4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
424
Okunma
O değil de;
Dün bizim kuzenle konuştum. Ev arkadaşıyla birlikte bahçedeki lavantayı nane zannederek önce dolmaya sonra salataya koymuşlar.
Yasmin, ’dolmaya farklı bir boyut getirdik ama salatada çok kötü oldu... iğğğ rençç olduu’ diyor.
Üstelik dolmayı misafire sunmuşlar. Misafir dolmayı öve öve bitirememiş. ’
’Çok değişik bir tat var, sanırım reyhan’ demiş. Gerçeği öğrendiğinde masadan kalkmış ve sonra bidaha ağzına bir lokma bile koymamış.
Bizim kız, ’halbüküsü biz iki saat önce yemiştik, ölmedik... az kalsın lavantadan ölen ilk insan türü olacakmışızzz’ diyor.
Demek ki neymiş?
Her gördüğün yeşile yeşillenmicekmişsin...
O değil de;
Hava çok güzel yaa... biraz dışarı çıksam temiz hava alsam. Aslında bugün Bursa’ya davetliydim ama tembellik ettim, gitmedim.
:) Gitmeme nedenim kesinlikle lavantalı dolma yememek için değildi. Dolma bu yaa! olsun da lavantalı olsun.
O değil de;
Günlerdir dışardan trampet sesi geliyor. Bizden habersiz bayram mı kutluyorlar n’apıyolar anlamadım ki...
Bazen ritm yükseliyor... Kimin çaldığını görmesem de her geçen gün daha iyi çaldıklarını söylemeliyim.
Çalışmakkk... çalışmakkk... çalışmakkkk...
O değil de;
’Analar kuzusu reyhan reyhan reyhan/alem sana heyran heyran heyran/ne güzelsin ay kız/bir tanesin ay kız/dağlar kızı reyhan...’ diye devam ediyor.
O değil de;
İyi bayramlar.