- 6740 Okunma
- 27 Yorum
- 0 Beğeni
DEVRİM KANUNLARI-1
Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunduğu günümüzde, üzerinden sıkça tartışmalar yapılan, ve bazı tartışmaların kendisine dayandırıldığı Devrim kanunlarından kılık kıyafet ile ilgili olanları inceleyelim istedim..
Hep bahsedilir, hep tartışmalara mesnet our da nedir bu Devrim Kanunları hakikaten?
İlk örneğimiz
"bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun"
kanun numarası: 2596
kabul tarihi: 03/12/1934
yayımlandığı resmi gazete tarihi: 13/12/1934
yayımlandığı resmi gazete sayısı: 2879
madde 1 - her hangi din ve mezhebe mensup olurlarsa olsunlar ruhanilerin
mabet ve ayinler haricinde ruhani kisve taşımaları yasaktır.
hükümet her din ve mezhebden münasib göreceği yalnız bir ruhaniye mabed ve
ayin haricinde dahi ruhani kıyafetini taşıyabilmek için muvakkat müsaadeler ve-
rebilir. bu müsaade müddetinin hitamında onun aynı ruhani hakkında yenilenmesi
veya bir başka ruhaniye verilmesi caizdir.
madde 2 - türkiye’de kanuna tevkifan teşekkül etmiş ve edecek olan izcilik
ve sporculuk gibi topluluklar ve cemiyet ve kulüb gibi heyetler ve mektebler
mahsus kıyafet, alamet ve levazım taşımak istedikleri zaman yalnız nizamname
veya talimatname ile muayyen tiplere uygun kıyafet, alamet ve levazım
taşıyabilirler.
madde 3 - türkiye’de bulunan türklerin ve yabancıların, yabancı memleketle-
rin siyaset, askerlik ve milis teşekkülleri ile münasebetli kıyafet ve alamet-
lerini ve lavazımını taşımaları yasaktır.
madde 4 - ecnebi teşekkül mensuplarının kendi kıyafet, alamet ve levazım-
ları ile türkiye’yi ziyaret etmeleri, icra vekilleri heyetince tayin olunacak
mercilerin müsaadesine tabidir.
madde 5 - türkiye devleti nezdine memur bulunanların kıyafetleri beynelmilel
mer’i adetlere tabidir.
müsaadei mahsusa ile gelen yabancı memleketler kara, deniz, hava kuvvetleri-
ne mensup kimselerin resmi üniformalarını nerelerde ve ne zaman taşıyabilecekle-
ri icra vekilleri heyeti karariyle tayin olunur.
madde 6 - bu kanunun tatbik suretini gösterir bir nizamname yapılır.
madde 7 - birinci maddenin hükümleri bu kanunun neşri tarihinden itibaren
altı ay sonra ve diğer maddelerin hükümleri kanunun neşri tarihinden itibaren
mer’idir.
madde 8 - bu kanunun icrasına icra vekilleri heyeti memurdur.
Kanunun tamamı bu kadar ve günümüzde de geçerli..Ayrıca Anayasanın 174. maddesine göre Devrim kanunlarının hiçbirisinin anayasaya aykırılığı iddia edilemez..(Başka maddeler ile çelişse bile yani bu kanunların geçerliliği esasdır..)
Gelelim değerlendirmemize;
Madde 1 Ruhani kisvelerin yasaklandığı madde bu madde.. Cüppe ve sarık bu maddeye istinaden yasak, ruhani kıyafete benzediği için..Ancak dikkat..! Şalvar geçmiyor bu madde de..Şalvar giyilmesi devrim kanunlarına aykırı değil..Keza yine kadınlar için de herhangi bir kısıtlama sözkonusu değil..Çarşaf, peçe,şalvar hiçbirinin giyilmesi devrim kanunlarına aykırı değil...Hele hele türban başörtüsü ile ilgili hiç bir kısıtılama yok..Niye acaba?
Hükümet her din ve mezhebden sadece bir ruhaniye mabedler dışında ruhani kıyafet girebilme izni verebilir diyor kanun..
Mesela bir kaç ortodoks ya da katolik patriği de bir araya gelişp ruhani kıyafetleriyle mabedleri dışında dolaşamazlar..Öyle mi peki? Keza rahibelerin kıyafeti de ruhani kıyafet..
İmamların kıyafeti için de aynı husus sözkonusu..
