- 2570 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BEYAZ ÖLÜM VE ÖTESİ
1973...1974 yılları döneminde aSkerlik dönüşü Sorgun kaymakamlıgına kaymakam olarak atanmıstım.Bu görev sırasında nedense Yozgat Valiliğine Sorgun savcısı,malmüdürü ve komşu Sarıkaya Kaymakamı hakkında bir yazı yazma geregi duymuştım.Vali yazımı alır almaz şaşırmış.Zaten aramız bazı nedenlerden dolayı pek iyidegildi.Bakanlıktan benim ivedi olarak Sorgun Kaymakamlıgından alınıp baska bir göreve atanmamı istemiş.Bunun üzerine Bakanlık beni Niğde Çamardı Kaymakamlıgına vekaleten atamıştı.Sanırım Ekim ayının sonlarıydı.Başbakan tayinimi istemiyordu.Ancak İçişleri Bakanı şiddetle istiyordu.Kararname zamanı degildi.Kararname çıkıncaya kadar bakan kendi yetkisini kullanmıştı.Bakan emriyle adını ilk defa duydugum bir ilceye atanmıstım.Bir çeşit sürgün tayindi bu.Cumhuriyet ve mülkiye tarihinde ilk defa böyle bir vekaleten atama bana uygulanıyordu.Hoş sonradan bu tayinime yakın olarak şahit olan bakanlar istediklerini taltif ve istediklerini sürgün etmek için bu yolu bol bol kullandılar.Özellikle A.Necdet Sezerin cumhurbaskanlıgı zamanında bol bol kullandılar.Neyse 1974 yılında 30 yaşını yeni devirmiştim.Bavulumu toplayarak istemeye istemeye Sorgundan ayrıldım.Sorgına da vekaleten o zamanlar yeni maiyet memuru olan Ali Haydar Öner atanmıştı.Kendisi şimdi sanırım Çankırı valisidir...........................................................................................................................Nigdenin Çamardı İlcesi Torosların 2.000 metre yukseklıgınde o zamanlar 1.500 nufuslu bir yerdi.Şirin bir ilceydi.Buyuklugu Sorgunun bir mahallesi kadardı.İki mahallesi vardı.Bereketli ve Maden.İsviçre nin Alplerine benziyordu.Torosların Demırkazık tepesi 3.500 metrede demir atmış kursun bir kazık gibi muhtesem bir görüntü sergiliyordu.Turıstlerın cok ragbet ettiği Demirkazık ve Çukurbag köyleri ilceye cok yakındı.Orada görev yaptıgım 1975 Mart ayında çığ düşmesi sonucu Demırkazıga sabaha karsı tırmanısa gecen iki Orta Dogu Ünıversitesi talebesi çığ düşmesi sonucu yaşamını kaybetti.Onlara ulasmak için yapılan çalısmalara ben de katıldım.Ancak 2.500 metrede pes ettim.Gerisini dagcı kurtarma ekiplerine bıraktım. Sanırım AKUTU kurma fikri o zaman atıldı.Orada tanık oldugum olayları dün gibi anımsıyorum.Her biri bir KÖPRÜ dizisi olacak nitelikteydi.Bu bır dagcılık klubuınuın düzenlediği bir talebe tırmanısıydı.Masum ve art niyetsiz bir tırmanıstı.Kayıp ettiğimiz ögrencilerden biri o sırada Cumhurbaskanı vekili olan tekin Arıburnunun yegeniydi.Bu günleri anımsadıkca aklıma 1926...2007 yıllarında yasamış LANDIS EVERSONUN aKSAM ŞİİRİ gelir.Hoş ben de DEMİRKAZIK TA AKSAM şiirimi orad a yazmıstım.............İşte Eversonun Akşam şiiiri........AKŞAM.....AKŞAM.....AKŞAM...NİYE GELMİYORSUN ARTIK...........NE BEKLİYORSUN......BENİ ALMAYA........NİYE NAZLANIYORSUN.....BÜTÜN SOYTARILAR YAŞLANDI......AVUTAMIYORLAR BENİ ARTIK......KIRILAN OYUNCAKLARIMIN ARDINDAN DA YETERİNCE GÖZYASI DÖKEMİYORUM.....BÜTÜN ÇÖRTENLER.....SUSUZ...YAGMURSUZ VE ISSIZ......BÜTÜN HARMANLAR KALKMIŞ......HASATLAR TOPLANMIŞ......AKŞAM...BİR AGAÇ GİBİ...HIZLA VE VAHŞİCE BÜYÜYORSUN GÜN BE GÜN.......SONRA SEVİMLİ....KÜÇÜK YESİL YAPRAKLARA BÜRÜNÜYORSUN.....AKŞAM......TOPRAGA GÖLGENİ VURARAK....BÜTÜN GÜN...NEYİ BEKLİYORSUN.....VE NAZLANIYORSUN.....AKŞAM GEL ARTIK......AL BENİ SON YOLCULUGUMA......NE OLUR ARTIK....BEKLETME BENİ.....VE BEKLEYENLERİ SABIRSIZCA SENİ....................................................................................................................................Gercekten de yaşam pamuk ipliğinin ucunda.Dagda kaybettiğimiz o ik öğrenciyi andıkca kalbim hala sızlamakta..Ancak olaydan bir ay sonra yüksek makamlardan aldıgım bir tel emri meslegimin başında beni daha da karamsarlıga bogmustu.Tel emrinde şu yazılıydı:BU SOGUK MART AYINDA ÖGRENCİLERİN DAGA TIRMANMA MAKSATLARI ANLAŞILAMAMIŞTIR.ANARŞİ ve TERROR YÖNÜNDEN İYİCE ARAŞTIRILARAK İVEDİ OLARAK RAPOR HALİNDE BİLDİRİLMESİ.........)..................................................................................................Bu tel emri üzerine Demirkazı k dagına tırmanısa gecmeden önce kimliklerin Kaymakamlıga bildirilmesini resmi bir yazı ile jandarma komutanlıgına bildirdim.Alına n bütün resmi ve özel önlemlere ragmen Demirkazık dagına tırmanış kazaları nedense hiç eksilmedi.Aldıgım her kaza ve ölüm haberi beni 1975 yılı Mart ayındaki genc kaymakamın çaresizliğine götürür.Her olumsuz haberde beyaz ölümün soguklugunu yüreğimin taaa derinliklerinde hissederim ve bir kaç gün kendime gelrmem.Anılar insani kolay kolay bırakmıyor..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.