Yönetmen[1.Bölüm]
Yapraklar artık tamamen sararmıştı,sanki sepya tonlardan bir fotoğraf karesi gibiydi her yer..Sonbaharın ağaçlarla savaşını izlerken dar bir ara sokaktan geçiyordu.Sokağın sonu şehrin en kalabalık caddesine çıkıyordu.Aslında Ildız kalabalıktan ve kalabalığın ekürisi olan gürültüden pek hoşlanmazdı fakat biraz insan içine çıkması gerektiğini düşünmüştü.
Bir an düşen yapraklara gözü takıldı daha sonra bakışlarını yapakların düştüğü ağaçlara çevirdi.
-Tıpkı evlatlarını kaybeden bir anne gibi hissediyor olsan gerek.
Yürümeye devam etti,aklı Leyla ve onunla olan ilişkisindeydi.Bir senelik inişli çıkışlı ilişkileri son iki aydır hızla irtifa kaybetmeye başlamıştı ve Ildız yere çakılmanın zararlarını hesaplamaya başlamıştı bile.
Caddeye vardığında tüm sinir sistemi bir anda savunmaya geçti.Kalabalığın sanki ona muhalefet ettiğini hissetmişti,her seferinde böyle hissederdi zaten.”Tamam,hiçbirinin umrunda değilim!”
Biraz caddede yürüyüp sakinleştikten sonra diğerlerine göre daha az müşterisi olan küçük bir bara girdi.Burayı severdi,bu cadde üzerinde sevdiğide tek yerdi.
Aklını onlarca düşünce deniz anaları gibi gıdıklıyordu -ki bu çok sinir bozucudur.- hatta bazende acıtıyordu.O sırada garson bir isteği olup olmadığını sorarak dikkatini dağıtmıştı,ona teşekkür edecek gibi oldu fakat sonra bira istemeyi tercih etti.Garson gülümseyerek masadan ayrıldı ve birkaç dakika sonra elinde büyük bir bardak ve fıstık tabağıyla geri döndü.
Birasından bir yudum aldı,bir sigara yaktı,gözlerini kapattı.Leyla’yı çağırıp çağırmama konusunda karar veremiyordu.
O sırada gözü yan masadaki kadına takıldı.Uzun sarı saçları yanaklarından beline kadar dökülüyordu,bu açıdan göremiyordu fakat gözleri maviydi,yani öyle olmalıydı.Ildız’a göre bu saçlara sahip olan kadın muhakkak mavi gözlerede sahip olurdu.Ne olduğunu anlamamıştı,bakışlarını kadının saçlarından hayli zorlanarak çekti ve birasını bir dikişte yarıya indirdi.Elleriyle saçlarını karıştırdı.Neye uğradığını şaşırmıştı.Tekrar kadına baktığında gözgöze geldiler,kadın gülümserken Ildız şehrin aydınlık yüzünü görüyordu.
Birkaç gülümsemeden sonra kadın kalkarak Ildız’ın oturduğu masaya geldi.İzin isteyerek oturdu.
Tokalaştılar lâkin Ildız Eylül’ün elini bırakmakta zorlandı.Sakinliğini korumaya çalışarak –ki hayli zor oluyordu.- “Buraya sık gelir misiniz?” diye sordu.
Bu şekilde başlayan sohbetleri akşama kadar sürdü.Ildız anlattıkça Eylül dinledi.Laf arasında bir yerde Ildız Eylül’e tekrar görüşmek istediğinide belirtti.Akşam saatlerinde bardan ayrıldıktan sonra Ildız kıpır kıpır bir halde evin yolunu tuttu.O sırada Leyla aklını kurcalamayı bırakmış gibiydi.
DEVAM EDECEK...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.