- 1063 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
İKRAR
Yıl bin dokuz yüz seksen çiçeği burnunda yeni gelindim, komşu ilçede ki bir tanıdıktan duymuştu satılık bir kamyonetimiz olduğunu Sadık.
Uzun yoldan gelmişlerdi o gece misafirimiz oldular, ertesi gün sabah kahvaltıdan sonra kayın babamla kamyonetin pazarlığı harman sonuna yapılarak el tokalaştılar.
Bizim amacımız kamyonetin parasıyla var olan mandıramıza bir kaç hayvan alıp besi yapmaktı inşaatı başlı olan evimize maddi destek sağlamak için. Fakat Sadık’ın ehliyeti olsa da hiç pratiği yoktu, eşimde birkaç gün Sadıklarda kalıp araba sürmeyi kendisine iyice öğretmişti.
Sadık o sene tarlalardan istenilen verimi alamamış işleri kötü gitmiş üstüne üstlük arabayla bir kaç takla atmış ufak bir yarayla canına bir şey olmadan kurtulmuştu. Bunları duyan eşim geçmiş olsun taziyesine de gitmişti, borcunu ödeyemeyen Sadık’ın psikolojisi bozulmuş davranışları kabalaşmıştı, arabamızı kırıp dökmüş eşimin elinden borç senetlerini alıp yırtarak bizi çok zor durumda bırakmıştı.
Bu olayı ailecek sineye çekmiş unutmuştuk artık, fakat Sadık bir yıl sonra mahcup bir tavırla kapımıza gelince kendisinde çok büyük bir değişiklik fark etmiştik, saygı ve tevazuuyla kayın babamın ellerini öpmeye eğilirken. Buyur edip hal hatırdan sonra neler olduğunu sordu eşim.
“size verdiğim sözü tutup borcunuzu gününde ödeyemediğim gibi, sizleri üzecek çok kötü davranışlarda da bulundum bunları bilen köylüm beni Cem toplantılarına almadılar, çobanlar ineklerimi koyunlarımı hayvanlarından ayırdılar resmen toplumdan tecrit edildim ve üzüntü yaşadığım bir gecenin rüyasında HACI BEKTAŞ VELİ evlatlarından biri rüyama girdi ve bana şu sözleri söyledi.”
“sen o insanlara yanlış yaptın o insanlar senden daha zor durumdayken” kaç gündür uykularım kaçtı para olarak değil ama tarlamın kıyısında ki kavaklardan paranız tutarı ya da inşaatınıza istediğiniz kadar kesip alabilirsiniz derken oldukça mahcuptu.
Ev halkı kayın babam eşim hatta ben sofra sermekle meşgulken bu sözlerin esrarına kitlenmiştim adeta.
Sonra yerinden kalkarak kayın babama İsmail amca ben arabayı tamir ettirdim kışın köylere giyecek satmak istiyorum ama hiç param yok, senin Tokat esnaflarından tanıdıkların vardır bana biraz mal almak için kefil olur musun dedi.
Kayın babam seve seve olurum oğlum deyince yerinden kalkarak babamın ellerini öpemeye sarılırken epeydir gözlerinde tutmaya çalıştığı yaşlar yüzüne süzülmüştü bile..
Yemekler yenmiş çaylar içilirken kayınbabama dönüp ben size o kadar kötülük yaptım arabanızı kırdım paranızı ödemedim senetlerinizi yırttım ama sen bana hala iyilik ediyorsun dedi.
Kayınbabam,
“ İnsanı kaybetmeyi değil kazanmayı öğreten bir kültürün çocuğusun sende, beklentilerimiz bazen istediğimiz gibi gitmez, ikrar ederek dersini almış olmanın verdiği erdemliliği sergiledin” dedi.
ALİYE UYANIK
ÇANAKKALE/GEYİKLİ
02.06.2012
YORUMLAR
İkrar verip,ikrarında duran Sadık'ı,özellikle bu kadar olanlara rağmen kayınpederiniz İsmail amcanın topluma kazandırma adına örnek davranışı bir başka takdir edilmesi gereken husus.Cemevlerinin hassasiyetini ah şu küt beyinli yobazların kulağına tıkabilsek.Çok anlamlı güzel bir paylaşım.Kutlarım Aliye bacım.en az şiirleriniz kadar başarılı bir yazım-anlatım.Selam saygılar.İsmail Güngör
kötü kötülüğünden feragat etmişde iyi iyiliğindenmi dönecek aldığı insanlık dersi onu sevmeyi bilen toplumsal bir insan yapmış bunun gibi geçmişte örnekleri sayısız eylemler mevcuttur herkeresinde insanlık kazanmıştır.paylaşım için teşekürler dost ders veren anlamlı yazıydı kutlarım