- 3477 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
BEN FUTBOL SEVMİYİM.
Ah Dostlar ah…Bu günlerde ziyadesiyle dertliyim. Neden mi? Avrupa Futbol Kupası maçları başladı da ondan.
Eminim şimdi bu yazıyı okuyanlar ‘’Hay Allah ben Sami Biberoğulları’nın yazısını tıklamıştım karşıma bir bayan yazar çıktı ‘’ diye düşünüyordur. Yok yok merak etmeyin benim. Elhamdulillah erkeğim. Çok şükür efemine filan değilim.Öyle eğilimlerim yok. Hatta metroseksüel bile değilim. Lakin ben bu futbol denilen nesneden pek hoşlanmıyorum. Sadece milli maçları ve - hangisi olursa olsun- Türk takımlarının yabancılarla oynadığı maçları seyrederim. Seyretmek denirse tabii ki.
Doğma büyüme Beşiktaşlıyımdır ama bilmem Beşiktaş futbol takımında kimlerin oynadığını. Nitekim geçenlerde benim büyük oğlanla Beşiktaş’ın bir maçını seyrediyorduk ‘’Oğlum bu takımı yanlış kurmuş antrenör Sanlı’yı alacaktı ki takıma bak ortalığın nasıl tozunu dumanını attırıyor’’ dedim; bön bön baktı suratıma. Meğer Sanlı futbolu bırakalı neredeyse otuz sene olmuş.
Hani bazen sırf çocuklarla bir şeyler paylaşma adına ben de onlarla birlikte maç seyredeyim diyorum beş dakika geçmiyor bizimkiler başlıyor: ‘’ Ya baba sen internete girsene, bak bilgisayar boşta ne güzel. Otur keyfince yaz- çiz ‘’ diyorlar.
O değil de sanki kendileri çok anlıyorlar futboldan. Soruyorum bazen ‘’ Bekler kim ?’’ diye ‘’Bek de ne yahu?’’ diyorlar. ‘’Yani oğlum müdafiler...Bizim müdafiler kimler?’’ diyorum kolumdan tuttukları gibi odadan atıyorlar. Eşşek sıpaları daha bek ne onu bilmiyorlar; bir de futbol seyretmeye kalkıyorlar.
Dün yine bir maç vardı…Baktım bir tarafta kırmızı-sarılı bir takım, öte tarafta mavi-beyaz… Heyecanlandım tabii ki. Ne de olsa çocukluk yıllarım Erzurum’da geçmiş. ‘’Vay anasını yaaa Erzurumspor ile Galatasaray maçını veriyor televizyon’’ diyorum yine beni bilgisayarın olduğu odaya kilitliyorlar. Neymiş efendim o maç İspanya- İtalya maçıymış. Herifler Galatasaray’ın, Erzurumspor’un formalarını çalmışsa kabahat benim mi?
Şimdi bir ay kadar artık bizim diziler güme gidecek. Merakımdan çatlamazsam iyi. Adını Feriha koymuştum değiştirdiler mi yoksa hâla Feriha mı?, Fatmagül’ün suçu ortaya çıktı mı… Bunlar neyse ne de en çok Behzat Ç. Yi özlüyorum. Adamdan ne güzel yeni ve yakası açılmamış küfürler öğreniyordum. Merak bu ya hep kıyamda olan Patrona Halil’in ne zaman rükuya, secdeye varacağını merak ediyorum. Pargali İbraam’ın kellesini görmek istiyorum artık. Lakin yok..Bu günlerde evde varsa top, yoksa top. Namussuzlar sanırsınız Halil Hamit Paşa’nın sür’at topçuları.
