KARNE GÜNÜ DİYALOĞU
Okulun kapısından bir hırsız gibi süzülmeme ben de çok güldüm. Ama oğlumun beni görmesini istemiyorum. Sessizce bir kenardan onu izlemek, yakınındaki arkadaşlarını, özellikle de günlüğüne, hiç şaşırmadan bir kalp ve içinde R harfiyle sembolleştirdiği şahsı görebilmek için böyle gizleniyorum okulun bahçesinde. Dün akşam "karneni beraber alalım" dediğimde gözleriyle dövecekti beni nerdeyse.
Neymiş efendim, "artık genç bir delikanlıymış, arkadaşları onunla alay mı etsinmiş,..v.s. v.s." Eğer akşamleyin, tıpkı küçüklüğündeki gibi "sen bilirsin anne, istiyorsan gel" deseydi, bugün bu casusluk oyununa ben de tenezzül etmezdim. Ama nihayetinde anneyim. Avuçlarımdan bu kadar çabuk kayıp gitmesine nasıl izin veriririm.
Geçen hafta temizlik yaparken günlüğü geçti elime. Biliyorum yaptığım hiç hoş değil. Ama yavrumun benden habersiz şekillenen dünyasına hiç olmazsa küçük bir pencereden bakmaya hakkım var değil mi?
Tamam, tamam eşim de söyledi. "Yaptığın hiç hoş değil, sana da ailen böyle yapsın istermiydin..." gibi bir sürü nasihat dinledim zaten.
Ama benim de günlüğümü okumuştu annem. O günden sonra kendimce bir kripto geliştirip, alfabemi saklamıştım. Hatta üniversite yıllarında annemin bulmaca çözer gibi benim oluşturduğum alfabeyi çözmek için harcadığı çabayı hatırladıkça hala gülerim.
Bir gün defterimi önüme atmış, "Kızım ne yazıyor burada bir oku da dinleyelim" deyince kafama göre bir hikaye uydurmuştum da, annem derin bir "fesuphanallah" çekip uzaklaşmıştı yanımdan.
Şimdi anlıyorum annemi. Benim kanatlarımın altındayken yavrularımı korumak için her yol mübah artık. Sadece günlüğünü okuduğumu belli etmesem yeter. Eşime de öyle söyledim. "Sen günlüğü okuduğumu oğluma söylemezsen, ben de bu ayıbı yapmış olmam" dedim.
İşte kantine yakın bir duvarın üstünde oturuyor arkadaşlarıyla. Bir sürü kız da çevresini sarmış. Tabi ki bu kızlar oğlumdan gözlerini alamayacaklar. Böyle yakışıklı bir evlat sahibi olmak her anneye nasip olmaz. Kerataya bakın. o da farkında. Artist gibi göz altından bakıyor o da kızlara. Belli canım hepsi peşinden koşuyor işte. Ama bu kalp içindeki R harfi bunlardan hangisidir ki?
Kahretsin çok da uzaktayım. Konuşmalarını duyamıyorum. Hiç olmazsa bir kaç kelime yakalasam, ben boşlukları doldurabilirim. Duvar kenarındaki ağaçların altından biraz yaklaşsam mı ki?
Geldiğimden beri şu sarı etekli kız da bana bakıp duruyor. Bir selam versem mi ki?
Ayy ne yüzsüz şey bana doğru gelmeye başladı. Neyse kısa bir muhabbet ile işi çözerim:
-Merhaba Reyya teyze. Serkan için mi geldiniz?
-Merhaba yavrum. Evet bugün fazla işim yok da, karnesini aldıysa eve götüreyim istedim.
- Daha almadık karneleri sistem arızadaymış. Sizi götüreyim Serkan’ın yanına,
-Aaa... hiç gerek yok tatlım. Bulurum şimdi ben onu, sen arkadaşlarını yalnız bırakma.
-Ne demek Reyya teyze. Zaten işte kantinin orada oturuyor. Ama benden duymuş olmayın sinema ya gidecekler galiba...
-Yaa... Haberim yoktu. Neyse o zaman kızım hiç planlarını bozmayayım. Ben bir kaç işimi halledip gene gelirim.
-Olur mu Teyzecim gelmişsin buraya kadar. Dur çağırayım. SERKAAAN...
Bak annen gelmiş.
