- 966 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEHİRLİ İNSANIYIZ İŞTE.....
Şimdi neden durduk yere bunu konu aldın diyeceksiniz bana? , Hani o köy kesimlerindeki sıcaklık ,insanlık,hizmet yüreği,insana insan değeri.Yitirilmişliğin kucağında yaşıyoruz .Şimdi, yok oluşumundayız , sıcaklığın, sevecenliğin, ...Yobazlaşmış fikirler, parasal değerler ortasında bölünmüşlüğümüz....İnsanlığımızı unutulmuşluğumuz.....Değerlere fiyat biçip ,etiket koyduğumuz ....Anlamak güç olsada,bu gibi şeyleri belki unuttuk,belkide öğretilmeden yetiştirildik........ama gerçek olanı,türklere yakışanı değilde,avrupa özentisi yaşıyoruz benliğimizde....Öyle adres falan sorma sakın ;tanımazlar .Kimsenin kimseden haberi yok.kim kimin komşusu,ne komşusu.?....Kimin arabası yenilenmiş,kim yeni lüks bir daire almış ?Takip ederler hep o kişileri. Sorarsan belki tanır sana villasını gösteririler.Arada var tabiiki, süzgecin dibinde kalmışlıklar.Hatırlarlar bazen insanlığın nasıl bişi olduğunu...Magazinden uzak kalmış insanlar...Bir ekmeği paylaşanlar......Zenginin parası züğürdün çenesini yorarmış...Kimin parası, kimin derdine çare olur ,kim kimden fazla iyilik yapmıştır bilinmez...Boşver!!!!.... insanız işte. Şehir insanıyız.....
YORUMLAR
Şehir,toplayan,büken,yoran, tekrar dağıtan acı birşey.Acılığı kayboluşlardan gelir.Şehirleşen birazda kimliksizleşir.Kuralları şehir koyar ve siz soru sormadan yaşarsınız..Ve şehir yalnızlıktır.Bir şiirimizde demişizki:
Yalnızlık
Ne çokluksun
Bunaldım derinliğinde
Çokluk
Sen ne ce yalnızlık
Üşüdüm serinliğinde
Dostluk
Sevginin sonsuz coşkusu
Uçuyorum birliğinde...
Ve demişim ki:
Kapıldığım umutlar,gözlerimde mücella,
Bütün akşamların yakıcılığı leyla!...
sevgili adalet
yine çok güzel bir konuya değinmişsin.ben bu konuda yaşanmış bir hikayeyi anlatmak istiyorum müsadenle.
kendi öz milletimizden bir erkek arkadaş
bir kızı beğenmiş.
Allah,ın emri Peygamberin kavli istetmiş.
kızın babası sormuş:
ne iş yaparsın.???
(bu sitede her meslek gurubundan insanımız var yanlış anlaşılmasın diye gencimizin mesleğini sölemiyorum)
kaç para maaş alırsın???
gencimizde cevaplamış.
kız babası
mesleğide
maaşıda
olumlu bulup kızını vermiş.
evlenmişler ve başka bir şehire tayın olup gitmişler.
bir gün
kız babasına telefon açmış:
baba ibadetime karşı çıkıyor.....
bana saçımı başımı açtırıyor...
açık giyineceksin ...diyor.
demiş.
babası hemen bi arabaya atlayıp doğruca kızının evine varmış.
akşam olmuş damat gelmiş.
kızın babası öfkeyle:
sen benim kızımı nasıl açık giydirirsin..ibadetine nasıl izin vermezsin.
demiş.
damat gayet sakin cevaplamış:
ben sizin kızınızı istemeye geldiğimde bana sadece mesleğimi ve maaşımı sordunuz.
dindarmıyım,neyim ,neciyim sormadınız.
ben din e inanmıyorum.
ve eşimde benim istediğim tarzda hareket edecek
yok sa al kızını götür..
demiş.
kızın babası hiç bir şey diyememiş ve ardına baka,baka evine dönmüş.
anlata bildim mi bilmiyorum.
sevgi ve saygılarımla
...Yobazlaşmış fikirler, parasal değerler ortasında bölünmüşlüğümüz
....İnsanlığımızı unutulmuşluğumuz
.....Değerlere fiyat biçip ,etiket koyduğumuz
....Anlamak güç olsada,bu gibi şeyleri belki unuttuk,belkide öğretilmeden yetiştirildik........
Söyleyecek söz yok...yazı söylemiş her şeyi..
SEVGİYLE..
ASLINDA SUÇ ŞEHİRDE DEĞİL, ŞEHİR İÇİNDE YAŞAYAN İNSANLARDA.
MODERNİZİM, FIRTINASI VE MODA HEYECANIYLA HERŞEYİN İÇİNİ BOŞALTTIK. HATTA "İNSANIN"İÇİNİ BİLE BOŞALTTIK..BEYİNLERDEKİ KELİMELER KAYPAKŞALINCA İNSANDA NE YAZIK KAYPAK OLDU. YOKSA NE TEKNOLOJİDE SUÇ NE DE ZAMANDA...
İNSANDA SUÇ İNSANDA...
MADDEYE O KADAR DALDIK Kİ MANEVİYAT ÇEKİLDİ GÖNÜLLERDEN...
şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin
kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetleri
şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin
bozuk paraların insanı, sivilcelerin.
şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin
pahalı zevklerin insanı, ucuz cesaretlerin.
İsmet ÖZEL'in en sevdiğim şiiri olan Üç Firenk Havası şiirinden
Sevgili Adalet ne kadar haklısın bilsen,
Eskiden , 'ki eskide kalsın istemem aslında' insanlarımız da menfaat kaygısı yoktu, şimdi yaklaşımların hepsi menfaat, o eski köy insanımız artık gelen yabancıya Tanrı misafiri gözüyle bakamıyor, her gelen zarar vermiş çalmış çırpmış, artık dışarıda insanımız gezerken karşısındakinin yüzünü selam vermek için değil, potansiyel hırsız gaspçı olabilirmi korkusu ile bakıyor, değişiyoruz, umursamadan güle oyna bitiypruz...
Emeğine sağlık...
Saygılarımla Ömer Faruk