Kısacası efendim itiraf ediyorum : Ben erkekler aleminin bir yüz karasıyım. Bir erkeğin futboldan bu kadar uzak olması inanılacak gibi bir şey değil ama maalesef durum bu. Kurtlar Vadisinin Zaza’sının da dediği gibi: ‘’Ben futbol sevmiyim ‘’
Bazen kulak kabartıyorum bizimkiler maç seyrederken. Spiker anlatıyor: ‘’Sayın seyirciler Arda topu dikti’’ Ben hemen içeriden sesleniyorum. ‘’ Vah yavrum vah…kaç dersten?’’ Çocukların sesini duyuyorum ‘ hırrrr. ‘’ Hımm…Yanlış anlamışım demek ki. Bizimkiler Arda boylarında kırmızı erik toplamıyorlarsa mutlaka sefer-i humayun başlamış ve de Arda boylarındaki kal’alar önüne toplarımız dikilmiştir ‘’ diye düşünüyor ‘’Ya Rabbim ordumuzu muzaffer eyle ‘’ diye dua ediyorum.
Bir tarihçi olarak top deyince bizim aklımıza ne gelir? Elbette fatih Sultan Mehmet’in Şahi’si, Balyemez’i. İşte bu yüzdendir ki ilk zamanlarda çok şaşırırdım o cılız, sıska çocukların koca koca demir güllelere tekme atmasına. Sonraları öğrendim ki bu futbolcu denen milletin kullandıkları toplar meşinden yapılıyormuş. İçi de hava doluymuş. Velhasılı kelam topların da ahlakını bozmuşlar. Şimdi düşünün bir kere meşinden bir gülle ile kaç tane küffarı telef edebilirsiniz ki. Mesela vatandaş taç atışı denilen bir sitille gülle atıyor. Tam küffarın kafasına isabet ediyor. Lakin adam bırakın ölmeyi ‘’Yandım anam’’ bile demiyor…Savaşın bile çivisi çıkmış anlayacağınız.
Bu maç denilen olayda en illet olduğum şey ise millet ağız birliği etmişçesine güzelim şarkıların içine ediyor. Yahu millet o şarkının doğrusu ‘’ Fincanı taştan oyarlar, içine bade koyarlar’’dır. Bilmiyorsanız öğrenin. Şarkının söz yazarı tazminat davası açsa adam trilyoner olur valla. Gerçi bizim zamanımızda da saçma sapan şeyler söylerlerdi. Özellikle de Karadenizliler ‘’ Bir baba Hinduuu...Bimem kime pinduuu’’ Yahu Hindu’nun ne işi var bizim maçlarda diye düşünür dururdum. Hâla da bu sloganın sırrını çözebilmiş değilim. Mesela niçin Bir baba Azeri, ya da Çinli veya Japon değil de ille de Hindu.
Tabii ki bu arada maçı yöneten kişiler var. Öncelikle merak ederim hep bu heriflerin niçin hepsinin adı aynı. Hem niçin Arapça isim koymuşlar bu adamlara ? Hepsinin adı ortak sanki: Hakem. Neredeyse tamamına yakını İbn-i Hakem diye çağırılıyorlar. Memlekette bu kadar isim var iken başka isim bulamamışlar mı? Sora efendim bu isimleri İbn-i Hakem olan zat-ı muhteremler genelde genç insanlar olduğuna göre niçin ille de zavallılara gözlük taktırtmak istiyorlar onu da anlayamıyorum.
Neyse…Gelelim maç denilen bu acayip ve dahi garabet oyuna. Dikdörtgen bir alanda oynan bu oyunda top demeye dilim varmayan o meşin yuvarlak işte o alanın dışına çıkınca mutlaka Davut’a gidiyor. Yahu Allah rızası için bir kere de Ahmet’e, Mehmet’e gitse ya…İlle Davut’a gidiyor.
İşte bu ve buna benzer haksızlıklar, adaletsizlikler ve de saçmalıklar yüzünden ben pek maç seyretmesem de futboldan fena şekilde anlarım. Şimdi sizlere futbol denilen bu oyunun tarihsel irdelemesini ( B u kelimenin anlamını bilmiyorum ama kullanmak hoşuma gidiyor. Umarım doğru kullanıyorumdur. ) yapayım.
Futbol denilen bu oyunu kimler icat etti?
Pek tabii ki Türkler icat etti futbolu. Pek çok insanın zannettiği gibi Türklerin ta Orta Asya Bozkırlarında oynadıkları ‘’Depik/ Tepik ‘’ futbol değildir. O tamamen başka bir olay.
