Du’Dağında Yaralı Bir Aslanım

• 1 Haziran 2012 Cuma 16:37:17

hayrettin taylan

Özlemek ikmale kalmış. Ateş ile su arasında yüreğimin ipi uzanır.

Özlenmek cambazlığı yapıyorum. Kendime seyirlik sunaklar hazırladım…

Sen ıslanmış rüyaların gecesi olarak geçerken ömrümde
N’ar’ı hayata karışıyorum.

Seni yeniden bulmanın seyyahıyım. Yolum ,solumdan başlar gözbebeklerine kadar uzanır.
-En uzun yol kendimden geçip sana gelmekti.Henüz kendime gelemediğim için seni yeniden bulmanın metruk kentlerinde üşüyorum.

*Ber’duş bir h’alim var sensiz ilim süreğenlerde. Ellerin dertlerimi toplar mı ki gözlerinin yazdığı cümleler şehrinde.

-Ucu açık soruların sonunda uçsuzluğumu görebilir misin? İncinmiş bir yüreğin kavli olmak kabullenişlerini sırlara ezberletmek kolay mı sandın.

Vavlar kıvrımlarını hazanlarında başlatırken ve sen elif olarak kalbimce ‘de okunurken söyle hangi amin’ beni sana getirir.

Elifler , lam eliflere teslime derken hülyalarımı beni mistik duruşun durular mı ki?
-Meryem gibi kendi yalnızlığında doğurkan bensizliklere doğurma sakın.
-Güzelliğini saklayan hangi çiçeğin isimsiz kokularındasın.Neden güzelliğine metelik atan arılarımdan saklanırsın.
-Çiçek tozlarına batırılacak sevi özlemlerim var.
Hâlâ içimde içinin sınavlarını yapan ölümsüz sevgilerin var.

Gelmelerini derleyen halk bilimcisi gibi türkü türkü kaldım yürek sonlarında.
-Kör bir talihin yakardığı ağıtların var.Ölümsüz güzellemelerin var kavuştakların kavuşma sonlarında.
Ve f’aniyim senin düşlerinde. Sonuma kokularını salıp durma.Sallama beni göğünde.Düşlerimi düşürme imkansızlıkların sızılarına. Ders verme uzak kalmanın tuzaklarında.
-Gitmek, bütün derslere çalıştırdı, alıştırdı.

Derinleşti çizilmemiş algıların resmi.Anlam içi anlamlara teslim oldu anlatışlarımın anlatamadıkları.

-Bir söz, bir damla, bir haykırış, bir çığlık, bir gülüş ateş ile su arasında bıraktı.
Bende bıraktıklarının izlerindeyim.İzledim durdum mecalinden celalinize geçişleri.

İnce bir incelik inceler inci düşlerini. Küçük bir gülücüğün ortasına atar beni seni ümit.
-Ufuk güneşini açar gözlerinden önce.Aydınlanır içimdeki serkeş acılar. Bıkkınlığım zıkkım kökünde yeni bir acıya ulanır.
-Biraz daha kendime gelmek için soğuk atomlarına dayanır amacım.
Parçalanırım duyarsızlığında.Beni gömemeyişinde. Ben sana erirken, ben sana ölürken susturulmuş nefretlerinin atomları düşer üstüme.

-Korkma ben Nagazaki değilim , öyle hemencik yok olamam.

Anıların, dokunuşların, nefesin, hevesin, ilklerin en çok uğrumda oluşturduğun damla Gölecin var. Şimdi öyle hemencik yok oluşumu bekleme.

Unutamadıkların fırtına gibi eser yüreğimin saçları arasında. Meltemlerin esilir s’uçlarım arasında. S’usar akarım.

Dolana dolana gelir hayallerine dolanırım. Teslim olurum rüyalarına.

Kalbimi sorma sevgilim, yerinde değil kanımca. Mideyle yer değiştirmiş olmalı. Ne kadar seni yediysem ben benim demedi yuttu

-Biraz kilo aldım, kurbanlık koçlar gibi benim de yüreğimin üstü senli tutkunun yağ bezleriyle dolmuş.
-Kalbimi sorma dedim ya ne yerinde ne de yarinde.

Sökülmüş ,dökülmüş duygularım var, kalbimde sancıların oğullanırken, ziyanı yok diyemem.

*Sensiz geçirdiğim zamanların amansız hastalığıyım. Gündüz hasta, gece hüzünler renginde. Akşam sefası semasını kaybetmiş bir ceylan gibi yıldızlar arasında seni arıyor.

Sensiz parlayan yıldızların rengindeyim.Gözlerimi sorma sevgilim, senden başka kimseyi görmediğinden göz olma özelliğini kaybetmiş olmalı.
-Aynada kendimi bile zor görüyorum. Sahi sevgilim benim gözlerim ela mıydı bir gelip bakıp söyler misin ?

-Yürekler bela olduğu için mi ela yoksa el elam içinde seni göremediği için bilemiyorum sevgilim.

-Kendimi göremiyorum ,acep sana mı benziyorum.Sevdam ,ömrüm, ruhum gibisin sevgili.

Sensiz bu çiçeklerin derdi var gibi.Kokusu farklı, algısı farklı.Çiçekler algılar mı ki sana olan meftunluğumu. Onların kokusu mu sen mi diye de sorma, hazırdır benim cevabım.

-Suskunluğunu nasıl terbiye ettin öyle hep susuyor. Hiç acıkıp susamaz mı nerde benim aşkım, erkeğim, şairim demez mi?
-Biraz konuşsun suskunluğun, biraz yuvasını arayan kuşlar gibi kanat çırpsın. Sevme vakti gelmiş, gelme vakti çoktan geçmiş desin.
-Akciğer kanseri yaşayan sayılı günleri olan bir hasta gibi bırakma demlerimi.

B’
-T’aştı aşk .
Y’