- 746 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
KAĞIDA SARILI ODALAR...
Mevsimlerden sonbaharın ilk zamanlarıydı sanırım. Gözlerim şerit olur takılırdı düşen ilk sarı yaprakların süzülerek düşüşüne.Boynum bükük rüzgarın küçük esintileriyle yaprakların yavaş hareketlerini izlerdim buz tutmuş gibi donuk bakışlarla.
Sonrasında kaldırdığımda kafamı takılırdı gözüme yeşili son demleriyle dal uclarında tutan çınarın kollarına. Güneş eskisi gibi hevesli değildi etrafı ıstmaya.Bu yüzden erken terk etmeye başlamıştı bulunduğum yarım küreyi.
Elimden gelse o battıkça bende arkasından giderdim de olmuyordu işte, yapamıyordum tutuluyordum. İçimi ısıtsın diye penceremden Güneşin gönderdiği selamları alıyordum Ay’ın her halinden.Bu yüzdendi dolunaylı gecelerde gülümseyişim.
Yorgun gözlerimi beni uyutmayı başarsada gördüğüm rüyalar beni erkenden kaldırmaya yetiyordu.Çok erken kaldırıyordu. Arasıra göz damlası bulaşmış yatığımın kuruması için kılıfından çıkarır güneşin odama düştüğü ilk noktaya koyardım.
O doğana kadar onu beklerken boş durmamak için kağıtlara birşeylerin hesabını yazardım.Bunu gecelerde yapardım.Dışardaki sokak lambaları sislere karışır altından geçenlere cılız bir yol açarken hiç tanımadığım insanların hayatlarına kurgu üstüne kurgu eklerdim.
En son gördüğüm elinde beyaz çanta taşıyanı kadının gözlerindeki bitkinliğini gördüğümde karar verdim zor ağır işlerde çalıştığını.Onuda yazdım ayıp olmasın diye kağılarıma. Az sonra elinde poşet küçükte olsa sırtı eskimekten kamburlaşan yaşlı adam alışıla gelmiş ağır adımlarla ezberini bildiği yollara kaçıncı adımını vurduğunu saymadan yürüyordu.
O esnada havayı bir anlık ikiye bölen yıldız bir anda sönü verdi karanlığın teslimiyeti kaldı tekrardan gecenin koynuna. O an yüzümü yıkamadığımı hatırladım. Yürüdüm yakın olan musluğa ağır ve aheste adımlarımla.
Suyun ıslaklığını tatdı tenim.Uykusuzluğum çok öncesinden silinmişti gözlerimden. Baktım aynadaki gözlerime.Taradım saçlarımı bazısı döküntüsüyle tarağın arasında kaldı. Titrek parmaklarımla bir yudum su ısmarladım kuruyan boğazıma.
Durdum aynadaki yüzümü sevdim sonrasında.Girdiğimde odama beyaz gelinliğime baktım.Onada dokundum,bana dokunan yanlarımla. Birazdan gelip beni alacaklardı.Götüreceklerdi uzak şehirlerine.
Belki lisanını bilmediğim bir ülkenin ortasına gidecektim.Yarım kalmış dünyamda ekvator çizgisindeki düşüncelerimle ikiye bölünmüşlüğüm bir aradaydı.Ten ve ruh kaçışması.
Ya yaşlanarak ölecektim ya az sonra beni götürecek yaşlı adamın kollarında yatarken ölecektim.Ya da yaşlı sözlerim yaşanmışlığımdaki hayatıma karışacaktı...
Kararsızlığın ortası bilek kesiği bir yara bırakacaktım.Güneşe karışıp ısınacaktım....
Bunları da yazmıştım...
Saate göre değildi benim zamanım saat dursa Güneş durmazdı.Bulut mil çekse Güneşe o zamanda yüreğim durmazdı. O durmadıkça ben de yazdım tüm kağıtları doldurmak istercesine. Suya yazdıklarımda oldu ben giderken sessizce bir gece vakti karanlık örerken çatıyı bir serçe tüneği oldu omuzlarım.Ağır geldi kimi zaman ama taşıdı sol omzumun altındaki....