Efendim yine Orta Asya dönemlerimizde köyün birinde Ayıboğan adında bir yarma ile Nazenin adında bir hurma yaşarmış. O dönemlerde insanlar malum deriden kıyafetler giyerlermiş. Ama öyle Zetina dikiş makineleri olmadığından günümüzdeki gibi deri montlar, ceketler filan yapılamazmış. Yani iki deri parçası bitki lifleriyle bağlanır ve vücuda atılırmış. O yüzden de kız ya da erkek , vatandaşların baldır bacak genelde açıkta olurmuş.
Bizim Ayıboğan her gün gördüğü bu iki adet mermer sütununun daha da ilerisini görmeye niyetlenmiş. Bir gün Nazenin’i yanına çağırarak ‘’Kız bak aşeriyorum şu dut ağacına çıkıp bana oradan biraz dut atsana ‘’ demiş. Nazenin saf ya hemen çıkmış ağaca. Bizim Ayıboğan da tabii ki röntgen vaziyetinde ( Bu arada belirteyim Röntgeni Madam ve Mösyö Kürilerin bulduğu külliyen iftira..Onu da bizler bulduk ) Neyse efendim Ayıboğan açmış ağzını öyle bakarken Nazenin ‘’Dutu ağzıma at diyor her halde ‘’ diye düşünerekten Ayıboğan’ın ağzına elleriyle kopardığı dutları tek tek atmaya başlamış. Ayıboğan aşağıdan bağırmış. ‘’ At at..Daha çok at nasılsa DUT BOL ‘’
Nazenin Ayıboğan’ın karnı bir kümbet kadar olana dek dut atmış ona. Lakin köyün kıskanç delikanlıları Nazenini uyarmışlar…’’ Kızım bu puştun hilelerine kanma seni dikizlemek için çıkarıyor ağaca’’ Hımmm demiş Nazenin ‘’ Ben ona sorarım. Demek ki beni dikizliyor ha.’’
Ertesi gün erkenden dut ağacının dallarına beş on karpuz taşımış. ‘’Alışmış kudurmuştan beterdir’’ derler ya Ayıboğan yine gelmiş öğlene doğru ve Nazenin’i ağaca çıkarmış. Aşağıdan da seslenmiş. ‘’ Dut bol mu? ‘’ Cevap vermiş Nazenin ‘’ Evet Dut bol’’ Ve karpuzlardan birini direkt Ayıboğan’ın ağzına atmış. Ama karpuz onun lsağ koluna değmiş ve sağ kolu zedelenmiş. İkinci karpuz sol kolunu zedelemiş.Ayıboğan salağı ise kaçacağına hâla seyredeyim derdinde. Nazenin üçüncü karpuzu yollayınca Ayıboğan güzel bir dömivole ile tehlikeyi savuşturmuş. Dördüncü karpuzu rövaşata yaparak uzaklaştırmış. Bu arada köyün delikanlıları da gelmiş olay mahalline ve olayı seyrediyorlar. Ayıboğan altıncı karpuza kafayı koduğu gibi paramparça etmiş. Lakin yedinci karpuz çok ufak bir kelekmiş ve de tam doksandan Ayıboğan’ın ağzına girmiş. Ağzı açık vaziyette beklemekte olan Ayıboğan’ın tam gırtlağına kadar inen kelek yüzünden zavallım keleğe gelmiş ve nefesi kesilerek oracıkta ruhunu teslim etmiş.
Tek eliyle nice ayıları boğan bu köyün yiğidinin yasını yapmış günlerce köylüler. Daha sonra da onun anısını yaşatmak adına her sene karpuz mevsiminde karpuz tekmeleme festivali düzenlemeye başlamışlar. Bu festivale ise Ayıboğan’ın duyduğu son söz olan ‘’ DUT BOL ‘’ festivali denmiş. İşte o günden sonra da bu festival ve festivalde oynanan oyun atalarımızla birlikte yedi iklim dört kıtaya yayılmış. Lakin onun bile içine etmişler. Adını değiştirip FUT BOL yapmışlar…Yok efendim..Öyle yağma yok o oyunun adı DUT BOL dur. Milli oyunumuzu kimselere kaptırmayız.