Madde 3
türkiye’de bulunan türklerin ve yabancıların, yabancı memleketle-
rin siyaset, askerlik ve milis teşekkülleri ile münasebetli kıyafet ve alamet-
lerini ve lavazımını taşımaları yasaktır
BU maddeye uyum nasıl sizce? Orak çekiçli bayraklar mesela yabancı bayrak sayılabilir mi, ya da yabancı siyasi alamet?
Che Guevera resimleri hemen heryerde mesela bu maddeye girer mi?
ABD bayrağı desenlli teksitil ürünleri, kraliyet simgeleriyle tasarlanmış ürünler gözünüze çarpıyor mu hiç?
PKK bayrağı, flamaları, lider resimleri falan? Yerli mi sayılıyor.. Taşıyanlar için devrim kanunlarına muhalefetten dava açılıyor mu?
Kılık kıyafetle ilgili diğer bir devrim kanunu ise "Şapka iktisası ile ilgili kanun" dur
madde 1 - türkiye büyük millet meclisi azaları ile idarei umumiye ve hususiye ve mahalliyeye ve bilümum müessesata mensup memurin ve müstahdemin türk milletinin iktisa etmiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedir.türkiye halkının da umumi serpuşu şapka olup buna münafi bir itiyadın devamını hükümet meneder.
madde 2 - işbu kanun tarihi neşrinden itibaren meriyülicradır.
madde 3 - işbu kanun büyük millet meclisi ve icra vekilleri heyeti taraflarından icra olunur.
Madde bir’e göreresmi özel mahalli bütün müesseselerde şapka giymek zorunlu...
UYgulama?
Hemen hiçbir yerde giyilmiyor..
Dava açılmıyor, Devrim Kanununa uymayanlar hakkında soruşturma açılmıyor..
Yukarıdaki kılık kıyafetle ilgili iki Devrim Kanunun uygulanmasından kimse rahatsız değil göründüğü kadar..Uygulanmamasından demek daha doğru olacak sanırım..
Türban veya başörtüsü için için laikliğe aykırı yorumu yapanların mesnetleri nelerdir peki bu halde?
Bile bile yalan mı söylemektedirler?
Devrim Kanunlarının yukarıdaki gibi uygulanmasındaki bu eksikliği mesele yapmamalarının nedeni nedir? BUna mukabil kanunlarda olmayan suçlar üretmeye çalışmanın maksadı nedir?
İyi niyet olduğundan bahsedilebilir mi?
Devrim Kanunları bahsine devam edeceğim...
YORUMLAR
:) Biraz daha yakın tarih okumalısınız.
Humeyni irana dönmeden önce İranın durumu nasıldı, halk neler istiyordu, nelerle karşılaşıyordu bilmek lazım:)
Şah niçin devrildi herkes mutlu mesutken gibi bir soru akla gelir ki bu durumda, maazallah insanlar müstehzi gülümsemeyle bakar.
alakası yok alakası. humeyninin dönüşü sonrası mollaların nasıl solcuları mitinglerde dövüp,başı açık kadınları tekme tokat dövdüğü açık..
sinemaların tahrip edilmesi,gazetelerin,kitapların ateşe verilmesi..
sonra eğitimde kız-erkek ayrımının başlaması...
tuhaf çelişkidir kızların evlenme yaşının 13'e düşürülmesi...
iranda o dönemlerde " o.nun yanında başı kapalı kadının yeri yoktur" söylemi de bana ait değil,bunlar da net.
ve yaptıklarını bir referandumla" islam cumhuriyeti istiyor musunuz?" söylemiyle dikkat edin cumhuriyet(!) meşrulaştırdılar
şimdi inanç üzerinde faşizan baskılar dediğiniz olayın alakası yoktur...
iranın nasıl irticai hareketler içerisinde olduğunu,sürecin nerelere geldiğini bütün dünya biliyor... hatta videolar bile var...
şimdi bu söyledikleriniz çok basit kaçıyor...ezilen halk kitleleri yeraltına kaçsa bugün türkiye diye bir devlet,cumhuriyet diye de bir rejim olmaması lazım ayrıca ortada rejim belirsizliği olması lazım.
sorun şurada, sol tarihsel süreçte sistemin düzenlemesinde onarılmasında veya yenilenmesindeki uygulamalarda bölünmelere uğrarken,tarafı net olanlar yani muhafaza eden kesimler bu açığı iyi kullanıp iranı bu noktaya getirmişlerdir...
