- 1111 Okunma
- 6 Yorum
- 1 Beğeni
HAYAT’A SÜRPRİZ
Hayatlarına geç katılsa da gerçekten hayat olmuştu yaşamlarına, Ahmet beyin ve Fatma Hanım tek çocukları olan güzeller güzeli kızı Hayat.
Siyasal bilgileri fakültesi uluslararası ilişkileri kazanmıştı, hem de Türkiye de okuyacaktı bundan daha güzel bir haber olamazdı babası için.
Ahmet Bey de Almanya’dan iyice sıkılmış Türkiye ye kesin olarak dönmeyi iple çekiyordu, malulen emekli olalı iki yıl olmuştu ama güzeller güzeli tek kızının liseyi bitirip üniversiteyi kazanması için birkaç yıl daha beklemişti.
Hayat
“babacığım seninle kaydımı yaptırmaya gittiğimizde yıllardır hayalini kurduğumuz yazlık işini halledersin artık zaten emeklisin altı ay burada altı ay Türkiye’desin ben bu yaz tatilimi Almanya yerine sizin yanınızda Türkiye’de geçirmek istiyorum” dedi.
Ahmet Bey de dünden razıydı eşi Fatma hanımla hazırlıklara başladılar, hemen alış veriş yapıldı, Hayat’ın ve kendi ihtiyaçları uzun süre Türkiye’de kalınacak diye, otomobilin bagajı zor kapanacak şekilde bolca alınıp yerleştirildi hatta otomobilin üstüne yedek bagaj dahi konuldu.
İki gün sonra memleketleri olan Çanakkale’ye gelinmişti, yol da otomobili arada bir Hayat kullansa da bayağı yorucu bir yolculuk olmuştu.
Hayat’ın kaydı yapılmış okuluna devam ederken babası bir yandan da yakınlarında ki bir tatil köyünden arsayı almıştı.
Sürpriz yapmak istediği için kızına ev tamamlana kadar söylemeyeceklerdi.
“Yazlık için ne gibi plan düşünüyorsun iç planı nasıl olsun kızım biz yaşlandık gayri yarın bize bir şey olursa sen yaşayacaksın burada senin zevkin olsun” diyerek arada bir çaktırmadan fikrini almış evin planını kabataslak çizmesini isteyip akrabası olan mühendise plan proje için vermişti bile.
Geçen sene tatillerini yapmış oldukları bu yerleri çok beğenmişler sakin el değmemiş bakir yerler babacığım diye sık sık söz ederdi Hayat. Ahmet Bey’in kulağında kaldığı için kızının beğendiği yerden almış arsayı, Hayat’ın sene sonu tatiline yetişmesi için ustalara arada bir de bahşiş verip işi sıkı tutmasını tembihler kendisi de bir an olsun başlarını boş bırakmıyor derken nihayet inşaatı yaz tatiline anahtar teslimi bitirmişlerdi.
Arada üniversiteye kızını görmeye gittiğinde de Fatma Hanım Hayat’a ev dekorasyonu dergilerini götürüyor kızının yazlık için ne gibi mobilyalar düşündüğünü üstü kapalı fikrini alıp aynı mobilyalardan kızları sene sonu tatilinde eliyle yerleştirsin diye ambalajını dahi açmadan öylece eve bırakmışlardı.
Ahmet Bey Hayat’ın sınavlara kendini verip başarılı olması için yazlığın bittiğinden her şeyin tamamlandığından hiç bahsetmemiş sadece geçen sene tatil yaptıkları yerde bir pansiyonda kalıp tatil yaptıklarını söylemişti, kendisi geldiğinde bir arsa bakacaklarını demişti, Hayat’ın bildiklerinin hepsi bu kadardı.
Son sınavını da verip valizini hazırlarken aradı babasını.
” Babacığım ben birazdan yola çıkacağım sen bana kaldığınız pansiyonu adresini verir misin” demişti,
Ahmet Bey “sen bana kasabaya gelince telefon et ben seni girişteki kafenin önünde bekleyeceğim “dedi.
Sabaha doğru gelen bir ses
“Ahmet Tolun siz misiniz”?
“Evet, benim efendim siz kimsiniz”?
“Ben polis memuru Mehmet “
“Şey efendim nasıl desem bilmiyorum ki kızınız efendim kızınız Hayat Hanım kaza yapmış en yakın hastaneye kaldırıldı durumu iyi korkmayın” diyerek telefonu kapatırken,Ahmet Bey ve Fatma hanımın dizleri bükülmüş olduğu yere yıkılmışlardı bile.
Hayat bitkisel hayatta birkaç yıl yaşadıktan sonra hayata gözlerini yummuştur. Ahmet Bey ve Fatma Hanım yaşama küserler, kızlarının görmeye ve içinde yaşamaya nasip olamadığı evin kapısını bir daha açmazlar.
ALİYE UYANIK// ÇANAKKALE
26.05.2012
Hikâyesini öğrendikten sonra yıllardır yürüyüş yolumun üzerinde ki dışı doğal taşlarla süslenmiş bu yazlığın önünden her geçişimde Ahmet Bey ve Fatma hanımın yaşadığı o büyük acıyı yüreğimin tam ortasında yakıcı bir kor gibi hissediyorum..
YORUMLAR
işte hayat böyle ...aynı acıyı bende yaşadım üstelik trafik kazasını ben yaptım...26 yaşındaki üsteğmen doktor oğlumu kaybettim. Rabbim kimseye evlat acısı vermesin dilerim. Çokkkkk acı hem de çokkkkk..gün geçtikçe acısı azalmıyor tam tersine çoğalıyor, özlem artıyor, hele hele bir daha göremeyecek olma duygusu hissettiğim an çıldırmamak elde değil, kutlarım duyarlı yüreğinizi ve kaleminizi.
BOZOK KIZI
AYTEN UÇAR
Hayatın, hayatı tükenmiş demekki. Ani olan evlat acısının etkisi çok zor.Allah kimselere vermesin.
Yazınızın akıcılığı muhteşemdi.Sevgiler, saygılar.
Öff be Aliye hanım öfff,o kadar güzel gidiyordu ki güzel hikayeniz,o kadar akıcı anlatıyordunuz ki, ta ki o elim kaza oluncaya kadar.Hayat bu işte ne diyebilrizki.sadece şunu söylemek geldi içimden''ALLAH EVLAT ACISI TATTIRMASIN HİÇ BİR KULUNA''O güzel yüreğiniz ve usta kaleminiz hep var olsun değerli dostum.saygı,sevgi,selamlarımla.