Sami Abimiz
(Sami abi opjenktife bak abiiii.....sola dooru abi sol abi..yani şu taraf...az daa abi)
(Sami abi Müyesser abla tarafından hafifçe okşandığı gün-Erzurum Cumhuriyet caddesi)
Sami abi haklıydı.
Karı milletine güven olmaz. “Tecrübeylen sabit” dedi Sami abi, biraz kırılgan, üzgün ve acılar içerisinde " Ben bu gari milletine güvenmirem ola" dedi.
"Neden ?" diye soracaktım ki, ağzımı daha açmadan "dövmirem diyir, eve girirem ki bi da ne baham elinde cağ bene bahir, eskik eteg direm beni gudik gibi dögir".
Sami abi hemen her gün hanımından çift dingilli bir kamyonun istiab haddi kadar dayak yediğinden bize sadece hastaneye yetiştirmek ve sakinleştirmek düşüyor.
Maazallah bi de sakinleşmese var yaaa !
Sami abi hoşsohbet biri aslında. Yani ağzı burnu dağılmamış halde olduğu zamanlar bazen mahalle kahvesine takılır, bizim okey masasına yancı olurdu. Çayını içer, sohbetini eder en son kalkarken de bayaa bi okkalı yellenir kalkar gider.
Şaka değil ondan çıkan gaz ile yaklaşık altı kilometre yol alır normal bir araç. Sami abi sıralı ototgaz sistemleriyle donatılmış gibi, bir başladı mı değişik ton ve makamlarda ve uzunluğu kısalığı farklı da olsa yellenmesine, kokudaki istikrarı kahvehanenin yanıdaki kasap Bahattin abiylen Aydınoğlu nalburiyeden duyulur ve "Laaa Sami yine koyverdi" der dükkânların kapılarını sıkı sıkı kapatıp içerden gülerek kahvenin dışına çıkıp yrlerde sürünen arkadaşları seyrederlerdi.
İşte o sohbetlerden birinde "Sami abi yaaa... Sen de ne biçim delikanlısın, karıdan dayak yiyosun " diyenlere o ağırbaşlılıkla " Ama bazen de çok hakli dögir" diyerek çayını yudumladı , kahvehane çevresine yeterli miktar ve kalitede gaz’ı bırakıp çekip gitti.
“Sahahnan çamaşir makinesinin hortumi var hani da..ahan onlar dögir” dediğinde Sami abi’nin yüzündeki ifadeyi görmeliydiniz. Dayak yeme sebebini “ama kari hakli bene lavaş al dedi para verdi, ben de lavaş yerine bira aldım” dediğinde içimden hakikatten “kari hakli” dedim.
Genellikle bu tür faaliyetlerde her türlü hortum, iğne ve şiş gibi daha mütehassıslık gerektiren alet edevat, yeterli ağırlık ve hacimde kül tablaları ve kadınların el becerilerinin en üst seviyede olduğu kepçe-kevgir-çatal-terlik gibi ev aletlerinin kullanılmaktadır.
Fakat Sami abi’nin eşi Müyesser abla bu tür malzemeden çok avuçlarını kullanırmış. Valla bi sıktı mı Sami abi öküz gibi böğürürmüş, mahalle de sabah kadar çivi gibi uyanık dinlerdi. Kimse cesaret gösterin bu durma karşı bi şey yapamazdı.
Sadece bir defasında vakit darlığından (ateşin üzerinde yemek olduğundan) Müyesser abla Sami abi’nin (afedersiniz) kıçına tutacak yerine kadar bi kontrol kalemi saplamıştı benim bildiğim. Sami abi ise “dayak ne ki gardaş, bi de kenefe hapsedir” diye hayıflanıyordu. Dayak olayını aşmıştı zaten ya, hapis onuruna dokunuyordu haklı olarak.
Müyesser abla aslında merhametli kadındı. Mahallenin kedilerine yemek artıkları verir, sokak köpekleri için kapının eşiğine koyduğu sarı plastik leğene kuru ekmek ıslatıp koyar, Sami abi’ye de o lastik kap ile burgu makarna yapar verirdi yeminlen.
Sami abi zaman zaman evin kapısındaki demir tokmağı “küt” diye vurunca, kapı yavaşça açılır, Sami abi korkusundan kapıdan uzaklaşır, Müyesser abla bir fiske vurmadan plastik leğene elindeki alüminyum tenceredeki makarnayı boşaltır kapıyı yine kapatırdı.
Müyesser ablanın en kızdığı Sami abinin iş konusunda donunun ağı gibi dikişlerinin devamlı sökük olmasıydı.
Bir ara Sami abi çarşının orda büyük pet şişe suların içinde sülük satmaya başladı.
