- 548 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sapık
Sapık
Tavır ve davranışları doğal olmayan, toplumun genel kabulüne uymayan, gelenek ve törelere uymayan kişilere toplumda “Sapık” deniyor!
Bir toplumda (tırnak içinde) “Sapık” olmadığında toplum asla kendini yenileyemez! Yenilik yapmak isteyenler dışlanırsa zaten toplum yerinde sayar, geri düşer. Eski öğretileriyle debelenir durur. Peygamberlerin tamamı toplumun bildik kabullerinin aksi yönde şartlar getirmiş ve toplumda ilk kabul anlarında “Sapık” damgasını yemiştir. Eski dini topluma göreceli atalarının dinini kaldırdıkları için “Kafir” denilmiştir. Yusuf ilahları putları reddedince ona “Kafir” demişler! Eski ile yeninin çatışması her dönem vardır, olacakta. Eski zamanda kölelerin pazarda satılması , cariyelerin cinselliğinin sahibine “Helal” edilmesi gayet normal karşılanmış, kutsal kaynaklarla da desteklenmiş. Hatta yaşı küçük kızların nikahı günümüzde “Sapıklık” olarak görülür, çok eskiden öyle değildi!
Bir dostumla sohbet ediyoruz, ben söz arasında bir ilahiyat profesörünün görüşünü söyledim; arkadaşım hemen atladı “O kişi sapıktır, hiçbir sözü geçerli değildir!”. Ben de başka bir felsefe profesörünün fikrini söyledim; bu sefer de “O kişi namaz kılmıyorsa sözü geçerli olamaz!” dedi. Ben de bir kadın yazar arkadaşımın fikrini söyledim; “Kadınların din alanında fikri olamaz, sen hiç kadın peygamber ya da büyük din alimi gördün mü?” dedi. Ben de çaresiz kendi fikrimi söyledim; benim sözlerimin bir kısmı cemaat ve tarikat liderlerinin görüşleri ve genel ilahiyatçıların görüşlerine aykırı imiş. Ben de çaresiz konuyu kapadım.
Son tahlilde; yeni dinsel öğretiler “Bidat” olarak görülüyor, eski öğretiler ise cemaat ve tarikat liderleri veya genel kabul görmüş ilahiyatçıların süzgecinden geçiyor; toplum da atalarından devir aldığı şekilde eskinin özlemiyle, eskiye dönme mücadelesi vererek çıkmaza giriyor!
Allah; Yunus, Mevlana, Muhyiddin-i Arabi, Hallacı Mansur, Sait Nursi (deli diye akıl hastanesine yollanmış), Nesimi (derisi yüzülen), Pir Sultan Abdal, Hacı Bayram, Ali Semerkandi ( “Niyet hayır, akıbet hayır” diyen çobanlık yapan veli zat), günümüzde ismi gizli olan bir çok değerli insanların öğretilerinin takipçilerini korusun. Onların yolundan siyasete bulaşanları da bedel ödemeden (Eüzübillahimine şeytane siyaset) uyandırsın. Amin.
Selametle;
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.