Başımdan aşağı bır kova kaynar su döküldü, şu münasebetsiz kızın yüzünden. Nerden çıktı şimdi. Şu an oğlumdan, akşam da babasından laf duyacağım şimdi. Ne yapıyor bu kız aklınca. Yoksa kalp içindeki R bu mu?
-Zahmet oldu yavrum. Kusura bakma adını da çıkaramadım.
-Selma teyzeciğim. Ben Serkan’ın sınıfında değilim. Ama bir kaç kere görmüştüm sizi. Aslında yakın oturuyoruz.
-Ha öyle mi? Ben de seni tanıdım da. Demek o yüzden.
Ne tanıyacağım. Gelip yapıştı yakama. Ne yapalım el mecbur gideceğiz artık oğlumuzun yanına. İşte toparlandı. Yavrumun yüzündeki renk bile gitti. Çok sinirlendi galiba. Tühh şu R yi de göremedik ki. Bari görseydim de bu sarı etekliye sonra görünseydim.
-Merhaba anne. Niye geldin ki?
-Serkan yavrum merhaba. Biraz vaktim vardı. Şu üst sokakta işlerimi tamamlayınca aklıma esiverdi işte. Merhaba çocuklar.
Artık imkanı yok bulamam oğlumun kalbinde çırpınan güvercini. Tanıştırmaz bana.
-Merhaba çocuklar ben Serkan’ın annesiyim. Hepiniz aynı sınıfta mısınız?
Ne sorayım şimdi. Başımı oğluma bile çeviremiyorum. Salağa yatacağız artık. Sırtımdan sicim gibi ter süzülüyor. Rengim de kızardı mı acaba. Ya şimdi dalga geçerlerse kuzumla. Öff. Eşimin de hakkı var. O kadar da yapma dedi. Bu sefer elimize yüzümüze bulaştırdık. Bu sarı etekliye de ne oluyor ki. R de değilmiş. Adı da ne idi? Şimdi çık bakalım işin içinden Reyya. Sana uyanda kabahat. Aslında direk binaya girip camdan baksaydım böyle göze de çarpmazdım.
-Bişey içer misin anne? Limonata getireyim mi sana?
- Yok yavrum sağol, gideceğim zaten. Karneni aldıysan eve götüreyim seni istemiştim.
-Almadık anne. Alınca ben kendim gelirim.
-İstersen beklerim. Hem Müdür’le de konuşayım diyordum.
-Yok anne. Karneyi alınca Cenk’lere gideceğiz hep beraber. Abisi bir kaç kitap verecekti bizlere.
Görüyor musun. Nasıl da gözüme baka baka yalan söylüyor. Böyle mi terbiye verdim ben bu çocuğa. Eminim koluna R yi takıp, üç kuruş harçlığıyla tavlamaya çalışacak. Hıh neye yeter ki elindeki para. Neyse zaten yeterince zor durumda kaldım.
-Peki oğlum o zaman ben hemen bir Müdürü görüp sonra ayrılayım. Siz bakın keyfinize.
Bu çocuğun da ne kadar parası var ki. Şimdi kıza rezil de olmasın.
-Serkan yavrum biraz gelsene.
Anladı galiba hınzır hınzır güldüğüne göre.
- N’oldu anne?
-Yavrum var mı paran biraz vereyim mi?
-İyi olur anne yaa. Varsa bir elli versene.
Elli haa. Para basıyorum sanki. Şimdi çocukların önünde sorun yapmayayım. Akşama da belki söylemez babasına. İstediğini verip de gideyim. Dışarıdaki kafede oturup çıkışını bekleyeyim. Nasılsa yanında yürüyen kız R den başkası olamaz.
YORUMLAR
reyya
Sayfama hoşgeldiniz:))
NAsıl büyürler ki gözümüzde, dünkü çocuklar...
Ne garip bizlerde dünkü çocuğuz hala...
Kendi geleceğimi gördüm bir an, hem parasız kalmasın, hem parasını na buna yedirmesin derdim herhalde...
Ah! ne bileyim karışık kafam biraz, oğlumun o kadar büyüdüğünü düşünmek yordu bir an beni...
Tebrikler yazarım...
reyya
Bu sayfa da senin de oğlunun delikanlılık zamanı anılarını okuyacağımdan eminim
gönlüm seninle
reyya
Ama evlatların büyüdüğünü kabul edemeyen validelerden biri de benim herhalde