EVLİLİK
EVLİLİK
İnsanlar değişmez, olaylara karşısındaki düşünce yorumları değişir bunun adıda tecrübedir..Temel, karakter yapısı asla değişmez..
Evlilikte ilk sorunların başlayış sebebi evlilik hakkındaki yanlış fikirlerdir.
Evlenince, kimse kimsenin kopyası olamaz, değiştirme veya dibine çekme politikaları insanların zamanla sınırlarını zorlar..
Oysa evlilik iki kişinin kesişim kümesidir..Ortak yaşam dışında kadın erkek kendini ifade edebilmelidir.Tabi ki saygı, etik ve edebi sınırlar içinde..
Tanışma süresi evliliğin kalitesini asla etkilemez. Çünkü ev ve yaşamın paylaşılması dışarıda birlikte vakit geçirmeye, hatta aynı evde nikahsız yaşamaya bile benzemez..
Evlilik birbirinin sorumluluğunu taşımaktır ve imza kişilere böylesi bir yük getirir. Genelde bu sorumluluk kişileri özellikle erkekleri çok ezer, sıkıntı olur..
Evlenince kişiler değişmez ama karşılıklı beklentiler değiştiği için tavırlar da değiştiğinden kişiler değişti gibi algılanır. İlk başta karşılık çok beklenmez ama zamanla tek taraflı karşılık almak yada alamamak tavırları değiştirdiği için kişi değişmiş gibi algılanır..
Kişilerin evlilik öncesi korkularında haklı oldukları bir konu var.."neyin içine girebileceğini bilmemek"
Bunun bilinmesi neden zor biliyor musunuz; insanlar kendilerine bile dürüst olamadıkları ve olaylara objektif yaklaşamadıkları için . Ne kadar da dürüstüz deseler, bir kere kendileri yanlışı görmedikleri içindir ki , kişi yanılgıya mutlaka düşecektir zaten..
Bu gözü korkutmalı mı, hayır.. Yeni bir iş oluş gibi, cesur olmalı insan.. Akıllı ve cesur olan her zaman hakim olandır..
Onlarca yıl çık ve ya birlikte yaşa evlilik farklı çok farklı.. Dediğim gibi farkı sorumluluktan ,karşıyı benimsemekten gelir..
Evliliğe hazır olmak diye bir kavram yoktur, bu büyük sorumluluğu alma yetisini kazanıp kazanmamak diye bir şey vardır.
En önemli sorunlardan biriside tarafların kendi ailelerini ikili ilişki içine çekmesidir..Asla büyüklere saygısızlık yapılmamalı ama büyükler idare edilip ikili ilişkiye karıştırılmamalıdır.
Herkes kendi ailesine karşı eşi adına kalkan olmalıdır. Karşılıklı bu tür güvensizlik kavga sebebi olur zamanla..
Evliliklerin çoğu hayal edildiği gibi değil, genelde çevremizdeki evlilikler çoğunlukta duruş sorunu yaşıyor..
Saygı temeli yıkılırsa eşler birbirlerine tahammül edemez, varlıkları huzursuz eder , tahammülü zordur..
Evlilik de kişi karşısı için herşeydir. Kadında erkekde fark etmez.. Dışa otorite, eve sökmez sadece huzur kaçırır.. Huzur için sorumluluk bilincinin oluşması şarttır.. Kadın- erkek sınırlarını bilmelidir.
Evlilik güzeldir, özveri ister.. Başkaları için (eşin ve çocukların ) yeri geldiğinde kendinden vazgeçmeyi gerektirir.. Bunu yapmak zor ise evlilik sallanır.. Kolaysa hoş olur..Huzurlu bir ortamda her kes kendine vakit ayırma imkanını mutlaka bulacaktır.. Huzursuz bir ortamda birbirleriyle uğraşmak insanı yorar ve ömründen vakti vampir gibi emer..
Evliliğin bana göre en güzel yanı ;
Ne yaparsan yap sürekli seni sevecek birisi yoktur .Günlük streslerini atacak, bağırıp çağıracak, kısaca stres topu olacak birisini günlük yaşamda kesinlikle bulmak mümkün değildir.Oysa eşler bağırsada , çağırsada (dozunda tabi ki) her zaman birbirini severler.
