- 1436 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
GERÇEK YAŞAMDAN BİR KESİT
İşim gereği görevli olarak katıldığım bana asır gibi gelen bir günden kesit…
Günler öncesinden belliydi tarih defalarca telkinlerde bulundum kendime yüreğin kanasa da yüzüne yansıtma diye, ama oraya gittiğim zaman hiçte hazır olmadığımı fark ettim.
Uğultular vardı aralık kapıdan gelen. Yüz kişilik bir topluluktu içerdeki ama nedense mahşer yeri gibi gözüktü gözüme. Sanki ressam mutsuzluğun resmini çizmişti. Yitik hayatlar, umutsuz bakışlar, tekerlekli sandalyeyle ilerlemeye çalışan mahzun yürekliler, gözleri görmediği için yardımla sağa sola çarparak yürümeye çalışan bedenlerdi ilk anda gördüğüm. Birçok kelime uçuşsa da beynimde kâğıda dökebilecek uygun kelâmı bulamadım…
İçimde bir çocuk vardı ağlayan ve içimde ki anne feryat ediyordu gördüklerine neden diye... Onlar benimde çocuklarım, kardeşlerim, ağabeylerim ve babalarım…
Kim ekmişti ayrılık tohumlarını bu vatana, hangi kirli zihin döşemişti o yollara mayınları, neden bin bir emekle büyüttüğüm Mehmetim basmıştı o mayına. Rahmete uçup giden yavrular yüreklere kor ateş salıp gittiler ya yarım bedenlerle geride kalanlar… Yüzü parçalanmış ama mağrur bakışlarından vatan sevgisi silinmemiş güzel yüreklim, sonsuz mavilikleri gözlerinden alıp seni karanlığa gömenler bu toprakta gömülecek bir metre çukur bulabilirler mi acaba?…
Bir moral gününde fonda neden bu kadar eza veren müzikler çalıyor. Uğultuların arasından bezgin bir ses yükseliyor “Şarkıyı ben söylemek istiyorum” diyen... Gözlerimi o yöne çevirdiğimde tekerlekli sandalyede zorlukla kafasını tutmaya çalışan bir et yığını görüyorum. Şarkıyı söyleyebilmesi için mikrofonu tutan bir el uzanıyor ağzına. (Daha sonra öğrendiğime göre yirmi beş yaşında bir teğmen, mayına bastığı için boyundan aşağısı felç olmuş) Bir anda ölüm sessizliği başlıyor “Hani o bırakıp giderken seni bu öksüz tavrını takmayacaktın, alnına koyarken veda buseni yüzüne bu türlü bakmayacaktın” şarkısı dökülüyor Mehmetimin sesinden. Yitip giden kollarına mı? Yitip giden bacaklarına mı? Yitip giden sevgiline mi? Yitip giden ümitlerine miydi? Bu veda…
Hiçbir ses yüreğimi bu kadar yakmadı hiçbir veda busesi beni bu kadar acıtmadı. Yüzüme yansıtmayacaktım yüreğim kanasa da ama gözyaşlarım sözünde durmadı. Sen böylesine acı bir veda busesi koydun ya kulağıma ŞANLI GAZİM benim busem senin o güzel alnına…
YORUMLAR
yakamoz deniz
Merhaba,
Bu gün yine sesiz bir çığlık duydum. Yüreklerden yükselmiş ama bazı kulaklarca işitimeyen bir çığlık.
Çok derli toplu yazıyorsunuz ve yaznın özetini her satırda buluyor insan. Bu denli mükemmel duygu aktarımı akıllı bir kafanın eseridir ancak..
Anlattığınız durum, gazilerimizin moral gecesinden olmalı. Ben de o yitip gitmiş, habersizce çalınmış umutların geldiği kesimde olanların Veda buselerini çok iyi bilenlerdenim.
Sizi başarılı yazınızdan dolayı tebrik ederim. Sevgiler.
yakamoz deniz
Ortak duygu ve düşüncelerimize vurgulu duygu yüküyle, akıcı ve sürükleyici üslubuyla, söz ve öz bütünlüğüyle tercüman olmuş satırlara nakış gibi işlenen bu özgün çalışmanız; bilvesile anlamlı paylaşımınız için yürekten tebrik, teşekkür ve selamlarımı arz ederim, değerli kalem dostu.
yakamoz deniz
titrek bakışlarla okudum yazınızı.
gözüme izinsiz bir yağmur misafir oldu ansızın.
yüreğim mayınlara basmışcasına paramparça bir hüznü ezberledim gecenin şu hüzzam saatinde.
katıksız bir duyguyu koynuma alıp güvercin edasıyla pervaz ettim kirpiklerime.
kirpiklerim ateş,kibritlerim su kokuyor değerli kalem.
çok ama çok özel ve güzide bir çalışmaydı.
ellerimi bağladım,yüreğime alkışlıyorum sizi.
AYKAÇ
yakamoz deniz
=( anlayana anlatana anlatabıldıklerıne sonsuz tebrıkler.göze bata bata halolan seyler hep perde arkasında kalırçoysa siz bir nebze aralamışsınız o perdenin bir ucunu...
bir engelli annesiyim ben .bir elim-bir ayagım dilim hep kızımın.o ınsanları anlamak için acılarını payulaşmak için 1dk düşünse insanlar ne kaybedecekler bilmiyorum.sorarsak herkes vicdanlı ama sadece SORARSAKKK
Laf...
tebrık ederim....