- 4182 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
KONUŞMAK İHTİYAÇSA SUSMAK SANATTIR
’-Ey (ağzımdaki ufacık et parçası olan) dilim!
Sen beni ölümlere duçar ettin! Bana zehirler saçarak çok zarar verdin Şimdi ben sana ne diyeyim?
Ey dilim!Sen hem ateş,hem de rahmetsin! Bu ateşi nasıl rahmete çevireceksin?
Ey dilim! Şu ruhum senden şikayetçidir O,senin her dediğini yaptığı halde senin elinden neler çekiyor!
Ey dilim! Bazen has kulların lisanı gibi tükenmez bir hazinesin,ama de -el aman- fasıkların zehirli lisanı gibi dermanı bulunmaz bir dert oluyorsun!
Ey insafsız! Ey yılanı ininden,insanı dininden çıka! Bana hiç mi merhamet etmeyeceksin ki ,helakime kastedip yayını germişsin ’
Hz Mevlana
Dil kelime olarak birçok anlama gelse de pek çoğumuzun aklına ilk gelen konuşmamızı ve tat almamızı sağlayan duyumuz oluyordur herhalde…
Allah insanoğlunu öyle güzel yaratmış ki her uzvumuzun hem bu dünyaya hem de öteki aleme hizmet eden ayrı ayrı görevleri var tabiî ki düşünebilene…
Konuşma yeteneği olan her insan kendini konuşarak ifade eder ki dili lâl olanların bile kendini ifade edebilmesi için işaret dili geliştirilmiştir. İnancımızı, isyanımızı, inandıklarımızı ya da inanmadıklarımızı ancak dilimizle ifade edebiliriz. Kimi zaman iftiralar atılır, yalanlar söylenir. Kimi zaman duaya dönen dil kimi zaman da küfürlere döner.
Dil bilenerek keskinleştirilen bir silah gibidir. Kirli atıklar, kimyasallar vb. etkenler nasıl doğayı kirletip isyan ettiriyorsa, zehrini kuşanmış dilde insan ruhunu öyle kirletir…
En doğru sözler kavgada söylenir diye son zamanlarda sosyal paylaşımlarda çok fazla gördüğüm bir ifade var. iki kardeş, anne evlat ya da sevgililer de kavga ediyorlar yeri geliyor anne evladına “Senden nefret ediyorum” diyebiliyor demek ki en doğruyu söylüyor, ya da insan sevdiğine “Defol git” , “Ben seni sevmedim ki” diyebiliyor demek ki o da doğrusunu söylüyor. Oysa ki kavgalar öfke anlarıdır ve insan öfkelendiğinde savaştaymış misali en güçlü silahını, dilini kuşanır ve karşıdakini incitmeye odaklanır amaç sadece üzmektir o anda en doğruyu söylemek değildir aslında…
Çocukluğumdan beri okumayı çok severim buna tıp kitapları da dahil. Bir anatomi kitabında “Dil”in vücuttaki en güçlü kas olduğunu okuduğumda buna hiç anlam verememiştim… İnsanı ayakta tutan bacakları, tüm ihtiyaçlarını gördüğü kolları ve bunun gibi hayatımızı devam ettirmeye yarayan pek çok uzvumuz değil de neden dil en güçlü kastı… Hak’kın hikmetinden sual olunmaz, kimbilir belki de yüreğimizden geçenleri dilimizle ikrar yada inkar ettiğimiz için olabilir mi? Yürekten kasıt ruh değil midir?
Bir vakitler, uğradığım bir haksızlıktan dolayı ortamda bulunan ve sessiz kalmayı yeğleyen herkese “Size hakkımı helal etmiyorum” demiştim. “Ne hakkın var ki bizde” demişlerdi bana. Çok büyük hakkım vardı hem de onlar bunun farkında bile değildi. Bir ayette Allah şöyle emretmiştir ““Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır ” ... Üzerinde hakkım olmadığını iddia edenler susarak insanlığı değil şeytanlığı tercih ettiklerini bilselerdi acaba seçme hakkını tekrar gözden geçirirler miydi?
İkiside sağır ve dilsiz karı koca şiddetli geçimsizlikten boşanma kararı almış hakim sormuş konuşamayan iki insanın ne gibi geçimsizliği olur diye beyefendi cevap vermiş “dırdırından bıktım hakim bey” ilk gençlik yıllarında gazetede okuduğum ve belleğimde yıllar yılı yer eden bu üçüncü sayfa haberini o zamanlar anlayamamıştım çünkü henüz dil yarası almamıştım. Sağır ve dilsiz iki insan bile birbirine diliyle zarar verebiliyorsa konuşma yeteneği olanların insanın ruhunda yaratacağı depremleri tahayyül edemiyorum bile.