Ve yaşamda ne anne, ne baba, ne kardeş, ne de arkadaş bu kadar bağırıp çağırmaya karşın kimseye kucak açmaz, şefkat göstermez ve seninle bu kadar bir arada olmak istemez..
Bunu hiç bir zaman unutmamak gerekir..
Kadın- erkek evliliğin gerçekte ne olduğunu ve gereklerini tam bilmiyor ve kendi dünyası içinde bir evlilik kalıbı oluşturuyor..Evlendiğinde her iki tarafda evliliği bu kalıba sığdırmaya çalışıyor ve nitekim farklı koşullardan gelen farklı kişilikler olduğu için zihinlerde oluşan hayali kalıp gerçek evlilik kalıbı ile örtüşmüyor..
Henüz evliliği ve gereklerini öğreten bir sistem yok.. Bunun formülünün yeni kuşağa aktaranların çocukları mutlu, geri kalanlarınki yap boz oluyor.. Ya akıllarıyla yapbozu tamamlayacaklar yada içinde kaybolacaklar..
Fazla alternatif yok malesef..
Bence hem birbirine hemde dışarıdaki noktaya nasıl bakacağını bilen kişiler mutlu olur..
Evlilik bana göre çok güzel, yaşamasını ve yaşatmasını bilene..
Habibe Ağaçdelen.
YORUMLAR
Kadın- erkek evliliğin gerçekte ne olduğunu ve gereklerini tam bilmiyor ve kendi dünyası içinde bir evlilik kalıbı oluşturuyor..Evlendiğinde her iki tarafda evliliği bu kalıba sığdırmaya çalışıyor ve nitekim farklı koşullardan gelen farklı kişilikler olduğu için zihinlerde oluşan hayali kalıp gerçek evlilik kalıbı ile örtüşmüyor..
Özet bu işte.Çok doğru tespitler ışığında.
Saygılarımla
Kadın- erkek evliliğin gerçekte ne olduğunu ve gereklerini tam bilmiyor ve kendi dünyası içinde bir evlilik kalıbı oluşturuyor..Evlendiğinde her iki tarafda evliliği bu kalıba sığdırmaya çalışıyor ve nitekim farklı koşullardan gelen farklı kişilikler olduğu için zihinlerde oluşan hayali kalıp gerçek evlilik kalıbı ile örtüşmüyor..
Özet bu işte.Çok doğru tespitler ışığında.
Saygılarımla
Kadın- erkek evliliğin gerçekte ne olduğunu ve gereklerini tam bilmiyor ve kendi dünyası içinde bir evlilik kalıbı oluşturuyor..Evlendiğinde her iki tarafda evliliği bu kalıba sığdırmaya çalışıyor ve nitekim farklı koşullardan gelen farklı kişilikler olduğu için zihinlerde oluşan hayali kalıp gerçek evlilik kalıbı ile örtüşmüyor..
Özet bu işte.Çok doğru tespitler ışığında.
Saygılarımla
Bunu mutlaka normalleştirmemiz lazım.Evlendiğimizde biz bir tanrıya tapınmıyoruz.Biz bir eşle birlikte olacağız ve oluyoruz.Bu iman gerktirmez,bu sevgi gerektirir,gerçek bir sevgi.İnsanlığın deneme,yanılma yoluyla bulduğu en önemli müessesedir.Katılmak, cemiyetlerin mutlaka iyi yönde gelişmesini sağlar ama,illada katılmayı kimse kimseye zorlamamalı.Zorla güzellik olmaz sözü en çok evlilik için geçerlidir.Hepimiz,kendimizden ve çevremizden evlilikle ilgili bir çok bilgiye sahibiz ve biliyoruzki hepimizin gıpta ettiyi,hepimizin hayran kaldığı,çoğumuzun dudağını uçuklatan evlilikler vardır ve insanın şöyle diyesi gelir.Ulan keşke bu adam gazeteden eş bulsaydı daha isabetli olurdu.