyüğüne bağlılıklarını ve saygılarını ifade ettikleri bir alan haline getirmişler ve böylece, umdukları menfaatlerini geliştirme yolunu bulmuşlardır.
Aşık Veyselİn dediği gibi: "Kuzu kurdunan gezerdi, fikir başka başka olmasa"
Saygılarımla.
Erzurumlu Selim
Ülke gündemini 2 haftadır kendine bağlayan, devletin ve hükümetin tamamen dışında bir hareketin organizasyonu ile yapılmakta olan Türkçe olimpiyatlarında çocukların ve gençlerin Türkçe öğrenmeleri çok güzel bir olay, ama en az Türkiye de yaşayan ve Milli Eğitimin okullarında ingilizce öğrenen diğer çocukların ki kadar da sıradan bir olay. Bunun olimpiyata dönüştürülmesi gerekirmiydi? Evet se yanıt bizlerinde İngiltereye gidip İngilizce olimpiyatı yapmamız gerekirdi.
Dili bilmek, o ülkenin kültürünü öğrenmek açısından bir adım olarak kabul etmek gerekirse, milli kültürümüzün aşılanması bundan sonra hizmetin okullarında yapılacaksa saygı duymak gerekir. Ancak unutulmaması gerekir ki bizim kültürümüzde islam ahlakı ön planda ve ağırdır. Yani önce islamiyetin anlatılması gerekir.
Yazınıza katkıda bulunmak istedim. Kalın sağlıcakla!
Erzurumlu Selim
Türkçe olimpiyatları hakkında söylenecek o kadar çok söz var ki.
Bilhassa bir büyüğümüzün " Turkça olimpayatlari bizi çok duygalandurdu.Gözel Turkçemuzi başka memleketlerde da konişiliyo olmasiii kalkinmişluk ve kişi başina düşen milli gelir arttı aslinda" sözü konuya ne derece önem verilmesi gerektiğine büyük bir örnektir.
Devletin hala bir kültür politikası yokken , ve kültür ile alakalı AVM'ler ve toplu konutlar harala gürele çoğalırken , ne olduğunun farkında mısınız?
değilsiniz !
Ben de..
Çünkü bişi olmuyor.
Her gelen ayrı bir havadan çalıyor.
Büyük bir devletin yapacağını "büyük gönüllü ordusu" ile gerçekleştiren her kimse minnettarım.
Selam ve sevgi ile değerli ve hakiki Dadaşım.
Erzurumlu Selim
Sevgili Selim.
Güzel bir konuyu çok güzel bir şekilde ele alıp işlemişsin. Ben de aynen senin gibi düşünüyorum. Kısaca Türkçe Olimpiyatları adı verilen bu olayı sağa sola çekmeden, öküz altında buzağılar aramadan sahiplnmeli ve ona hakkettiği değeri, önemi vermeliyiz. Ülkemiz adına kıvanç verici bir durumdur.
Selam ve sevgilerimle.
Erzurumlu Selim
sami biberoğulları
Efendim Neymiş Fethullah Gülen'e saygı ve sevgi ifadesinin yarışına dönen bir şov oluyormuş... Başka birileri yapsın ona da saygı ve şükranlarımızı iletelim...Yaptılar da başlarına taş yağdıran mı oldu? Yumurtalı protesto mu yaptık..
Bu milleti anlmakta zorlanıyorum gerçekten.
Selam ve sevgilerimle.