Araştırdıklarımdan öğrendiğim en önemli olan da şuydu belki de bu dünyada ki en büyük günahlar dil ile işlenenlerdir. Allah inancı olmayanlara bir şey diyemem ama dilinden Allahı düşürmeyen insanın inandığını varsayarak şunu söylemek istiyorum “Dilinden yalanı düşürmeyen din kardeşim cehennemde senin gibiler için yani yalan söyleyenler için yaratılmış bir kapı olduğunu biliyor muydun? ” bu dünyada gülerek yalan söylüyorsun ama o kapıdan geçerken yüzün ne şekil alır bilmiyorum…
Uzun söze hacet yok dil aslında yüreğin hizmetçisidir. İnsanın yüreğinden geçenlerin habercisi. Onun için insan önce yüreğini kötülüklerden arındırmalı dil zaten kendiliğinden temizlenir… Mevlana’nın da dediği gibi “Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et; Çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar”…
Son olarak da şunu söylemek istiyorum “Konuşmak ihtiyaçsa, susmak sanattır” (Alıntı)… Her şeye dilinizi uzatmayı vazife edinmeyin. Gerektiğinde susmayı da bilin. Benim de konuşacaklarım çok ama asalet bende kalsın. Siz dilinizi bileyleyin, en güçlü kasınızı çalıştırın ben sanatımı konuşturuyorum…Sustum.
YORUMLAR
Konuşmaya mesafe koyan bir yazıya destek veren ne kadar söz söylersek yazının özünden o kadar uzaklaşacak olmak dünyanın en ilginç paradokslarından biri olmalı.
Sevdiğim bazı sözler vardır bu alanda.
"İki şey insan ruhunu karartır; Susulacak yer de konuşmak, konuşulacak yer de susmak"
"Düşünmeden söz söyleyen sonradan düşünmeye mahkum olur"
Bir de Allah'ın iki kulak bir ağız yarattığı, dinlemeye ve işitmeye daha çok ehemmiyet verdiği söylenir ya önem arz eder elbet.
Rabbim konuşmak için konuşanlardan hiç birimizi eylemesin dilerim.
Yalan üzerinde de durmuşsunuz. Gerçekten de münafıklık, kâfirlikten kötüdür. Kuran-ı Kerim buna hep değinir. Yalan elbette münafıklığın alameti farikası. Şu sözü ayrı severim:
"Yalan dörtnala gider, gerçek ağır aheste gelir ama tam zamanında yetişir." Demek ki; Aheste beste yapmak gerçeğin şiarından.
Ya da şu söz:
"Doğru söylerseniz her seferinde aynı şeyi söyleyeceğinizden emin olabilirsiniz."
Yüreğiniz solmasın, kaleminiz daim olsun dilerim.
can kardeşim yorum yapamadım bu defa..hani dedın ya dil üzre her şey...dilim sustu.
demiş ya şair;
eyvah neler açtın
başıma benım..
beni ellik ellik
gezdiren dilim
her zaman karıştın
işime benim
zehiri em diye
içiren dilim
dostu dost sanıpta
beni kandırdın
düşmanca söylemi
dostça söylettin
yalanı riyayla
bir bilen dilim
bunca zaman geçti
hala bilmedin
hüsranı görsende
hep içe sürdün
görünmez yaranı
iyiye derdin
kabuksuz yaranı
kanatan dilim ..
demiş ozan
güzel yüreğine sağlık kardeşim
her daim sevgım ve duamdasın
Nurettin Önder tarafından 6/3/2012 8:48:43 PM zamanında düzenlenmiştir.
yakamoz deniz
Ne,
Garip.
Adam susmuş,
Kadında susmuş.
Çocuk,
Susmuş.
Ve galiba bebek te,
Susmuş.
SUSKUNLARI oynamak sanat sayılıyorsa ya çaresizlige ne demeli elinden bir şey gelmeden öylesine kala kalmak. yenikçee.....
yakamoz deniz
İrfankarabuluT
susmayı asaletten bilip kalemle cevap verenlere şüphesiz Ş A P K A çıkarmak adetimdir.
sevgi ve saygılar
Allahy'ım senı benı ve bızı tum zehır kamaşmış kın öçamuru bulaşmış dıllerden sakınsın bu dunyada .yoksa elaman dılemek ıcın bıle dile ıhtıyacımız var değil mi(?)
tebrıkler ele <ldıgın konu tam şah damarı bır konuydu.
daım olsun ...