İşler iyi gidiyordu ilk zamanlar, ta ki karakol kumandanının gayet kilolu hanımına verdiği sülüklerin açtığı yaraların iyileşmeyip diz kapaklarında yukarıya doğru beline kadar bütün cildi kaşınıp dökülene ve de Müftü bey’e verdiği sülüklerden de “bel soğukluğuna “ yakalanan müftünün durumu Ankara’ya, Diyanet İşleri Başkanlığına bildirmesine kadar.
Kadın doktora gidip kullanılan sülüklerden mikrop kaptığı anlaşılınca ertesi gün polis sülüklere ve Sami abiye el koydu.
Sami abi polisteki ifadesinde sülükleri tuzlu suya koyacağına yanlışlıkla şekerli suya koyduğunu, bu sebeple sülüklerin kusmayıp dalga geçtiklerini söylemiş.
Müyesser abla evdeki damacananın içerisindeki sülükleri çiçek yağında kızartıp Sami abiye yedirince abimizin “sülük macerası” böylece bitmiş oldu.
Bir ara canına tak deyince işsizlik yün ticaretine başladı…
Piyasa onun sayesinde birden değişik renklerde yün çoraplarla doldu.
Piyasa yün çoraplarla dolunca mahallenin kedisinin köpeğinin üzerinde de kıl kalmadı.
Belediye ekipleri usturayla tıraş edilen kedileri ve köpekleri takip ederek Sami abinin tavuk kümesine bir kapıdan giren tüylü kedilerin ve köpeklerin kümesin diğer kapısından dımdızlak çıktığını görünce kümese baskın yaptılar ve Sami abiyi elinde ustura ile kara bir köpeği tıraş ederken yakaladılar.
Sami abi evvela her ne kadar “saçları uzamıştı da sevabina tıraş edirem gardaş” dediyse de, köpeğin “İiiyyykkkk” diye inlemesi bütün planlarını bozdu.
Sami abi rüşvet olarak zabıta komiserine kapkara kedi kılından dize kadar çorap hediye ettiyse de yaranamadı ve zabıta kümesi mühürledi.
İçerde aylaklarından bağlı on iki kedi ve beş köpeği de saldılar.
Ticarete bulaşmıştı bi kere ya artık iflah olmaz başka bir iş yapamaz hale geldi.Kahvenin müdavimlerinden “Dertli” lakaplı Sebo “ Hele sami bizim kmşi bi Van pişiği almiş, Allah seni inandıra bin lira vermiş,ele de küççiğ ,bi de böyügünü düşün” deyince bu sefer kedi ticaretine başlamaya karar verdi.
Van kedisi diye Sebo’nun getirdiği biri dişi biri erkek iki uzun tüylü beyaz kediyi çiftleştirmek için çalışmalara başladı.Sami önce kedilerin cinsiyetini anlamadı Sebo’ya “ ola Sebo bunun hangisi kancüg,hangisi erkek” dedi Sebo da “ahan bu uzun kuyrugi olan dişi” dedi. Sami abi tekrar” hangisi erkek ?” diye sorunca Sebo “ahan bu kısa kuyrügi olan da erkek” dedi.
Kedileri meşhur kümesine hapsedip önce iş tutmalarını bekledi fakat nafile. Kediler paso Sami abinin aldığı ciğerleri yiyip kafayı koyup yatıyorlardı.Doğru Sebo’ya koştu “ bene bah ezen s…rem, an bu iki pişig s….mir” deyince yılların kadrolu puştu Sebo “ Seni gavvat ele uzag tutirsen pişigleri olur mi, yaggin olacak kardaş,sürtecen birbirine” deyince bi koşu kümese attı kendini abimiz.
Ertesi gün kedilerin dişi bildiğinin kıç tarafında erkek bildiğinin de arka ayaklarının aralarında bir tek tüy kalmamıştı.
Müyesser abla iki gün sonra zabıtayı aradı ve “bu poh oğli yene bi işler karuşturir hele bi bahın,kümesten miiiiiiyyyygggg diye sesler gelir “ deyince Zabıta arabası tekrardan kümesi bastı.
Kümesin kapısı açıldığında ter su içerisinde kalan Sami abinin arkasına bir şey sakladığını gören komser Dadaş Vaap “ Ola sami senin alışveriş ettigin bakkalın anasını s…ym” dedi ve Saminin elini bir hamlede çevirdi.
Abinin elinden düşen yaratığın önce ne olduğunu anlayamadı Komser Dadaş Vaap ve ona “amirim işte ele işte bele “ deyip yağcılık yapan zabıta memurları.
Zabıtalardan genç olan İso “ Anam avrat amiriiiim ahan bu uzayliiii yaratük” dediyse de Sami usulca “yoğ ola kedi” deyince yerde debelenen yaratığı ellerine alıp kümesin dışına çıktılar.
