- 1189 Okunma
- 6 Yorum
- 2 Beğeni
Cinayet
Bu gün size cinayetimin perde arkasını anlatacağım. Katli vaciptir deyip öldürdüğüm bir yakın dostumu…
Hiç acımadan, iki kadeh içtikten sonra karşıma oturtup, alnına silahımı dayayıp tetiğe nasıl dokunuşum koyacak belki sizlere…
Sendeleyerek yere düştüğünde yüreğimin acıdığını, dağına küsmüş tavşanın habersiz sendromuyla, olmazsa olmazı yapmam gerektiğini bildiğimi, her gün ölmesine izin vermemin anlamsız olduğunu, bir kerede bir kurşunda işini bitirmem gerektiğini anlatacağım.
İhanetinin sebebinin paradan puldan ibaret olduğunu, eline üç beş kuruş geçtiğinde kendinden de vazgeçtiğini, görmemişin oğlunun ameliyatlarından bıktığımı, artık daha fazla dayanıp yaralanamayacağımı, buna son dememin ve dur demenin zamanının geldiğini anlatacağım.
Cinayet günü telefon ettim kendisine randevu verdim, tüm saflığı ve havalı edasıyla geldi buluşma yerine. Artık parası pulu vardı nasılsa…
Bense ona;
“O benim bildiğim kişiliğin nerde?” dedim,
“Ne demek o, kişilik de ne demek? Param var, kaç para ki senin kişilik dediğin!” deyince,
“Sen öldün oğlum.” dedim, silahımı çektim. Şarjörüne sürdüm dokuzluk bir duyguyu, namluya alıp hiç düşünmeden asıldım tetiğe, bu dostluğa son verdim.
Artık beni yaralayamayacak, hırpalayamayacak.
Bundan böyle hoş görülemeyeceği bir yerde yatacak. Yıldızlardan medet ummayacak, dertleşmek için ay ışığını beklemek zorunda kalmayacak.
İşte cinayetimi böyle işledim.
Şimdi kalbimin en ücra köşesinde kanlar içinde yatıyor, birazdan gömeceğim. Mezarını da yaptıracağım mezar taşını da. Ve mezar taşına yazdıracağım, “Burada bir dost yatıyor, Ruhuna El Fatiha!”
Evet… Genel kanaat benim öldürdüğüm üstüne kuruldu. Oysa meşruu müdafaa da denilebilirdi benim yaptığıma. Ben onu bir kurşunda yere sermesem, O her geçen gün biraz daha yaralayacaktı beni, yaralarım kangren olacak ve ölümüme sebep olacaktı belki…
Bu gün yargıç karşısına çıktık üç beş tanıdık dostla. Dostlarım tanık olup savundular beni, ilgilenmedim bile kendimle…
Yargıç kalemini kırdı, cezasını verdi, mahkumiyetimi ilan etti, kararını şu cümle ile bildirdi;
“Seni Ömür boyu bu tür arkadaşlıklardan men ediyorum.” Dedi. Kalem kırıldı iş bitti.
…
Şimdi elim cep telefonunda, parmağım “Numarayı Sil” tuşunda... Basıyorum, bastım.
Seni öldürdüm ve kalbime gömdüm bu güne kadarki arkadaşım.
Haberin olsun.
YORUMLAR
dostu öldürmüş yürekte.. başı sağolsun demek düşer bizede...
dosta dosttan güzel bir serzenişti yürekten gelen.. yazan kalemin hisseden yürek sesini kutluyorum. saygılarımla
OlgunOnur
Teşekkür ederim yorumunuza...
savunma avukatlarının içinde ben de vardım olgun abi
gördün mü
varsılların ağız kokuları çekilmez
OlgunOnur
Çalışmalarım arasında görünce yabana gitsin istemedim. Biz şiir ruhlu insanlarız, dostumuzu bile dokuzluk bir duyguyla öldürebiliriz ancak.
Bu gün içler acınacak durumda kendisi, ama dostluğumu hiç yanından eksik etmiyorum yine de...
Bu yazı o zaman dilimi içinde öylesine yazılmış bir serzenişti belki de...
Çokça selamlar dostluğuna, varlığına...
Not: Sahi; vekalet ücretini ödemiş miydim? :))
lacivertiğnedenlik
etme sen dostluğunu inkar etme ,biz şair ruhlu insanlarız görürüz anlarız
.