- 1368 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ANADOLU SEVDALILARI
Binlerce yıldır içinde yaşadığımız, yarınlara aktarılmasında inançla ve kararlılıkla çabaladığımız bu topraklarda bizi biz yapan değerlerimizin, kültür ve medeniyetimizin iki temel kaynağı var. Biri Orta Asya bozkırlarından getirdiğimiz örf adet ve gelenek dediğimiz fizik boyutu, diğeri de Medine merkezli inanç istikametimiz olan metafizik boyutudur.
Horasan erleri diye tabir edilen Hoca Ahmed Yesevî’nin Anadolu’ya gönderdiği kültür ve inanç elçisi olan alpler, erenler bir yandan bu toprakları ziraatçı, sanatkâr, usta vs. olarak elleriyle imar ederken, bir yandan da dervişane bakış açısıyla insanlığı, müslümanlığı, hak ve adaleti tesis ederek gönülleri fethettiler.
Kılıçla yapılacak fetihler öncesi yürekler fethedildi, şehirler imar edildi ve kılıç sallamaya dahi gerek kalmadan asıl büyük fetihler gerçekleştirildi. 26 Ağustos 1071 Malazgirt zaferi ise maddî-manevî bu fütuhat sürecinin bir anlamda siyasi tescili oldu.
Bu tarihi derinliklerden ve sorumluluklardan hareketle bu günün yaşanan sorunlarına çare bulmak, hasret kaldığımız huzuru ve kardeşliği yeniden tesis etmek, özelde Kilis, genelde de tüm Türkiye için projeler geliştirmek, geliştirilen projeleri yerel ve genel anlamda idarecilere sunmak merkezinde birleşen bu insanların ortak hayli;
Ecdadımızın bize emanet ettiği bu topraklar üzerinde insanlarımız ezanımızla ve bayrağımızla eğilmeden özgürce yaşasın. Karnı tok sırtı pek olsun. Emek veren emeğinin karşılığını alsın, çalışan karşılığını bulsun, nimeti kullananlar külfetine de katlansın, külfete katlananlar biraz da nimete ulaşabilsinler. Hep şehit olunca alkışlanan Anadolu insanı sağlığında da hep insanca muamele görsün. Devlet Milleti ile hep barışık olsun. Fitne fesatla insanımız bölünmesin, kardeş kardeşe düşman olmasın. Anlamında büyük idealler ve kutlu mefkûrelerle Anadolu Sevdalıları bir araya gelerek 29 Mayıs gibi tarihi bir günde Feth-i mübinin yıldönümünde Anadolu Sevdalıları Derneğinin açılışını gerçekleştirdi.
Türk milleti vatansız olamaz, Türk milleti bayraksız olamaz, Türk milleti ezansız olamaz, geçmiş asırlar ve yakın tarihler de şahittir ki Türk milletinin esarete ve tahakküme tahammülü yoktur, olamaz. Bu değerlerin hepsini namus bildik ve bu değerler uğruna da her devirde en ağır bedelleri ödeyerek bu günlere geldik.
Zira bir bayrağın gölgesi hiçbir yerde bu topraklarda olduğu gibi huzur vermedi. Bir ezan hiçbir yerde bu topraklardaki minarelerden okunduğu gibi huşu ile dinlenmedi. Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir düsturu en fazla bu topraklarda neşv ü nema buldu. Vatan uğrunda şahadet bu topraklarda en yüce mertebeye ulaştı.
Dernek Başkanı emekli öğretmen avukat Sn. İbrahim Halil DEMİRCİOĞLU’na ve derneğin kurucularına, Anadolu Sevdasında gönülleri birleşen, derneğin kuruluşundan itibaren emeği geçen ve açılış törenine iştirak eden herkese herkesten Allah razı olsun.
Rabbim utandırmasın. Hayırlı hizmetlere vesile eylesin. Rabbim rızasına matuf hayırlı hizmetlerde hepimizi hissedar eylesin.
Ben inanıyorum ki tarih bir gün inançları uğruna şahadeti göze almış bir Anadolu sevdalısından daha müthiş bir silahın icat edilmemiş olduğunu yazmak zorunda kalacaktır.
Ve yine inanıyorum ki Türk kelimesinden ürkenlere inat, İslam kelimesinden ürkenlere inat, Türk ve İslam kelimesinin yan yana gelmesinden ürkenlere inat Türk İslam medeniyetinin aydınlığı Anadolu’dan yeniden doğarak bütün insanlığı aydınlatmaya devam edecektir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.