AYDINLIK İLE KARANLIK
Benim, zaman, zaman kendime sorduğum sorunun, bırakın çözümünü bulmayı, cevabına, zerre kadar yaklaşamadığım konulardan en önemlisidir, anlatacak olduğum geyik.
Sıkışınca, akıl danıştığımız, aldığımız cevaplara güvenerek, risk’e girdiğimiz, sohbetlerin den, tarifsiz zevk aldığımız, arkadaş olarak da, tam manasıyla yaptığı fedakârlıklar yüzünden can ciğer olduğumuz, güvendiğinde ise hayatını verebilecek, yüreği şefkat dolu, sevmesini bilen, tabulardan ve saplantılardan, kendini arındırmış, değme profesörlere, taş çıkartacak kadar bilgili ve zeki, insanlar vardır ya; nadir de olsa.
Böyle insanları, bizim uyguladığımız standartları sıkar, ruhi bir isyan içerisinde bulunarak dik başlılık ve uyumsuzluk göstermeye başlarlar. Bu durum, standartlar la kendilerini kilitlemiş toplumumuz tarafından, delilik olarak karşılanır. oysa çok yönlü kapasiteleri, o deli dediklerimizi, bizim de farkına varamadığımız yüksek bir çizgiye taşır.
Çok şükür ki benim, toplumun deliliği yakıştırdığı böyle sıkı bir dostum var.
Şimdi, bu dostum olan delinin, neleri yaptığını, neleri yapmadığını anlatacağım, size kendinizle karşılaştırma olanağı tanıyacağım, söz veriyorum zerre kadar mubala yapmayacağım, tek yaptığım değişiklik, ismi olacaktır, o da, hukuki hakkı sanıyorum.
Deli dostuma, insan hücresi ile ilgili bir soru sorduğumda, bütünüyle, en ince protein yapısına kadar anlatıyor ve destekleyici kanıtlarla izah ediyor; ışığın yapısını sorduğumda, foton ve diğer parçacıklardan hatta bunların alt paçacıklarından, bilgi aktarabiliyor. Buna benzer, ayrı uzmanlık alanları, gerektiren felsefeyi, matematiği, kâinatla ilgili çeşitli teorileri, yıldızları, kara delikleri, bigbenk ve gerekçesine kadar, sanat tarihi, sanat, bankacılık, yöneticilik, turizm, motorlar ve detayları, sibernetik, deniz, deniz altı, bunlara yaradılış ve gerekçesini de ekleyebiliriz. Daha benim aklıma gelmeyen onlarca konu. Bundan ayrı, dini konular hakkında da öyle şeyler söylüyor ki, insanı oldukça rahatlatıyor.
Bu kadar yönlü bir insan’ın neleri kabul etmediğini ve nelere kızdığını da, anlatayım. Aslında bu delinin neleri yapmadığını okudukça, kendi kendinizi fazlasıyla hor görmenizden korkuyorum. Lütfen kendi öz benliğinize sinirlenmeyin, nede olsa o deli, biz deli değiliz. Bizler yani o nun tam tersi olan bizler akıllıyız. Yanılıyor muyum?
Bu deli kendi menfaati için, kesinlikle yalan söylemez. Hakkı olmayan herhangi bir şeyi, döve, döve verseler almaz. Doğru bildiğinden, kesinlikle emin olduğu doğruları, elektrik verip, Filistin askısına, assanız bile, sonuna kadar savunur. Kendisine güvenildiğini hissederse, arkadaşının yanında, ölüme dahi gider. Arkadaşının beğendiği veya ilgilendiği, karşı cinse kesinlikle yan gözle bakmaz. Karakterindeki sağlamlık, hiçbir baskı altında, değişmez. Bunun gibi, akıllı insanların uymaya zorlandığı, yüzlerce madde sıralayabilirim. Şimdi karakterindeki ılımdan söz edeceğim. Biz normaller de, de bulunması mümkün olanlardan.
Dostum deli, gereksiz yere konuşmaz, yine gereksiz yere gülmez. Acıma duygusu, ölçü dâhilinde çok fazladır. Karıncayı incitmez, balıkların canı acır diye, balık tutmaz, fakat tutanları izlemek hoşuna gider, “ tutanları izlemek kendisini dinlendiriyormuş” bu bana da biraz garip geldi. İşini yaptığı insanlardan birçok alacağı, Belkide alamayacağı, olmasına rağmen hiç oralı olmaz.
Bizim deli böylesine bir delidir. Ben boş vakitlerimi onunla geçirmekten öylesine çok zevk alıyorum ki, vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum bile.
Aklımdan geçeni de, yazmadan rahat edemeyeceğim… Zaman, zaman keşke dostum deli gibi olabilsem diyorum. Sonra kendime bakıyorum, yo olmayacak duaya, âmin denmez. O kim bilir bu uğurda neler verdi, yoksa bu akıl kapasitesiyle, basit bir tamirci olmazdı herhalde. Ben onun gibi yapabileceğimi hiç sanmıyorum. İşe gidince beğenmesem de, patronuma, ne kadar yakışıklı, ne kadar zeki olduğunu, akşam eve gittiğimde karıma ne kadar güzel olduğunu, söylemesem, yaptığı lezzet yoksunu yemekleri pohpohlamasam, karşılaştığım zaman ev sahibimi sevmediğim halde gülümsemeyi ihmal etmeden çeşitli yalakalıklarda bulunmasam, benim halim nice olurdu. Çok akıllıda değilim bir tamirci dükkânı açıp çalışayım. Bizim deli kadar dayanıklıda değilim bekârlığı becereyim. Maazallah ortada kalır açlıktan ölürüm ben,
Ya siz? Bence sizde denemeyin, en iyisi herkes yerli yerinde kalsın. Deli, deliliğini bilsin, biz akıllılarda ne kadar akıllı olduğumuzu bilelim.
Varsın onlar bir şeylere isyan etsin, varsın onlar vatan haini olup dayak yesin, Bırakın onlar birilerinin hakkını savunsun, evet bırakalım da o deliler yetimin, açın, dolandırılmışların, hakkını savunsun, hukuk dışılığın, Şemdinli ve susurluk ların, hesabını varsın onlar sorsun. Bize ne Allah aşkına canım.
TUNNI