Milli oyunumuzu kimselere kaptırmayız da ben yine de sevmiyim Dutbolu..Hep aklıma cengaver,kahraman Ayıboğan’ı getiriyor çünkü. Muradı gözünde gitmiş garibim
YORUMLAR
Birisi demiş:top dedikleri meşin bir deri arkasından koşar 8-10 deli.
Seyredene ne demiş bilmiyorum,
Ya hocam ne yaparsın bir sevdiğimiz o birde balık denizde senin. orada..
Tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Futbolla çok aram olmasa da burada yazdığım kadar da değilim hani. Her erkeğin kanında mutlaka tuttuğu takımın tenleri vardır en zaından. Mesela sen ve benim kanımda olan siyah - beyaz gibi. Değil mi?
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Ben futbol sevmediğim gibi hüzün yazmayı da sevmiyim...
Selam ve sevgiler.
sami biberoğulları
Bir gün gelecek herkes Beşiktaşlı olacak zaten. Şimdilik bunun farkında değiller. Dizilere gelince: Toplamda üç dizim var ki onlar da tatile girdi zaten.
Espriler ise yazarken kendiliğinden geliyor. Bir etüd ya da alt yapı çalışması yapmıyorum.
Beğendiğinize sevindim.
Selam ve sevgiler.
Erol Abi'nin garın cırma yazısından sonra senin ki "Kuş dili Koma fili " (bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum) yazın bayağı ortadan atılan avut topu gibi bişey oldu.Tam topa vuracakken...Hakemm düt dedi...Hakemin düt demesi neyse de,yanım daki arkadaşş,Hakemm hakemm senin...demeye galmadi...vay anam senin tavuğan kim kış dedi,dedi tiribünden birisi....Hocam müsadenle toparlayacam...İki dakka sabır....Neyse çok halika bir sipor yazi idi...Erzürümden selamlar
sami biberoğulları
Bir günde iki yüksek dozda mizah yazısı fazla geliyor anlaşılan. Gerçi sonunda toparlamışsın ama neredeyse gidiyorrmuşsun be gardaş. Aman kendine dikkat et. Erol Abi yüksek dozda antibiyotik kullanıyor...Ben de yüksek voltaaj elektro şokla devreye girince yan etki oluyor tabiyatıyla.
Selam ve sevgiler.
Sami hocam, futboldan anlamasak da aynı takımı tutmuş olmamıza sevimdim. SİYAH- BEYAZ:))
Gülümsedim sayende ama asıl güldürüp düşündüren şiirin oldu. O neydi hocam öyle ya.
saygılar..
sami biberoğulları
Bir gün herkes Beşiktaşlı olacak.
Şiire bakacaım bakalım neler yazmışsın. Merak ettim şimdi?.
Selam ve sevgilerimle.
"Ne kadar çok hakem var bu oyunda'' demişti dönemin Avustralyalı kızarkadaşı, ''Baksana, neredeyse her oyuncuya bir hakem düşüyor.''
''O gördüğün beyazlar hakem değil, bizim milli takım''
Bizimle gelen Yeni Zelandalı bir hanım arkadaşımız ise öbür taraftan lafa girdi:
''Şu Gökdeniz değil mi? Gökdeniz Karadeniz! Oyununa hayranım.''
Özetle futbol bilgisini de iman ve paranın yanıbaşına koymak lazım: Kimde olacağı belli olmuyor.
Güne gülümseterek başlatan bu yazı için teşekkürler.
İlhan Kemal tarafından 6/11/2012 7:11:49 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Gökdeniz karadeniz adını taa Yeni Zelanda'ya kadar yazdırmışsa eh artık onun alnından öpmek lazım...Tabii ki bir bayanın futbolla bu kadar yakından ilgili olması da takdire şayan
Dediğiniz gibi para, iman ve futbol bilgisinin kimde olacağı belli olmuyor.