İran demekte fayda var tabii.)
İnanç dünyası üzerindeki faşizan baskılar sonunda bu türden patlamalara neden olabiliyor. Şah diktatörlüğünü sürdürebilmek için sadece komünistleri değil, özellikle dini inançları kuvvetli olan kesimi de baskı altında, tutuyor, zulümüne muhatap ediyordu ABD desteğini de arkasına alarak.
Böylesi zülüm sonrası patlamanın yönünün nasıl olacağının kestirilememsine net bir örnek İran. Ezildiğini, zulüm gördüğünü düşünen geniş halk kitleleri yeraltına inip, aşırılığa kaçabiliyor ne yazık ki, tarihte örnekleri çoktur.
Şah daha demokrat olabilseydi,diktatörlüğü ile zulümü sürdürmeseydi sonucun böyle olabileceğini düşünmezdim.
iran derim başka birşey demem. bu solcular değil miydi daha özgür bir yaşam biçimi için dinci kesimle işbirliği yapan. şah devrilip humeyni çıkınca ne oldu. solcuların hızlı tasfiye süreci başladı.
şimdi kalkıp bazı akıllı dindarlar " ben dinimi yaşamak istiyorum" kisvesi altında bulunmasınlar. o numaraları yiyecek göz yok. siz şeytana pabucunu ters giydirirsiniz. doğru ya anlaşamadığınız 2.şey de o. Solculuğu bu kadar soyutlayıp korku biçimi olarak sunan sizler de soyut şeyler uğrunda akıllları çeldiremezsiniz. başkalarının da yazılarını farklı yöne çekerek kendinize mal etmeyin.
özgür üniversite esinlenmeleri haylice mevcut burada..sanki f.başkaya alıntıları gibi ;)
neyse siyasete girersem iş uzayacak,en güzeli anlamda kapalılık değil mi ;)
ruhisu tarafından 9/28/2008 10:33:20 PM zamanında düzenlenmiştir.
Mollaların belirleyici, muktedir olduğu bir pakistan yok ne yazık ki:)
Daha geçtiğimiz yıl o türden bir ayaklanmayı yönetim kanlı bastırmış idi...
Dünya gelişmelerini objektif takip edebilmek önemli..
Ne var ki pakistandaki yönetimde diğer yandan askeri diktatörlük..O kısım da ayrı bir garabet..
Ne pakistana ne de iran vs. gıpta etmektense, kendimize başkalarının gıpta edilmesini tercih ederim..Tarihinde bahsi geçen tüm ülkelerin gıptasına ve hasedine maruz kalmış bir geçmişin temsilcilerinden olarak...
Sorun, kendi milletinden, kendi milletinin değerlerinden uzak, adeta kendi halkına düşmanlık duyguları besleyen bir
halkını aşağılayan, horlayan bir zümrenin çıkarlarının zora girmesi sorunu daha çok..
Zira Türk geçmişinde, Osmanlı dahil, hiç bir zaman şeriat yönetimi olmadı...
Bilimin ulaştığı son noktada, asıl büyük gericilik bireylerin yaşamlarını değiştirmeye zorlamak.Dayatılan değil,zaten mevcut olan dayatmalardan kurtulmaya çalışmakla belki eşdeğer görülebilir demokrasi arayışları...
Bütün bunlara inanmamak da elbette tercih sebebi olabilir..Şiddete başvurmadığı sürece herkes askeri vesayetten, halkı hegomonyasına almaya çalışan bir avuç seçkinci zümrenin çıkarlarını savunmaktan bahsedebilir...
Tabii bana göre...
Çağdaş demokrasi buna izin vermez ise kendi adıma üzülürüm..
:)
Arayışın şeriat ya da şeriat hukuku olmadığına kimseyi ikna edemezsiniz.Ben inanmıyorum örneğin.Nihai hedef hayatın her alanında islamın siyasallaşmasıdır.
Pakistan'ı ve Müşerref'i bilmeyecek kadar cahil değilim.Mollaların belirleyici,muktedir olduğu bir Pakistan kastım.Demokrasiyi araç görenlerin Türkiye'yi götüreceği yer Pakistan'dır.Ancak onlara gıpta edebilirsiniz.Türkiye'ye kıyasla hayli mesafe katettiler.Zafer yakındır ve kafirlerin sephaları hazırlanmıştır bile.