Sami abi kedileri gaza getirmek için erkek olanı dişi olanın kıçına Japon yapıştırıcı ile bi güzel yapıştırmış, kediler acı içinde acaip sesler çıkararak çapalıyolar.
Vesselam Sami abi mahkemede hakimin ve mahkeme heyetinin şaşkın bakışları arasında hapis cezası aldı.
Biz de kaç aydır çıkmasını bekliyoruz.
Hayırlısıyla.
YORUMLAR
O sami bu sami mi derken bizim sami olmadığını görünce sevinmedim desem yalan olmaz.
Tebrik ederim saygılarımla.
erolabi
Aslında her yerde bir Sami abi var.
Önemli olan farkında olabilmek.Selam ve saygı ile.
Okumaya başladığım ilk kelimeden kendini belli etti Sami abi ve son cümleye geldiğimde hala gülüyordum. bitti ve yüzümde hala bir tebessüm var-bilmiyorum sorun bende mi?- . Böyle bir mizah kaleme alıp bizlerinde yüzünde bıraktığınız tebessümden ötürü müteşekkirim erolabi. siz değerli erolabimize ve her ne kadar soğuk olsada insanı bir o kadar sıcak kanlı bir o kadar samimi olan dadaşlara selam ve sevgiler..
erolabi
Ben de yorumunuzu gülerek okudum.Sağolun.
Önemli olan geçen zamanı güelerk ve değerli kılmak.
Selam ve saygı ile.
Müyesser abla; abladan ziyade M tipi cezaevindeki infaz koruma memuru “Miyeser abi” gibi duruyor. Hormonsal ve sosyal durumundan bahsetmemişsin, mesela sakal tıraşı oluyor mu gençliğinde karakucak güreşi yaptı mı?
Valla Sami abinin sicili için vesikalık fotoğrafı yeterince referans teşkil ediyor. Hayat hikâyesinden iki tane daha “kuzuların sessizliği” çıkar. Benim tahminim dayak mevzusunda ortada şike var.
Zira her ne kadar “Miyeser apla” da altı okka taşş.. pardon yürek var gibi gözükse de Sami abinin gözü daha kara hem de bayağı kara. (sargının altındaki karalıktan bahsediyorum, doğuştan değil mi?)
Vukuatları bir bir incelediğimizde…:-)
Selamlar, saygılar
erolabi
Tabii ki abi.
Müyesser abla hemen her gün hala eski traş sabunu köpürtüp sakalları alan bi ablamız.
olay aynen zihinde canlanan gibi Ağyar abi.
Müyesser abla mahallenin en taş-
kın en asabi tiplerinden.
Selam ve saygı ile.
Aga naaaptın sen.
Şimdi millete nasıl anlatacağım o Sami'nin ben olmadığımı. Ayıkla pirincin taşını...Daha önce İki hikaye yazmıştım ( Şanzıman su kaynattı ve Vay anam vay Gitti bizim Broadvay '' diye...O hikayede kendimi Selami, Eski eşim Münire'yi de Münevver olarak anlatmıştım...Şimdi de Sami ve Müyesser Hikayesini okuyanlar kesinlikle bu Sami bizim Sami diyeceklerdir...Ben yanmışam gardaş...
Vallah bilah benim o Sami ilen hiç bir alakam yohtur.
Selam ve sevgilerimle.
erolabi
ya abi hakkını helal et.
ben bu resme hitaben bi yazı daha yazmıştım .Orda da adı sami idi.
onun devamı niteliğinde olduğundan.Seninle tabii ki alakası yok.Olamaz da .
Hocam saygı ve özürlerimle.
erolabi
hala bazı espriler aklımda.
Çok sağol kardeşim.
moralim çok bozuk komiktir tamam ama kesinlikle gülmeyeceğim hatta tebessüm bile etmeyeceğim yazıyı okurken dedim. Tebessüm belki biraz etmişimdir ama sonunda japon yapıştırıcı kısmını okuyunca kendimi tutamadım güldürdünüz beni. Allah da sizi güldürsün çok güzeldi
tebrikler
saygılar
erolabi
İşte bütün talep bu !
"Ben güldüm Allah da seni güldürsün" .
gerisi boş.
Selam ve saygı ile.
erolabi
seni gibi avukat nerden bulacak...
iki kıtada astırırsın Asami abimi..
:))))))))))))))))))))))))))))
erolabi
yazıda Cezaevinin çatısına ,pencerelerine ve avlusuna konan kanatlı uçamayan ancak uçmaya çalışan yaratıkların daha önce cezaeninin etrafında neşe ile uçan güvercinler olup olmadığının tetkik edilerek genel müdürlüğe bilgi verilmesi" denilmekte.
Arz ederin sayın yazarım.Saygı ile.