hayat çok garip
Kaldırımların karşı yönünden gelen onlarca hayat hiç yokmuşum gibi bedenimden geçiyor…
Devamını getiremeyeceğim eylemlerin başlangıcından sonuna doğru. otobüs garlarında unutulmuş bir çanta veya tren garında annesini kaybetmiş bir çocuk gibi…
Belki de köşeye atılmış bir oyuncak…
bunlar canımı acıtıyor ama yine de yokmuşum gibi radyoda çalan hiçbir şarkıya eşlik edemiyor ve hiçbir filmden kendime sahne seçemiyorum.
Bütün replikler benim dünyamın dışında ilerliyor ve notalar akordu bozuk keman gibi geliyor.
Bazen votka iyi geliyor. Kendimle aramda olan barış elçimi kaybettim. İlk aldığım albümün adını unuttum. Kendimi içinde bulduğum ilk kitabımdaki karakteri öldürdüm, sahipsiz bir mezara gömdüm.
Gözlerimde onlarca hayat bitiyor ve onlarcası yeniden filizleniyor.
Şu bebekler dünyanın en masum yaratıkları.
Her defasında kaçırdığım otobüsün yerine tıka basa dolu onlarca insanın terini ve kederini barındıran araçlar geliyor.
Binmek ve acılarını paylaşmak yerine yağmurda yürümeye devam ediyorum.
Saatlerce yürüyorum.
Geceleri uyumuyor ya da uyuyamıyorum, uyku ile uyanıklık arasındaki o ince çizgide yarattığım seslerle kavga ediyorum. Sigara içiyorum, hiçbir dalı ilk heyecanı vermiyor, ilk doğum anında heyecanlanan babanın giderek heyecanını yitirmesi gibi…
Hiç kimseye üzülemiyor ve hiç kimse için mutlu olamıyorum.
Hiçbir doğum günümü hatırlamıyor, en son ne zaman içten güldüm bilemiyorum.
Günlerce aynaya bakmadan sokağa çıkıyorum, başım önümde ve sokağın nefesini dinleyerek yürüyorum…
Saatlerce yürüyorum…
Hatalarımın yaşattığı tedirginliği üstümden atalı çok oldu. “Huzursuzluğumu alabilecek kadar büyük bir kent yok henüz haritalarda. Başka insanlara yüklemeye çalıştıysam da başarılı olamadım. Ya onlar öldü ya da ben dirilemedim.”
“Tek vaat edebildiğim ise huzur ile kokteyl yapılmış bir bardak votka…”
Aslında ben geleceğe dair hiçbir planı eyleme dökemeyecek kadar isteksiz bir insanım. Zihninizde ve hayatınızda istenmeyen olaylara sebebiyet verdiğim için özür dilerim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.