Cahilleri ve yarattıkları sefaleti kullanarak,ABD desteğiyle üfüren bu rüzgarın dineceğine inancım tam.Edebiyat merkezli bir sitede insanları aptal yerine koymak çok üzücü.
Bir yanda,uzayda milyonlarca km. öteye insansız araç indirip, araştırma yapan bilim.Öte yanda hurafeler ve korkutmalarla bütün topluma dayatılmak istenen gerici yaşam biçimi.Şiir yazsan ne,öykü yazsan ne...Uyanalım,uyanalım,uyanalım.Selamlar.
-İranda devrim muhafızları başı açık kadın avına çıkar, bizde
üniversite kapısında, üniversite servisinde hatta, laiklik adına başı örtülü avına çıkılır...
- GerçekLaik sistemde isteyenin oruç tutup, isteyenin cuma namazı kılmasına kimse karışmamalı..Bizde iftar saatinde mesaiye ara vermek dahi sorun olur.Cuma saatinde mesai saatleri ayarlanması laikliğe karşı gelmek gibi algılanır.Hatta hi,ç bir iş gücü ve saati kaybına neden olmayan başörtmek durumunda dahi kurumlar halkın karşısına laikliği çıkartır..Arabistandaki uygulamanın tersi omak zorunda yani bizdeki anlayışa göre laiklik..Bireyin arzusuna pek dikat edilmeyen bir laiklik anlayışı yerleştirilmek istenen yani.
-Pakistandaki durumu karıştırmışsınız, şeriat değil laiklik yanlısı pervez müşerref işbaşında uzun süredir orada:))
Laik sistemlerde kadın mirast ve ceza hukukunda farklı uygulama görmez.. Ama eğitim öğretim ve kamu hizmetlerinden faydalanma anlamında da farklı muamele görmez:) Bizde inancından dolayı eğitim, kamu hizmeti alamayan kadınlar olduğundan gerçek anlamda bir laiklikten sözedilemez..
-Aslında arzu edilen, laikliğin tam anlamıytla ve dürüstçe uygulanması.Dini inançların yaşanmasının karşısına laiklik konulmaya çalışılıyor ülkemizde.. Sıkıntı burada..
Dileyenin namaz kılacağı, dileyenin oruç tutacağı, dileyenin başını örteceği dileyenin açacağı bir zemin aranan...Bugün
kü düzende bu zemini bulamayanların arayışı şeriat ya da şeriat hukuku değil.. Birey hak ve arzularının önemsendiği korunduğu bir laiklik anlayışı..
Laik sistemlerde isteyen başını örter,İran'da isteyen başını açabilir mi?
Laik sistemlerde isteyen orucunu tutar,cuma namazını kılar,tersi Arabistan'da bu mümkün mü?
Laik sistemlerde kadın ,mirasta ve ceza hukukunda farklı uygulama görmez.Boş ol! ile boşanamaz,recm edilemez,hafifçe de olsa dövülemez.Pakistan'da böyle mi?
İşin özü kılık kıyafet değil sn. Erol arkadaşım.Şeriat düzeni/siyasal islam mı,yoksa Laik cumhuriyet mi?
İkisi birarada olabilir mi?Sizce imkanı var mı?Herkez şunu bal gibi biliyor;Biz islamın siyasallaşmasını istemiyoruz.Onlar (diyeceğim artık)Laik cumhuriyeti istemiyor.Kavga bu!Gerisi,teori ve spekülasyon.
ivo tarafından 7/5/2008 5:36:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
BU nedir yahu...
Bu yazının altında ne işi var bu seri yorumların..
Önceki yorumlara karşılık olarak yazılan cevaplarımız ortada duruyor..
Hangi yazılara cevaben yazıldığı ise yorum sahibi tarafından silinip yerlerine kopyala yapıştır türü abur cuburlar eklenmiş..
Birileri bir şeyler yapmış sayın Noa ya anlaşılan o da bütün yazdığı yorumları dolaşmış şikayet ediyor güya...
Bize ne başkası sizi engellediyse?
Bizim yorumlarımız sizin değiştirdiğiniz yorumlarınıza cevaptı..
Etik kavgası yapacaksanız, başka bir etik yanlışla yapmamalısınız bunu..