**** *****
Ben bilmediğim bir kapıdan içeri girdiğimde okumaya başladım onun yazdıklarını...
Kağıtlar eski kilimlerin minderlerin üzerinde saçılmış olmasada tarihsizdi birleştiremediklerim...Adeta kağıda sarılı odalar vardı etrafımda....İşte o an tarifsiz bir ufka daldım o an o pencereden.....
klavye yordu...diğer yazı arkadaşın flaş diskine attım oda virüsten nasibini aldı...kurtarısa eğer söyleşim tamamlanacak....
YORUMLAR
DİLEK YILDIZI
annem benim...saygılarımdasın her daim...
kurtarması dileğimle..
çok samimi ve içten bir yazı..
olduğu kadar..
başarılıda..
tebrik ediyorum..
selamlar..
DİLEK YILDIZI
aslında size geçmiş olsun adına güzel bir öykü yazmak istedim.Öykücünün en güzel hediyesi öyküdür. Ama olsun siz o gün şiire geldiniz o yüzden size onu hediye ettim...dur şu yoğunluğu atlatayım betim dolu bir öykü yazmaya çalışacam siz için...
Kalemini okumayı çok sevdim...sadece okudum üç tanesini...bitirecem gerisini..işler azalınca...
SAYGILARIMLA.....
SEVİLAY DİLBER
vakit buldukça ve istedikçe okursunuz...
sevgi ve selamlarımla..
Kendi kendime eseflenerek okudum değerli arkadaşım eserinizi.Öylesine doğal ve öylesine usta işi idi ki tuhaf bir şaşkınlık çöktü içime kıskançlıkla karışık...
Şaka bir yana çok ama çok iyi bir kurgulama yeteneğiniz var bu çok belli.Ayrıca kelimeleri birbiri ardına istiflemekten çok oldukça estetik bir maharetle onları inci gibi asmışsınız. . Nesirlerin olmazsa olmazı ayrıntılardaki duruluk ve zihinlere serilen gerçekçilik ise bir o kadar göz alıcı...
Konuya sadakat ve ilerleyen dizelerde uzadıkça detone olma tehlikesine de hiç düşmemiş.
Dingin bir nehir gibi sadece aktığı yerdekileri değil geçtiği tüm yerleri anlatmalı derim iyi yazı örneği için.ki; bu siz de bir kere daha perçinlendi zihnime.
ayrıca bir de böylesi zihin ardı bir konuya bunca vakıf kalarak sona erdirmek de kolay iş değildir.
ve sahip olduğunuz o hayal gücünün panaromik yansımalarını da çok iyi aktarmışsınız üstelik. o pencereden baktığımı hissettiğim için söyledim bunları... bir iki yerde de-da ların ayrılması dışında yazım da oldukça iyi.
damağıma okuma zevki yanında yazma şevki de bahşeden bu esaslı paylaşım için bol alkışlı teşekkürler...
saygılarımla
DİLEK YILDIZI
Bu pembelik kendi adıma iltifat ve onure olan sözler için değil...
Sen gibi harika tekniğinde şiir yazan biri nesirimi okuma zahmetine girmişse bu bana onur verir..
Umarım bu yorumunu hak edecek nesirler yazabilirim...
Ama ben açıkça söylemek isterim ki senin demli şiirlerini okumayı çok seviyorum...Senki usatasın bana bu yorumu yaptın ya sağol varol....
TEŞEKKÜRLERİMLE VE YÜREKTEN SAYGILARIMLASIN....
DİLEK YILDIZI
Şiirlerinizden sonra...( şiir yavaş ağır okunmalı anlamlı bilirim)
SEVGİ VE SAYGIMLA...