Selam ve sevgilerimle.
ala alüülala:))
demek ki bir ay boyunca YAZIBOL:)
'' Değerli Sami'' diyen spiker de kalmadı zaten:)
müthişti yine,,hep keyifle okuyorum sayfanızı değerli arkadaşım...
selam ve sevgilerimle
sami biberoğulları
Al sana kafayı takacak bir soru...Araştırmam lazım.
Selam ve sevgilerimle.
evet bir ay tv kumandasına el sürmek haram:)))
kendime taraftar bulduğuma sevindim
:)) gülümsettiniz yine hocam
saygılarımla
sami biberoğulları
Kelaynak kuşları gibi giderek neslimiz tükense de bir kaç tane futboldan hoşlanmayan erkek de var hâla...Korumaya almak lazım bizleri.
Selam ve sevgilerimle.
Demekki sade ben değilmişim bu futboldan anlamayan yine sadece bizim çocuklar değilmiş
dizilerde beni bilgisayara yollayan :))
Çok hoştu yazınız. Tebessüm ederken düşündüren ve aynı zamanda olması gerekenleri
anlatmaya çalışan.
Selamlarımla...
sami biberoğulları
Bizim gibilerin nesli tükendi sanıyordum. Demek ki bir iki tane de olsa varmış.
Rahatladım hocam..Ben kendimi bu konuda tek sanıyordum.
Selam ve saygılar.
ben sizden daha çok biliyorum futbolu ama yazdığınız bir yazı vardı annenizle maç izleme maceranız
Zaten bu dünyada ne varsa biz Türkler bulduk da bir türlü değerlerimize sahip çıkamadık. Allah dan kocam Recep de sizin gibi futbol sevmeyen erkekler arasında
yine güzel bir yazı tebrikler hocam
Selam ve Sevgiler
sami biberoğulları
Bizim kanka da maçtan hoşlanmıyor demek. Niçin bu adama bu kadar kanım ısındığı bu yüzden işte.
Selamlar.
//Pek tabii ki Türkler icat etti futbolu. Pek çok insanın zannettiği gibi Türklerin ta Orta Asya Bozkırlarında oynadıkları ‘’Depik/ Tepik ‘’ futbol değildir. O tamamen başka bir olay.//
Bir yarışma proğramında "Depik/Tepik " sormuşlardı ve yarışmacı bilememişti yazıyı okuyunca
hatırladım.Sizin gülümseten yazılarınızı okumak güzeldi öğretmenim.Kaleminiz daim olsun.
Tebriklerimle.Saygı ve selamlarımla.
sami biberoğulları
Çok ilginçtir. Futbol ( Yani depik ) biz Türklerin bir buluşu olduğu gibi atlı polo denilen ve bu gün İngilrerede oynana oyun, Yine İngiltere'de oynana kriket..Bütün bunlar en eski Türk oyunlarındandır.
Yazıma gelince: Futbolla çok da ilgili değilim ama o kadar da ilgisiz sayılmam aslında. Beğendiğinize sevindim.
Selam ve saygılarımla.
Zaten metroseksüel olabilmek için Aksaray -Esenler metrosunda bir deneyim ( eski dilde ;tecrübe) yaşamış olmak lazım. Tam sıkışık zamanda Aksaraydan metroya bineceksiniz ki orada gayet safiyane hissiyatla sizi kucaklarına alıp Esenler son durağa kadar götürsün yardımsever vatantaşlar. Belli ki siz de bu konuda denenmemişlerdensiniz.yani deneyimsizsiniz.
Siz de deneyimsizleştiremediklerimizdenmisini? diye sorsalara benim gibi " evet ben de deneyimsizleştirmediklerinizden biriyim " diyeceksiniz.
Ayrıca futbol okulu açılıyor ,gidin yazılın. Öğrenmenin başı olmaz.
Bir kere futbolda en mühüm olay top'dur.