Bahsettiğiniz iletişim ahlakını bu yorumlarla siz dejenere etmiş görünüyorsunuz...
BU SİTEDE KULLANICILARIN BAŞKA KULLANICILARI ENGELLEME MEKANİZMASI VAR.
KULLANICILAR BAZI KİŞİLERİN DÜŞÜNCELERİNİ VEYA BAZI DÜŞÜNCELERİ KENDİ ESERLERİNİN ALTINDA GÖRMEK İSTEMEYEBİLİRLER.
OLABİLİR.
ANCAK, BİRİNİ HEM ENGELLEYİP HEM DE ENGELLEDİĞİNİZ KİŞİNİN YORUMLARINI ALIP EDİTLEYEREK VE CIMBIZLAYARAK İŞİNİNE GELENLERİ KENDİ İLETİNİZ ALTINDA SIRALAMAK SURETİ İLE MEKANİZMANIN BU ŞEKİLDE KULLANILMASI YAZIN SANATI VE İLETİŞİMİNİN AHLAKINA DA, ERKANINA DA HEM SIĞMAZ HEM DE YAKIŞMAZ.
BUNUN BU ŞEKİLDE UYGULANMASI, BUNA SEYİRCİ KALINMASI...
...
YAZIN ADABININ BU DERECE SUİSTİMAL EDİLMEBİLECEĞİ AKLIMA GELMEZDİ.
BİR ORTAMI YANSITAN ÜYELERİDİR, BİR ÜYEYİ YANSITAN ORTAMDIR.
DÜŞÜNCE VE FİKİRLERİN EMEK HALİNE DÖNÜŞTÜĞÜ BU ORTAMLARDA İNSANLARIN YAZILARINI HEM ALIP KIRPACAK DEĞİŞTİRECEKSİN HEM DE GÜNÜN YAZISINI YAZMIŞ OLARAK ÖDÜLLENDİRİLECEKSİN.
BANA GELMEZ BÖYLE İŞLER.
HOŞÇAKALIN.
noa tarafından 5/1/2008 1:45:43 AM zamanında düzenlenmiştir.
ha bir de matbaaa konusu var.))
matbaa geç girmiş de ülkeye o yüzden geri kalmışız teraneleri tamamen safsatadır..
İŞte en basit örnek, Japonyaya bizden dahi yıllar sonra ancak girebilmiştir..1850 lerde yani yaklaşık olarak:))
Bizden 100-120 yıl sonra:))
Şİmdi bizden kaç yıl ilerideler, onun hesabını da abaküsü olanlar yapsın:)
İttihatçı kafa bu işlerle uğraşmaz hiç...Atatürkten sonraki dönemlerde yönetim erkini elinde tutanlar, -hükümetler değil yani buraya dikkat- ülkenin gelişmesini kendi ikballeri için tehlike olarak görmüşlerdir hep..
Hala da öyledirler günümüzde dahi..
Opera, bale, senfoni, balolar, kokteyller, eğlenceler, şaşaa, debdebe yönünü birebir aldıkları batının ve çağdaşlaşmanın bilim yönünü hep es geçmeleri o yüzdendir..
Ha arada es kaza o türden yatırım yapıldıysa da, yatırım avantası ve hatta belki de açılış partileri, eğlenceleri hatırınadır bence:))Osmanlının en kötü dönemlerinde dahi dünyanın sayılı bilim adamları sanatkarları özel himaye ve çalışma imkanları bulmuştur..
Sevgili Noa kardeşim, işin mantığını pek kavrayamamış gibi ilgisiz bir sürü şeyler eklemişsin..
:)
Bu devrim kanunlarının metinlerini zaten astık buraya, zaman şartları içerisinde neler olmuş , nasıl olmuş, çok da önemli değil bugüne geldiğimizde..
Neticede Türk devrimleri bir halk devrimi değildi zaten..
Fransadaki gibi, irandaki gibi halkın zorlamasıyla yapılmış, yapılmak zorunda kalınmış devrimler değildi elbette..
Zamanın gereklerine göre, Atatürkün ülke için doğru olduğunu düşündüğü kararları alması ve bu kararların zaman içinde halka sevdirilmeye çalışılması şeklinde yapılmış devrimler idi...yani devrim yukarıdan tabana doğru yayarak, yaymaya çalışarak yapılan bir tür devrimdi...