Çünkü en kötüsüne düşmüştür.Aslında kötü ve iyi,çoğu zaman fertler göre değişken bir kavram.Evlilikte iyilik nedir derseniz herkes kendisine göre bir iyiliği açıklar size ve hiç kimseninki,sizinkine benzemez.Elbette cemiyette yaşamanın bir takım normları vardır,bunları görmezlikten gelemeyiz.Neden gelemeyiz?Eğer cemiyetimizi sürdürmek gibi bir niyetimiz varsa buna katlanılmalı.Yoksa herkesin vitesi boşa aldığı bir cemiyette gerçekten düzen kalmaz ve infilak olur.Bunun şakası yoktur.Ah şu evlilik ne güzel şeymiş demesi gerekmiyor herkesin ve buna imkan yok.Size göresini bulmak için yola çıkarsanız ömrünüz kifayet etmeyebilir.Evlilikte her şeyi orta ölçekli düşünmek zorundasınız.Çünkü hayatın ve evliliğin mükemmeli olmaz.Her mükemmelliği zorlayan mutlaka bir mükemmellik size uzaktan göz kırpar veya siz öyle sanırsınız.Bu sanmalar asla bitmez.Hayatınızı çekilebilir kılan vasatı yakaladığınızda evliliğe evet diyebilirsiniz.Önemli olan insanların kendini varoluş gereklerine uygun gerçekleştirmesidir.Kadın bir mabude,evde bir mabet değildir.İyi kullanırsanız mabedden daha sıcak zamanlatı yakalamanız mümkün.Sen kutsalsın demeyle evlilik kutsal olmaz.Kutsamakla da olmaz.Aklın ve gönülün paralellik arzettiyi bir düzlemi yakalayıp o düzleme uygun kendinize bir eş seçmeniz ve ya seçilmeniz.Mümkün mü olabildiğince.Evlilikte ihale kimseye bırakılmamalı.Anne,baba,eş,dost herkes yerini bilebilmeli.Onlar ölecek ve siz hayatı yaşamaya devam edeceksiniz ve aynı zamanlarda olmayacaksınız.Çok hassas.Evlenmesek olmaz mı?Bazılarının evlenemiyor olması,evlenememesi mümkün.Ama,çoğunluk evliliğe sırt döndüğü gün bütün değerler sistemi ve hayatın dçinginliği çöker.Bu asla tesadüfe bırakılamaz.İnsanlık bu konuda cidden çok mesafe almıştır.İki kişinin konumlarını terkederek aynı yeri,haneyi paylaşması kolay mı sanırsınız.Bu düzen sanıldığı kadar kolay kurulmamıştır.Bilgilerimiz kısır ve tarihi derinliğini çok fazla bilmiyoruz ama,bence insanlığın en büyük harikası bir aile oluşturmak.Goody,teşekkür ederim...Selam,saygı.Şiir bitince yazılarına döndüm.
yazdıklarınıza katılmamak ne mümkün,lakin,evlilikte bazen bir meleğe bir melek,bazen bir meleğe bir şeytan,bazen de bir şeytana bir melek düşüyor,siz ister imtihan deyin ,ister kader,ne derseniz deyin, ama hanımlarımızda analık duygusu olmasaydı,biz erkeklere katlanabilecek kaç kadın bulunurdu biraz düşünmek gerekir.Ama yüz yirmi dörtbin civarında geldiği söylenen peygamberlerin hepisinin erkek olması biraz kafa karıştırmıyo değil hani (AMAN diyeyim gene gizzli şirk) falan demeyin .Onun hikmetinden sual olunmaz.Eşler birbirine saygı ve şefkat te yerlerini bilir ve allah tan korkarsa gerisi galiba hikaye.....saygılarımla,biraz geç oldu ama sonunda yazınızı okumak kısmet oldu,dareyn saadetleri sizinle olur inşallah.
Yorumlarınıza teşekkür ederim..
***
Hiç bir şey göründüğü gibi değldir..malesef çevremizdeki evlikilkler maskeli evlilikler. gerçek yüzleri ile dolaşan çok az kişi var.Bu kişilerin ya delisi dışınadır yada gerçekten artık evlilikten bunalmıştır..
Evlilik bunalımlaırnı geçirmeyen bir yaşam yoktur.. Hasar şiddeti değişir sadece..
"Sevgi bazen dip yapar bazan tavan.."
Saygılar..
Çok güzel bir yazı ve çok güzel tespitler var.Kutlarım..
Akıllı insanların akıllarıyla sürdürdükleri evlilikleri ben ÇOK AKILSIZCA BİR EVLİLİK KAZASI yaptıktan sonra görebildim.
Akıllı insanların örnek evlilikleri çevremde var ve o evliliklere hayranım.
Tecrübe sahibi olmak için denemek şart tabiki.