- 870 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AKLIMLA UMUTSUZ BİR ŞİZOFRENİK ORTAKLIK
Hangi suali sormalı ki gelmeyişinin ardından? Anlamsızlığı gün gibi aşikârken hala sana yanmanı soğukluğunu nasıl anlatmalı kınayan gözlere? Aşkın adının acizlik olduğunu bana öğretenin; o olduğunu utanmadan nasıl, ne deyip de dillendirmeli?
“Unutulur” dediğini duyuyorum. Yok be unutulur diyince unutulmuyor. Yuttursun diye üzerine başka bir gönül ağrısı içmek de aynadaki suretini kaybetmek değil mi? Cilalanınca hangi antikanın eskiliği kalıyor? Bak,benimki nasıl anlaşılmıyor?
Sen olmalıydın yine de her şeye rağmen. Bağıra çağıra; kötü ol,vurdumduymaz ol ama yine de ol işte demek geçiyor ama sonra yine susuyorum.Aşkta kural yok,ölçü yokmuş…Yokluğunun da bir telafisi.
Sen olsaydın Pazartesiler ahh ne güzel olacaktı,şevkle atılan her adım sana gelecekti. Sen olsaydın Cumalar mutlu hafta sonlarına Merhaba diyen soytarı gün olmayacaktı. Sen olsaydın; mübarekliğiyle arkandan ağlayacaktı pazartesiden sonraki bütün günler.
Unuttum dedim.Yankısı dilimde kaldı,inmedi soluk borumdan aşağı.Senli günlerin güzelliğini hayal ederek yaşamak; öksüz bir çocuğun üstünkörü başını okşamak gibiydi.Sen hiç gelmedin,günleri de kimse evlat edinmedi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.