Bu yayma çalışmaları süresinde, ayaklanmalar da olmuş, idamlar da, çatışmalar da, mahkemelerde yargılanmalar da vs..
Ancak, benim bu 3 bölüm halinde anlatmaya çalıştığım devrim kanunları bahsinde bahsettiğim çok daha farklı bir konu..
Devrim kanunlarının yürürlükte olmasına rağmen, uygulanmaması konusu..
Basit örnek olarak, şapka kanunu..Halen mer'i..
Noa kardeş de o kadar detay aktarmış, uygulanması için gayret sarfedildiği biliniyor zaten..
Ancak buygün niye uyulmadığını açıklamıyor bütün bunlar?
başörtüsü, türban vs. devrim kanunlarına aykırı diye ortalara çıkanlar,
Devrim kanunlarının uygulanmayan maddeleri için niçin seslerini çıkartmıyorlar, savcılar şapka giymeyen kamu görevlileri için niçin devrim kanununa muhalefetten dava açmıyor?
Kim engelliyor, kanun orada, maddeler orada, iptal edilmemiş, değiştirilmemiş..
Ya Atatürkün şapka devrimini gerçekleştirirken yanlış yaptığını düşünüyorlar ve kanunu görmezden geliyorlar, ya da bilemediğimiz başka bir engel var..
Noa nın eklediği metinde, bursa milletvekili Nurettin paşa nın şapka giyme mecburiyetini halka uygulatmama çabasını Atatürkün eleştirdiği görülüyor...
Yani sadece kamu görevlilerinin değil, halkın da şapka giyme mecburiyeti olduğu ve hiç değilse halkın mecbur tutulmaması düşüncesinin kabul görmediği anlaşılıyor..
Öyleyse , bu denli önemli olan bir kanunun bugün uygulanmamasının sebebi nedir?
Hangi şartlarda devrim kanunları uygulanmayabiliyor?
Hangi şartlarda uygulanıyor..
Buna kim karar veriyor?
Bu tutarsızlıklara dikkat çekmek istedim yazılarımda..
Başörtme hadisesinde devrim kanunlarına atıfta bulunan, bulunacaklar için...
BU SİTEDE KULLANICILARIN BAŞKA KULLANICILARI ENGELLEME MEKANİZMASI VAR.
KULLANICILAR BAZI KİŞİLERİN DÜŞÜNCELERİNİ VEYA BAZI DÜŞÜNCELERİ KENDİ ESERLERİNİN ALTINDA GÖRMEK İSTEMEYEBİLİRLER.
OLABİLİR.
ANCAK, BİRİNİ HEM ENGELLEYİP HEM DE ENGELLEDİĞİNİZ KİŞİNİN YORUMLARINI ALIP EDİTLEYEREK VE CIMBIZLAYARAK İŞİNİNE GELENLERİ KENDİ İLETİNİZ ALTINDA SIRALAMAK SURETİ İLE MEKANİZMANIN BU ŞEKİLDE KULLANILMASI YAZIN SANATI VE İLETİŞİMİNİN AHLAKINA DA, ERKANINA DA HEM SIĞMAZ HEM DE YAKIŞMAZ.
BUNUN BU ŞEKİLDE UYGULANMASI, BUNA SEYİRCİ KALINMASI...
...
YAZIN ADABININ BU DERECE SUİSTİMAL EDİLMEBİLECEĞİ AKLIMA GELMEZDİ.
BİR ORTAMI YANSITAN ÜYELERİDİR, BİR ÜYEYİ YANSITAN ORTAMDIR.
DÜŞÜNCE VE FİKİRLERİN EMEK HALİNE DÖNÜŞTÜĞÜ BU ORTAMLARDA İNSANLARIN YAZILARINI HEM ALIP KIRPACAK DEĞİŞTİRECEKSİN HEM DE GÜNÜN YAZISINI YAZMIŞ OLARAK ÖDÜLLENDİRİLECEKSİN.
BANA GELMEZ BÖYLE İŞLER.
HOŞÇAKALIN.
noa tarafından 5/1/2008 1:45:48 AM zamanında düzenlenmiştir.
BU SİTEDE KULLANICILARIN BAŞKA KULLANICILARI ENGELLEME MEKANİZMASI VAR.
KULLANICILAR BAZI KİŞİLERİN DÜŞÜNCELERİNİ VEYA BAZI DÜŞÜNCELERİ KENDİ ESERLERİNİN ALTINDA GÖRMEK İSTEMEYEBİLİRLER.
