- 852 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dünden Bugüne …Kerkük
Kerkük’te ilk yerleşim izlerine M.Ö.2000 yıllarının ortalarında rastlanılmaktadır. Bugünkü Kerkük şehrinin Arafa olarak bilinen bölgesinde yapılan kazılarda M.Ö. 2600 yıllarına ait çeşitli silahlar, bakır eşyalar ve toprak kaplar bulunmuştur.
Eski Babilden ve daha sonra Asurî Devlet’i döneminde kuzeydoğudan gelen kavimlerin akınlarına sık sık maruz kalan bu şehre Sasaniler zamanında Garmakā n ve Süryani kaynaklarında Beth Grrme denilirdi. Kaynaklarda Kerhā olarak adı geçen şehrin “Kerkük” olduğunun delilleri G.Hoffman tarafından ortaya konulmuştur.
Sasaniler zamnında şehir, Nasturiler’in önemli bir şehriydi.Kerkük bölgesi ilkçağların en önemli medeniyetlerinden ikisi olan Asur ve Babil devletlerinin kurulduğu bölgeydi. Kerkük şehri Asurlular tarafından inşa edilmiş Musul da yine bu uygarlığın dini merkezi olmuştu. İlkçağ dünyası içinde önemli bir merkez olan Kerkük bölgesi İslam devletleri döneminde de önemini koruyarak Emevi ve Abbasi devletlerinin belli başlı şehirleri oldu.
Türklerin Anadolu’ya geçtikleri dönemde ise Kerkük bölgesinin Türk nüfusu hızlı bir artış sürecine girdi. Büyük Selçuklu Devleti’nden sonra Osmanlı Devleti hakimiyetine kadar geçen süre içinde Musul-Kerkük Irak Selçukluları Zengiler Erbil Atabeyliği Karakoyunlu Akkoyunlu ve Safeviler gibi devletlerin hakimiyetine girdi. Bölgeye büyük Türkmen göçleri bu dönemlerde oldu ve bu iki kentin çevresinde Arap nüfusundan daha ağırlıklı bir Türkmen nüfusu oluşmaya başladı.
Moğol istilası ve Timur’un akınlarıyla zaman zaman kesintiye uğrayan bu süreç Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından 1517 yılında bölgenin Osmanlı ülkesine katılmasıyla çok uzun yıllar sürecek yeni bir döneme girmiş oldu.
Yavuz Sultan Selim Safevi Devleti ile yapılan Çaldıran Savaşı’nı kazanmasının ardından İran sınırını güvenlik altına almak için İdris-i Bitlisi’yi Türkmen emirlerinin Osmanlı Devleti’ne bağlılıklarını sağlamak için Kerkük bölgesine gönderdi. İdris-i Bitlisi burada yaptığı çalışmalarla Osmanlı Devleti’ne bağlanacak olan emirlere oturdukları yerleri yurtluk ve ocaklık olarak vererek aşiretlerin Osmanlı hükümdarlığı altına girmelerini sağladı.
Kerkük şehri Osmanlılar ile İranlılar arasında birçok defa sınır ihtilaflarına ve savaşlara neden oldu. Ayrıca bölgede çıkan isyanlar nedeniyle Osmanlı ordusu sık sık Musul Kerkük bölgesine girmek zorunda kaldı. Osmanlı hakimiyetinde kaldığı süre boyunca sıklıkla göç olayları meydana geldi. İran’ın zaman zaman bölgeye girmesinin yanısıra özellikle kuraklık ve doğal afetler yöre insanının başka yerlere göç etmesine yol açtı. İngiliz ve Almanların Irakta nüfuz mücadelesine giriştikleri dönemde yapılan Bağdat demiryolu 1900’lü yılların başında İngilizler ve Almanlar bölgede kendi hakimiyetlerini kuracak girişimlere başladılar. Almanya girişimini Osmanlı yönetimindeki nüfuzunu artırarak sürdürürken İngiltere bölgedeki aşiret reislerini ayaklanmaya teşvik ederek Osmanlı yönetiminin halk üzerindeki etkisini zayıflatmaya çalıştı. Bu girişimler Kürt Arap Türkmen Süryani Keldani Yakubi ve Ermeni gibi pekçok topluluğun milliyet ve din farklılıklarını sömürerek etkili olmaya başladı.
