GÜLZEN
HAYRETTİN TAYLAN
Nasıl bir aşk diye sordu sorulmamışlık? Sorduğu aslında kimsesizliğim.
*Herhangi bir hayalin, herhangi bir hayale sığdıramadığı, rüya içre rüyanın belki gerçek olma ihtimali olan bir anlık nefesti bizimki…
Susma. Diyemediklerin senin iç gözünden akıyor
Susma. Diyebildiklerin senin aşkın, aşkından akıyor
Susma . Deney yeri değildi yüreğin , sevda ocağıydı ben kaynattın ömrünce
Susma. İçey , düşey ,eşey inen damlalarının sızıcı başının vicdanı konuşur
Susma. Gel saçlarının arasında saklansın saklayamadıklarımız
Susma.
Buselerin bu senelerimiz için gittikçe küçülmüş olabilir. Bu’sene düşen damlanın el’aziziyim.
Islasıl bir haldeyim.Kurumamış hayallerim var.Suskularını kesiflerde içsel keşifler yaparken şimdi gözlerinin içi ,içi geçmemiş sevdalar için parlıyor.
-Ansıyor ürkek demler. Biraz daha birazlara alışıyor birazdan geleceksin diye.
Bütün bir ‘azları saklıyorum ikiden.İkimiz aynı sayıda bir olana dek.
Bir yanım bir, her yanım bir o…
-Sancıyor vuslatın son sözü.Söylenmemiş sözlerin sonunda yoruluyor yüklem.
Özneme batıyor h’ançerin.K’anıyor beni gerçek aşk.
Umuluşun sızısında büyüyor umduklarımın ummanı. Sen dalgası arasında bilince algılar.
*Açmak isteyen güller var gözlerinin önünde. Gözbebeklerini büyütmek isteyen helecanlar var içimde.
-İki gözüm daha olsaydı bensiz yaşadıklarını göreydim keşke.
-Çözüm olsaydı keşke sen giderken ben sana gelsem.
Demek sen giderken ben sana daha yeni gelmişim.
*Beriler barınağındayım.
Susma!!!
Aşağı sarkıp yüreğimde seller oluşturmaya direnen damlalarına konuştu.
*Biz geliyoruz ,serseri düşlerini vurmaya.Vicdanını ıslatmaya. Çok işin var şair.O damla zengini, o senin için ağlama merkezini açmış.
-Açılışını yaptığın günden beri dinmedi damlaları. Şimdi hangi gözyaşı güzelinin şubesindesin?
-Hangi aşka kıstırılmış dünyalar uçuruyorsun.
-Damlalar kadınları tanırmış erkekleri değil. Her damla bir kadın , her kadın bir damlaya yakın.
-Yüreklerde ıslanmak hangi iç denizin harcı.Bu ağlayan kaçıncı kadının sesisin.
-Sil gözyaşlarını.Kırılası ellerim silemez ki artık.
-Islandım diyorum ;ama iç damlaların daha çok ıslak.İçimi deliyor damlaların.
Bir ömür batıyor derinlere, dipsiz ayrılıklara. Bu acının kara gözlü köpek balığı ben miyim ki?
-Yuttuğum damlanın hesabı kim verecek? Ben insan mıyım ki?
Seven erkek insan olmaktan çıkar bilmiyor musun ki?
Şimdi alın yazımda derinleşti çizgiler. Ressamlar post modern çizgilerini meramlarımın çok boyutlu esintilerinden alıyor.
*Farkındalık zenginliğim var sayende.
İncelmiş ve senin inceliğini katarak gözlerime gelen aşki bir ışığın tutku gündüzündeyim.
-Tebessümüm uzanıyor güleç yarınların sonuna.Sonuma yakın bir umut geliyor.
-Bekle diyor. Beklemek en zor olanıdır.Şimdi bu zorlu sürecin
Aynalarında kırışık hayallerimi tarıyorum.
-Bile bile birisini gelemeyeceğini beklemek de aşktır dedi vuslatın ustası.
-Bırak o gelmezsin hiç.Sen sevdanı yaşa, bu herkese kısmet bir duygu değil.
Camlar üstünde yazılmış yazgı gibi yazılmamışlığı bekledim.
*Ara k’alem çalışmalarım var ruhuna yakın sayfalarda. Fırtınalar uçurur seni hayalimde çizerken. Şekilden şekle girer bende kalışın.
-Kalbimi mukim.Yüreğim dingin. Sensizliğim çıldırırcasına seni arıyor.
Eritsel mazinle duygularımı bitirme ödevin var gibi öyle duygusuz kalışlar yolma.
-Ziyamdın.
Şimdi ziy’anımsın. Belkilerimin beşiğinde salınıyorsun.Büyüyor vebalim.
-Meleklerin yazdığı şiirlerde dizelenir unutamadıklarım.Sen hangi meleğin aşk bakıcılığını yapıyorsun.
- Gönlünde dolaşır bütün güzellikler. Sen güzelliğinin son güneşini neden kapattın üstsüz kalan sensizliğimden.