- 970 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÜZÜNTÜ VE ACILARIM
ÜZÜNTÜ VE ACILARIM
(18-10-2007)
Eşim Alzheimer hastası idi ve senelerdir kendim bakıyordum.
Damat Bülent, uzun zamandır. Kayınvalidesini huzur evine yatıralım deyip
duruyordu. Bu isteğini ta Ankaradan telefon ederek tekrarlar olmuştu.Şimdi ise yazlıktan dönmüşler, bizde misafir kalıyorlardı.
Bugün ,Muzo’yu da alarak Perin-Bülent ve ben Metin beyin rehberliğinde Kartal Havacılar sitesindeki huzur evine gittik. Burasını bulmakta güçlük çekmedik.Çünkü vaktiyle bizim sahip olduğumuz evin bir öncesinde idi. Tek katlı binaya bir kat daha ilâve ederek bakımevi haline getirmişlerdi.
Huzurevi sahibi Asuman hanım, bizi çok iyi karşıladı. Annesi de Alzheimer hastası olduğu için böyle bir işe teşebbüs etmişti. Bize odaları gezdirdi. 25 kişilik bir hasta grubu varmış .Daha ziyade Alzheimer hastaları kalıyormuş. Muzoyu yatırmak için üst katta gösterilen odayı tercih ettim. Gar dolapları, komodini , karyolasıyla temiz ve sade. Burası İki kişilik bir oda idi. Muzo yalnız yatmayı sevmediği için burası tercih nedenimiz idi. Aynı odada kalan kadın da çok konuşkan biriymiş. Her katta iki tuvalet (müşterek) bir de Tv.li salon bulunuyordu. Her gün, bir doktor ve hemşire geliyormuş. Hastalar tuvalete, yemeğe, salona gelirken muhakkak kendilerine
Bir görevli kadın refakat ediyormuş.
Hava güneşli ve ılıktı, bahçede oturduk ve şartları konuştuk. kadının konuşmaları içten ve samimi gibiydi Bazen de yapmacığa kaçıyordu veya bana öyle geliyordu. Her şey dahil-bez parası hariç-1250.00Tl istedi, 1000.00Tl verebilirim dedim ve Asuman hanım da kabul etti. ‘Giyecek gibi ihtiyaçlarıyla istediğiniz zaman gelin ‘ dedi.
Zaten oraya giderken, düşünceli ve suskundum. hem odaları gezerken, hem şartları konuşurken yüreğimde bir eziklik vardı. Söz ile bağlantı yaptıktan sonra, sanki yüreğime bir kor düştü. Evden giderken de gelirken de arabayı Bülent kullanıyordu. Ben kullansaydım, muhakkak kaza yapardım. Eve geldikten sonra, Daha fazla dayanamayacağımı anladığım için Perin ve Bülent’le de konuştuktan sonra, kararımı verdim. Eşimi huzur evine yatırmayacak, eskiden olduğu gibi kendim bakacaktım. Yüreğimden gelen bir oh çektim. Artık içim rahattı, rahatlamıştım.
Bu kararımı Metin beyle telefon ederek paylaştık ve Asuman Hanıma ,Perin vasıtasıyla telefon ettirdim. Perin de her ihtimali düşünerek ‘ kararımızdan şimdilik vazgeçiyoruz ‘ dedi.
Kafamda düşenceler, Kâlbimde umutsuz acılar ve sızılar vardı. Alternatif arayışlar ve düşüncelere dalmıştım. Şimdi sıra evde olmadığım zamanlar nasıl yalnız bırakacağım düşüncesi idim.
Ablam Nadire ile yeğenim Makbuleyi düşünüyorum.
‘gelseler, bizimle birlikte otursalar?’ Ama onlar Nisanda köye giderler. Kasıma kadar kalırlar, dolayısıyla olmaz!
Gülbin aklıma geliyor. Muzonun yeğeni, nasıl olsa kocasından boşandı. O da olmaz! Çünkü, yazlığa, Bodruma gidiyor.
Bir alternatif de kapıcı Mustafanın eşi Fatma hanım.
Pek becerikli cevval birine benzemiyor ama sakin ve ağırkanlı bir kadındı. Ben çarşıya, pazara gittiğim zaman,
Çağırdığımda gelirse, Yaseminin başında durur ilgilenirdi.
Gerçekten bu ara, Bankaya gidecektim. Telefon ettim, ‘Çamaşır asacağım, hemen gelirim’ dedi.
Gelince de konuştuk, anlaştık, kocasıyla da mutabakata
Vardık. Tabii ki bu para karşılığı olacaktı. Artık, biraz daha rahatlamıştım.
YORUMLAR
YÜCE ALLAH size sabır versin....eminim aynı duruma sizde düşseniz eşinizde size bakardı....zor bir sınavdasınız.HAYIRLARA VESİLE OLSUN....selam gül diyarından
Yusuf Canturk
bu gün merak bu ya! Öyülerime yorum yazan var mı diye merak ettim.
Tabii geç kalınmış bir meraktı bu.
Sabır ve hayır dualarınız için Size teşekkürler.
Selam ve saygılar
Yusuf Canturk
SELAM VE SEVGİLER
Yusuf Canturk
Biraz gec kalmış cevap. kusuruma bakmayın. 'Üzüntü ve Acılarım' adındaki yazıma güzel bir yorumda bulunduğunuz için çok teşekkürler.
Selam ve saygılar