Birinci Dünya Savaşından sonra Osmanlının Kerkük şehrini İngiltere tarafından haksız bir biçimde Türkiyeden alınmasıyla, Türkmenler Anadoludan koparılmışlardır. Bunun sonucunda, giderek daha fazla Arap milliyetçiliği temelinde tanımlanan bir ülkede azınlık durumuna düşmüş, bir yandan da bu milliyetçiliğe tepki olarak gelişen Türk milliyetçiliğinin hedefi haline gelmişlerdir.
Irak’ta 1925 yılında çıkan ilk anayasa Kürtçe, Arapça ve Türkçe olarak basılmıştır. 1950 yılında hükümet, okullarda Türkçe dilinin kullanılmasını engellemeye başlamıştır. Daha sonra 24 Ocak 1970 tarihinde, resmi bir kanunla ilkokulda Türkçe eğitim yapma kararı aldıktan bir yıl sonra aynı hükümet, bu kararı yok sayıp okulları kapatarak Türkçe ile eğitim yapmayı yasaklamıştır. Türkmenlerin sıkıntılı dönemi ise, bütün Irak halkı için de son derece zor bir dönem olan Baas iktidarı yıllarıdır. Saddam Hüseyinin kanlı rejimi ile özdeşleşen bu iktidar boyunca, Türkmenler büyük baskılara maruz kalmış ve bazı liderler tutuklanıp hapiste yatmışlardır. Irak hükümeti devamlı olarak Türkmen nüfusunu azaltmaya çalışmıştır.
Bir kentin aidiyeti ve kimliği, o şehrin tarihi mimari eserleri, sosyal ve kültürel yapısıyla da yakından ilgilidir bu neden ile
Kerkük’ün tarihi yapilarindan Kerkük’ün simgesi haline gelen Kerkük Kalesi 1997 yılında Saddam yönetimi tarafından yerle bir edilmiştir.
Diğer Tarihi yapılarıdan
-Danyal Peygamber Camii, eskiden Yahudi tapınağı iken camiye çevrilmiştir.
-Ulu Camiininde eskiden Hıristiyan kilisesi olduğu bilinmektedir.
-Uryan Camii, 1729 yılında Osmanlı döneminde yapılmış olup kale surları içerisinde bulunmaktadır.
-Gök Kümbet, 1361 yılında Celayirliler döneminde yapılmıştır.
-Hasan Mekki Camisi, 1701 yılında Vali Firari Hasan Paşa tarafından yapılmıştır.
-Fuzuli Mescidi, Türk Şairi Fuzuli’nin babası Molla Süleyman bu mescidin imamlığını yapmıştır.
-Halk tarafında Kayseri olarak bilinen Kapalı Çarşı 1800’lü yıllarda Osmanlı tarafından yapılmış ve yaklaşık 300 dükkandan ibarettir.
-Mecidiye Sarayı, 1854 tarihinde Vali Ali Paşa tarafından yapılmıştır.
-Taşköprü, 1875 yılında Vali Muşir Nafiz Paşa tarafından 16 gözlü olarak yapılmıştır. Kerkük’ün iki yakasının birbirine bağlanması amacıyla yapılan köprü, siyasi nedenlerden dolayı Irak yönetimi tarafından yıkılmıştır.
Arap Sosyalizminin en acımasız temsilcisi olan Sadddam Hüseyin döneminde (1980-2003) , Türklere uygulanan baskının dozu büyük ölçüde artmıştır.
- Birçok yerleşim yerinin Türkçe olan adları Arapçayla değiştirilmiştir.