OLABİLİR.
ANCAK, BİRİNİ HEM ENGELLEYİP HEM DE ENGELLEDİĞİNİZ KİŞİNİN YORUMLARINI ALIP EDİTLEYEREK VE CIMBIZLAYARAK İŞİNİNE GELENLERİ KENDİ İLETİNİZ ALTINDA SIRALAMAK SURETİ İLE MEKANİZMANIN BU ŞEKİLDE KULLANILMASI YAZIN SANATI VE İLETİŞİMİNİN AHLAKINA DA, ERKANINA DA HEM SIĞMAZ HEM DE YAKIŞMAZ.
BUNUN BU ŞEKİLDE UYGULANMASI, BUNA SEYİRCİ KALINMASI...
...
YAZIN ADABININ BU DERECE SUİSTİMAL EDİLMEBİLECEĞİ AKLIMA GELMEZDİ.
BİR ORTAMI YANSITAN ÜYELERİDİR, BİR ÜYEYİ YANSITAN ORTAMDIR.
DÜŞÜNCE VE FİKİRLERİN EMEK HALİNE DÖNÜŞTÜĞÜ BU ORTAMLARDA İNSANLARIN YAZILARINI HEM ALIP KIRPACAK DEĞİŞTİRECEKSİN HEM DE GÜNÜN YAZISINI YAZMIŞ OLARAK ÖDÜLLENDİRİLECEKSİN.
BANA GELMEZ BÖYLE İŞLER.
HOŞÇAKALIN.
noa tarafından 5/1/2008 1:46:04 AM zamanında düzenlenmiştir.
Adı üstünde tartıştığımız konu devrim kanunları demekki bu ülkede eskiye dair ne varsa beğenmemiş geri bulmuş kendisi çok ileriymiş medeniymiş çağdaşmış ve gericilere dair bir devrim yapılmış.Neticede bir köprü yapmaktan aciz hale getirilen şu milletin çektiği de OSMANLI düşmanlığı ve atalarına karşı tutumdan kaynaklanmaktadır.Çünkü bir köprüyü dahi adam gibi beceremeyen bir toplum nasıl medeni nasıl çağdaş olacak?... Elbette devrim kanunlarını zorla dayatırsanız birileri de çıkar bu kanunlar devrim kanunlarıdır ancak karşı fikirleri de yok edelim derseniz karşınızdakiler bir aynı fikre sahip olurlar bu durum hiç istemediğimiz durumdur.Yani ezberi bozulmuştur bu yafta laik yobazlığın...Artık yenilenme ve gerçek medeniyeti kurma zamanıdır.Fosil düşüncelerle TEKEL fabrikaları yerine bir otomobil fabrikası düşünemeyen bu aciz ve zavallı çağdaşlık nedense TEKEL fabrikalarını kurarken her köşeye dikmiştir.Ben böylesi uyuşmuş beyinlerle aydınlanmayı,çağdaşlığı ve medeniyeti kabul etmiyorum.Osmanlının yapamadığı bir taş duvarı beceremeyen ilerici ve laik yobazlık nedense sınıfta kalınca tek saldırı silahı olarak inançlı kesimlere namluyu doğrultmakta buluyor çıkış yolunu.Bence şapkayı çıkarıp önünüze koyunuz biz nerde yanlış yaptık diye? Benim yedi kıta toprağıma ne oldu? Birileri kafa çekerek vatan topraklarını peşkeş çekerken aydın ve ilerici kesim nerde idi? Bu kartel krallığını da artık halka yeterince anlatıp işlevine son vermek gerek çünkü arka bahçelerinde yahudi KULÜPLERİ kol gezmekte.Yinede gelecekten umutluyuz hala biz geri kalmış kabaca yapılmış devrim kanunlarını tartışıyor olmaktan utanarak uzay çağıyla uzay bilimleriyle meşgul olmalıydık.Sen laik ben anti laik bunu tartıştırken adam atı almış üsküdarı çoktan geçmiştir...
BU SİTEDE KULLANICILARIN BAŞKA KULLANICILARI ENGELLEME MEKANİZMASI VAR.
KULLANICILAR BAZI KİŞİLERİN DÜŞÜNCELERİNİ VEYA BAZI DÜŞÜNCELERİ KENDİ ESERLERİNİN ALTINDA GÖRMEK İSTEMEYEBİLİRLER.