Topsuz olan oyunlara "topsuz alanda yapılan " denir ki zevksiz bir olaydır . neden topsuz alanda oynar bazı öğrenciler. Çünkü sahada yeterli top yoktur.yeterli top olabilmesi için sahanın muhtelif bölgelerine top yerleştirilmeli ve akşam yatmadan çnlerine su ve kokoreç konulmalıdır.
Eski Türklerde futbola " füttoş" derlerdi ve nasıl oynandığını bilmezlerdi. sadece demekle yetinirlerdi.
Eski Roma da ise latince "qui inventa in eu quae ibneyse" derler di ve Türkçe " bu futbolu hangi i... icat ettiyse " demektir. Sezar Kötümüs Samandıraküs söylediğinden adı ilk zamanlar bu halde kaldı.
bir de farsiler derdi " topengezbegerdemi cebrez agayi möneccim" yani bunu da dilimize çevirirsek "müneccim şeysi şeyolmuş gibi ortalıkta gezme aga" demektir ki mezheplerarası farklılığa da işaret eder.
Bu arada Trabzonlulardan bahsetmeden sözü bitirisek ilmi bir çalışma yapmamış oluruz.
Trabzonlu Seyfullah abi Erzurum İlahiyette okurken takım kaptanıydı. O demiştir ki " Ula Neçati, yab oğa köğüs istobi da al oni öğüne"
Furbolumuzun en güzel yönü ise kültürel üretim e katkı yapmasıdır. her maçta en değişik ve olmadık kombinasyonları içeren küfürlerimiz insanımızın üretken düşünsel cinsel sapkış dünyasına bir ördek değil midir.
Ördek örnek ne farkeder.
İkisi de "vak vak" demiyor mu neticede.
Bir hakeme Erzurumda " Ula haççeeeem senin alişveriş yaptiğin bakkalin ejdadini s....m " demek hangi ulusun aklına gelir. Sakın Bülent Ulusu demeyin .
Hocam değerli yazınızdan feyz aldım. Saygı ile ellerinizden öperim.
Bir şairin iki mısrasıyla bitiriyim sözümü ...camilerde hocaların yaptığı gibi...
"Deyyüp gecme endam-i şark-ü civcivine şükür"
"Hali dest-i vekili ehalendur bibaki ol Hakan Şükür"
saygı ile.
( Ben tercüme edemedim.Hocam affedin.)
"
sami biberoğulları
Pek çok futbol terimi hakkında bilgi sahibi oldum yorumunuzla. Lakin en sonki beyiti ben de açıklayamadım.
Güzel bir olaydan bahsediyor sanırım.
Selam ve sevgiler.
Erzurumlu Selim
"Hali dest-i vekili ehalendur bibaki ol Hakan Şükür"
Gardaş bizm Erzurum dliynen açıkliyim bu güzelim beyiti;
doğunun çivçivinin endamimine ezem gile getmiştim..Halil destiyi aldi ve kilere giderken; eha len dur dedi baki babasi olacaksan Hakn Şükür ol..
anlamına gelen tekniği o biçim divan edebiyatında baş beyitten biridir.
Galıbı da şöyledir, Faizetun,faizun,ribaun haramdur...
sami biberoğulları
Erzurumlu Selim
erolabi
Fuzuli ile Baki merhum rahmetle anılmış oldular bir kez daha..
Fakat bu yazdığım beyiti Belani'nin Farisi lisan ile yazılan " Hass-i keim Belani" adlı eserinde bulabilirsiniz.
Diyor ki burada Belani ;
boyunun bosunun güzelliğinden ötürü doğu bülbülü gibi teşekkür ederek gezinme
zira bir zaman gelicek halin düzülmüş çakallar gibi olacak sen baki zannettiğin şeyler yok olacak zannetme sadece krallar şükreder
sami biberoğulları
Bakın ne güzel başlamışsınız.
Maç maç maç
İster bak, ister kaç.
Bunu devam ettirip güzel bir mizah şiiri yapabilirsiniz...Haydi klavye başına.
Selam ve saygılarımla.
AYSE 09
çok teşekkür ederim sağ olun