- Hamzalı, Beşir, Yayçı Kümbetler, Karahasan, Sarıtepe, Topuzova, Yahyaova gibi daha onlarca Türkmen köy ve yerleşim yeri yıkılmıştır.
- Devrim Komuta Konseyinin 29 Ocak 1976 tarih ve 41 nolu kararı ile Türkmenlerin yaşadığı Kerkük ilinin adı Al-Tamim olarak değiştirilmiş ve en büyük ilçesi olan Tuzhurmatu, Saddamın doğum yeri olan Tikrite bağlanmıştır.
- 20 Ekim 1981de 1391 nolu karar ile Türkmenlerin Güney illerine tehcir edilmeleri kararlaştırılmıştır. Bu karar, son aylarda Kerkükte yeniden uygulanmaya konulmuştur.
- 27.09.1984 tarihinde 1081 nolu karar ile Türkmenlerin arazilerinin istimlak edilerek güneyden getirilen Araplara dağıtılması sağlanmıştır.
- Yine aynı konseyin 8 Nisan 1984 tarih ve 418 sayılı kararı ve 11 Eylül 1989 tarih ve 434 sayılı kararı ile Kerkükte Türkmenlerin gayrimenkul satın almaları yasaklanmıştır.
- Binlerce Türkmen, Irak yönetiminin insanlık dışı uygulamalarına maruz kalmıştır.
Ülkede Türkmen varlığını yok etmek için uygulanan yoğun asimilasyon politikaları son zamanlarda etnik temizlik boyutuna varmıştır. Kerkükten uzaklaştırılan Türkmenlerin sayısı 2002 yılında 1000 aileyi aşmıştır. Bunların yerine Arap aileler yerleştirilmiştir. Türkmenleri göç ettirmek ve yerlerine Arapları yerleştirme politikası çok eski bir politikadır ve Irak yönetimi tarafından yıllarca sistematik olarak yürütülmüştür.
Türkmenleri hedef alan diğer uygulamaların başlıcalarını sıralamak gerekirse:
- Türkmenlerin kendi dilleri ile eğitim yapmaları yasaklanmıştır.
- Resmi dairelerde bile aralarında ana dilleri ile konuşmaları yasaktır.
- Türkmenlere gayrimenkul alım-satımı yasaklanmıştır.
- Her türlü ticari aracın alım-satımı yasaklanmıştır.
- Mahalle, köy ve şehirlerin Türkçe adları değiştirilmiştir.
- Kerkük başta olmak üzere Türkmenlere ait verimli tarım arazileri, yönetim tarafından istila edilerek yönetime yakın kişilere dağıtılmıştır.
- Türkmen bölgelerinde, camilerde Türkmence vaaz ve hutbe verilmesi yasaklanmıştır.
Irak halkına 30 yılı aşkın bir süredir acı çektiren acımasız Baas diktatörlüğünün 2003 Nisanında ABD müdahalesi ile yıkılması, Irak için yeni bir geleceğin başlangıcıdır.
Türkmen toplumunun büyük çoğunluğunun temsilcisi olan Irak Türkmen Cephesi, Irak’ta yaşayan bütün toplumların ve insanların her türlü (siyasi, idari, sosyal, ekonomik, kültürel vb.) haklarının anayasal güvence altına alındığı toprak bütünlüğü ve siyasi birliği korunmuş bir Irak’ın oluşturulması hedef ile siyasetini yürtmekte olan türklerin partisidir.
Irak siyasi hayatında mucadele yapan bu parti önemli başarıları elde etti.Kerkükte yeni anayasa uygulamalarına göre Türkçe Arapça Kürtçe dillerinden sonra üçüncü resmi dil olarak bu şehirde tanınmaktadır diğer önemli başarı ise Türklerin yaşdıkları bölgelerdeki Türkçe eğtim almak hakkıydı.
Emir Kerküklü