Susuyorum
Suskunum ne zamandır, konuşsam ne olacak sanki? Kendime anlattıklarımın çelik perdesiydi suskunluğum. Çok oldu düşlerimi yitireli, renklerini kaybettim ışıltılı anılarımın ve kokusu meltemlere karıştı buruk sevdamın, uçup gitti herşey senin gibi, sessizce. Gönül duvarımda sarmaşık gibi büyüttüğüm AŞK yapraklarım sarardı, hasret urganı taşımaz oldu astığım resimlerini. Çakıl taşları döktüğün yollar, çıplak ayağımı acıtmıyor artık.
Avucuma damladın önce, usulca kapattım elimi ve sıkıca sarıldım varlığına. Ama sen avucumdan kayarken, bir katrede bin ümidimi alıp gittin, yağmurunda susuz kaldım ardından..
Yüreğimdi yarım kalan, gidişinde. İlk baharım değildin belki ama son baharım sen olmuştun, hazan mevsiminde filizler vermişti asma bahçelerim. Bir gülüşüne çiçekler bezemiştim rengarenk. Şimdi yaramaz çocukların talan ettiği bakımsız bir bahçe gönlüm. Ne izi kaldı yürüdüğümüz patikanın, ne konuştuğumuz sözlerin yankısı boş sokaklarımda.
Gül kurusu kokan mektuplarım vardı, sana yazdığım, senin okumadığın. Anlamazdın zaten AŞK’ın dilinden, kalbim kalem olmuştu her mısrasında, hasret şiirlerimin. Nasıl severdim seni seyretmeyi oysa, gözlerine kendimi hapsederdim her bakışımda. Tutunacak dalım olurdun seni kaybetme korkumda, sensiz kalmak ölmek demekti yokluğunda. Yeniden görmek için aynı rüyayı yorganlara sarılsam da, uyanınca rüya da bitermiş meğer.
Sen bitince bitti herşey, ilk sayfasında sonunu yazdı kitaplarım. Sensiz değil, sadece sessiz artık düşlerim. Susuyorum artık, sorgulamıyorum kendimi. Açık yaramdan yere damlarken bir kaç damla kan, sensizliğe değil, yokluğunun acısına alıştığım için susuyorum...
By T.KART (Yazı tamamen tarafıma aittir.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.