Kendimi savunuyorum , bölüm : belirsiz
.... dertlerinin uçurumundaydı o akşam genç adam.Yaş itibariyle gençti, yoksa ruhu cehennemde bir ömür geçirmiş gibiydi.Hayata tutunamayanlardan biriydi, şu mayasında depresiflik olanlardan.Neye elini atsa çürütüyor, kimi sevse elinden uçup gidiyordu.Babası bir yıl boyunca gözlerinin önünde eriyip biterek kanserden ölmüştü.Annesi kadar sevdiği halası beynindeki ceviz iriliğinde tümör yüzünden son günlerinde kendinde bile değildi.Annesini ise yatağında ölü bulmuştu yaz sıcağının ortasında.Bunların hepsi dörder yıl arayla gerçekleşmişti.Yine de toparlanmaya çalıştı herseferinde fakat birşeyler
eksilmişti artık adamdan.Zifiri bir karanlık vardı içinde bir yerlerde öyle ki yeşermeye çalışan her filizi kurutan, her çaba pırıltısını daha yanmadan söndüren.Hatta sevmek bile gözünü korkutuyordu.Zifiri karanlıkta neyi sevdiğine dikkat et!Aydınlıktan korkuyordu , aydınlık vaatkardı.Aydınlık ona -az sonra mahvolacak- sabun köpüğü içinde bir gökkuşağı veriyordu.Yeraltındaki sığınağından çıktığı zamanlarda ağzına bir parmak bal çalınıyor fakat tatmanın bedeli çok ağır oluyordu.Ne kadar mutlu olduysa o kadar yıkıldığını farketti.Karanlık en çok tutkulu ruhları seviyordu.O zaman daha az sevinmeli , azıcık ya da hiç mutlu olmamalı!Bu düşüncenin sonucu tam bir facia oldu.Hayal kırıklığı korkusu umut etmemeye ,mahvoluş duygusu bezginliğe, karamsarlık ise çaba göstermemeye mahkum etmişti onu.Tabii ki insanlar bunu anlamıyor, kabul etmiyorlardı.Herşey senin
elinde!Hayatının kontrolü sende!Evet haklısınız hepsini ben öldürdüm , kaybettiklerimi çok sevmekten vazgeçmeliydim, haklısınız!Gerçekten de bir hatası var ise geçmişini geleceğinin önüne koymaktı.Hata mıydı acaba?Kimi ne kadar seveceğinekarar veremiyordu ki ,bütün sevdiği insanlar geçmişe aitti artık.
Karakteri de başına onca dert açmıştı.Dürüst ve açıksözlü olmayı marifet sanıp hayatta başarılı olacağını umut etmişti.Hiç bir işine yaramadı tabii ki.Herkesin maskelerle dolaştığı bir gezegende üstelik de dürüstlüğün bile maskesi varkensen kalk çıplak dolaş!Yaradılışına da yetişme tarzına da kızıyordu.Çekingendi ,hayalciydi ,isteksizdi demiyorlardı.
Pısırık, tembel, sünepe herifti o.Daha bebekken gözüne sıçrayan enfeksiyon yüzünden onsekiz yaşına kadar şaşı kalmıştı.Fiziksel olarak düzelmişti düzelmesine de ruhu hala o şaşı çocuktu.Kendiyle uzun süre barışamadı.Başka yönlerden geliştirdi kendini;kendi kendine gitarla klasik müzik çalmayı öğrendi, kendi kendine ingilizce öğrendi, bol bol okudu v.s.Gerçi sonralarında doktorlar ona gitar çalmayı yasaklayacaklardı.Metal alerjisi olmuş,parmaklarında cüzzamlı gibi yaralar çıkıyordu.Bir iş görüşmesinde işe
alınmama nedeniydi ingilizcesi.Bu kadar ingilizceyi kendi kendinize öğrenmiş olamazsınız!Yazısı kötü olduğu için üniversitede başarısız olmuş ,geç bitirmişti.Dolayısıyla bu gecikme iş hayatına da yansıyacaktı.Bütün bu gelişmelerin onu hayata karşı daha
güçlü ve zorluklara dayanıklı yapması da beklenebilirdi.O ise yorgundu.Bir kerecik de birilerinin 1 birim çabayla başardığını ben 5 birim çabayla başarmak zorunda kalmasam!Yanlışlarının farkında olduğu halde doğruyu yapmak için bir gayret gösteremiyordu.Hayat bir Fantasy Role Play oyunu değildi, karakterler öyle yaratılmıyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.