Vuslat İkinci Bir Meslek Dalıymış Meğer
hayrettin taylan
***
Parçalı bir yüreğin yağmur bulutusun.Sol yanıma sürekli gözyaşı ve yağmurla karışık yağıyorsun.
-Kurutmalık sandın yaramı.Başka gönül misafirine sunulmasın diye sürekli ıslasıl sözler akıttın.
*İç gözüme bak sevgili,hisler bölük pörçük, bulutlar yırtık pırtık.
Tutulduğum her şeyin yağmur gibi.Islatıyor vicdanımı.
**Şems’iyem yok .
Uzakları s’ele verdim ,kalışları yele sundum.
Sızılarım paftalara sığıntı.Yeni bir imkansızlık haritasında coğrafyalar yırtıyor vebalim.
-Yokluğuna kent çizemedim. Bensiz attığın her adım dağ…
Siyah bulutlar kapladı berraklarını.Sonsuz mavilerin dilinde su üstüne sus şarkıları yazdım
-Sen ağladıkça, ben dalgalandım.
*Dalgaları ağlatan cümleler yazdım. Su ağladı, deniz mavilerine sonsuzluk hallerimin resmini çizdi.
-Köpük köpük sevda kokan bir adam gibi senli düşler sıraladım
********************************
….: Ayrılığı çıkardım cümlelerinde.Cümlelerin belini bükmesin gidişin.
Okyanusları küçülten iç dünyanın berraklarında saklandı, yıkandı, aklandı sevdam.
Aşka taranmış dalgalar arasında zelal bir hale soktu ıslanmış dünyan.
*Tebessüm eden kabarcıkların arasında ruhumun kamarasından seni izledim.
*Islak düşlerinle geliyordun bana. Yazmanın arasında sakladığın yazgının tüm derslerini anlatıyordun.
*Sen bir kaderin şarkısısın. Bu yaşanma dizelerinde seni okumaya geldim.
-Aynı duyguda aynı yürek gibi çalındık. Aynı melodiyle aba tellerinde okunduk.
-Zaman ve aşk yarışırdı hep. Bir de kaderimiz yarıştı. Biz sevdikçe yarış kendiyle yarıştı. Barıştı hayallerimize gerçeklerimizle.
-Bir rüyayı ağlatan kavuşmalar yaşadık. Hep rüya gibiydi kavuşmalarımız; ama kader de yenildi sevdamıza.
*Koca bir yüreksin ki koca olmaya adanmış güncelerim diz çöktü hayatıma.
*Yalın bir duruşun durulanmış haliydin.Hallerime ali olmamı istedin.
Yenik amaçlardan kaçtım.Hırs ile gurur arasında saklambaç oynayan oynaşıl gerçeklerden kaçtım.
-Sınırsız ve nihayetsiz bir huzura erdik .Erişilmez denilenler yaşadık.
Karakışların ortasında kara sevda baharı yaşat dedi huzurun.Yaşadık bahar içinde baharları. Bir vuslat barajımız kuruldu gözyaşlarından.
-Barajın bendi bendim.Hiç yıkılmaz olandan ;ancak kapakları senin yüreğindi.
-Ağladıkça baraj doldu.Elektrik ürettiğimiz, aşka aydınlık verdiğimiz bu gönül barajı birkaç hatamla sarsıldı.
-Sen damlalarını yollayınca taştı. Ve elbet bir gün kapakları açmak zorundalılığı oynayacaktı hayat.
Oysa sen severken gözlerinde güneş doğardı hülyalı kentimize.
-Sen bakınca güller kıpkızıl rengini ve kokusunu salardı yüreğime.
Sen yanımdayken dört mevsim dizimizin dibinde yaşanırdı. İklim iklim senli demler akardı.
-En güzel iklimin dili gibi cümle cümle içimdeydi yüklemin.Özne olarak özünü ütüleyen sevi bülbülüydüm.
-Dünyam gözyaşlarınla yıkanmasın diye uğraşılarım nemli bakışlarına.
-Sen mi çok nemli iklimsin yoksa bütün kadınlar mı bilemedim.
Ağlamak neden katığınız.Neden ıslatırsınız hem bizim hem de kendi dünyanızı.
*İçinizdeki hüzün dağlarında çok mu buhur var? Neden iki cümle yenik bombalarla üstümüze damlalar atarsınız ki?
*Taş bağrı olan erkek dağına damla damla düşerek dağı ovaya, ovayı denize neden çevirme telaşındasınız
Oysa kader, sütle yazılmış beyazlığın yaşam adresidir.Kirletilmiş emellerimiz, kaderden değildir sevgilim. Kaderin içinde berraklar var.
-“Kirli karalar” bizim nefsi kararlarımızın ürünü.
Şimdi yüreğimin diplerinde birikmiş dünyalar var.Sütbeyaz kaderleri istiyor.
-Çıkarmalısın içinde nefrete bulanmış cümleleri. Güzellik kaderin yaşam penceresi. Bir güzel de güzel bir kaderdir.
*Şimdi içinde kilim dokuyan şeytanın kin, öç, nefret nakışlarından arınmalısın yar.
Düşüncelerimin yarını, yarınımın yarisin. Başlangıcından ve bitişine
kadar süt beyazı kaderim var.Uğruna serdiğim .Kirli emellerin yarınlarına ulanmış bir peri olarak uzaklarımda durma.
*Vazgeçilmez bir halin aynası gibi her deme ruhu yansıtan gün yüzlerin var içyüzümü büyüten.
Bak kelimeler susarak, ağlayarak, seni bana isteyerek aradan çekiliyor.
Önce ayrılıkların silgisi silmeli beyninde , yüreğinde, incinmişliğindeki ayrılığa odaklı her şeyi.
*Sonra acılarının kalemi yazgındaki gerçekleri anlatmalı.Yaşadıkların bir ömür sınavır, gidenler gelmez belki, sevenler döner diye sana sözsüz cümleler kurar.
-Şimdi sözsüz romanından ilk bakışın gibi bir bakışlık cümle kur vuslatımıza.
-Kavuşmak ikinci bir meslek dalı olarak sunulmalı; çünkü bizim gibi kavuşamayan bir sürü insan var sevgilim.