OLABİLİR.
ANCAK, BİRİNİ HEM ENGELLEYİP HEM DE ENGELLEDİĞİNİZ KİŞİNİN YORUMLARINI ALIP EDİTLEYEREK VE CIMBIZLAYARAK İŞİNİNE GELENLERİ KENDİ İLETİNİZ ALTINDA SIRALAMAK SURETİ İLE MEKANİZMANIN BU ŞEKİLDE KULLANILMASI YAZIN SANATI VE İLETİŞİMİNİN AHLAKINA DA, ERKANINA DA HEM SIĞMAZ HEM DE YAKIŞMAZ.
BUNUN BU ŞEKİLDE UYGULANMASI, BUNA SEYİRCİ KALINMASI...
...
YAZIN ADABININ BU DERECE SUİSTİMAL EDİLMEBİLECEĞİ AKLIMA GELMEZDİ.
BİR ORTAMI YANSITAN ÜYELERİDİR, BİR ÜYEYİ YANSITAN ORTAMDIR.
DÜŞÜNCE VE FİKİRLERİN EMEK HALİNE DÖNÜŞTÜĞÜ BU ORTAMLARDA İNSANLARIN YAZILARINI HEM ALIP KIRPACAK DEĞİŞTİRECEKSİN HEM DE GÜNÜN YAZISINI YAZMIŞ OLARAK ÖDÜLLENDİRİLECEKSİN.
BANA GELMEZ BÖYLE İŞLER.
HOŞÇAKALIN.
noa tarafından 5/1/2008 1:46:50 AM zamanında düzenlenmiştir.
:))))))
---ve bilumum müessesata mensup memurin hatta müstahdemlerin şapkayı giymeyi mecbur oldukları kanun maddesi yapılmış:))
nerde giyeceğini ayıklayıp açıklamıyor ya da giymeyeceğini detaylandırmıyor..
giymeye mecburdur diyor sadece:)
müessesede giymese de olur demiyor yani:) sadece sokakta giyer de demiyor elbette..Ama giyme zorunluluğu var, bundan kıvırmak yok yani..
kanunlar, yasalar çok önemlidir, kelimeler, kelimelerin aldıkları ekler dahi hatta bir çok yorumlara değişik kararlara neden olmaktadır..
Hatta hatırlarsak 367 tartışmalarında, yasada öyle yazmıyor diyerek hukuk yerle bir edilmişti.)
Kaldı ki netice değişmiyor..
memurin ve müstahdemin şakpa giyme zorunluluğu var, kanun hala geçerli, ister sokakta, ister müessesede, giyen var mı?
Yok..
Cumhuriyet savcıları devrim kanunlarına muhalefetten dava açıyorlar mı?
Açmıyorlar..
Başörtmek devrim kanunlarına aykırı diyenler var mı?
Var..
İkiyüzlülük mü?
Evet..
:))
5. madde ile ilgili ise zaten zaman harcamaya gerek yok..
Türkiyede çalışacak, çalışan yabancı memurlar ile ilgili o madde zaten:)Türkiye devleti nezdine memur ne demek tabii ki az çok kavrayabilmek lazım:)))
Boşuna heveslenmiş sevgili noa kardeşim..
:))
erolbasci tarafından 4/22/2008 5:42:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
BU SİTEDE KULLANICILARIN BAŞKA KULLANICILARI ENGELLEME MEKANİZMASI VAR.
KULLANICILAR BAZI KİŞİLERİN DÜŞÜNCELERİNİ VEYA BAZI DÜŞÜNCELERİ KENDİ ESERLERİNİN ALTINDA GÖRMEK İSTEMEYEBİLİRLER.
OLABİLİR.
ANCAK, BİRİNİ HEM ENGELLEYİP HEM DE ENGELLEDİĞİNİZ KİŞİNİN YORUMLARINI ALIP EDİTLEYEREK VE CIMBIZLAYARAK İŞİNİNE GELENLERİ KENDİ İLETİNİZ ALTINDA SIRALAMAK SURETİ İLE MEKANİZMANIN BU ŞEKİLDE KULLANILMASI YAZIN SANATI VE İLETİŞİMİNİN AHLAKINA DA, ERKANINA DA HEM SIĞMAZ HEM DE YAKIŞMAZ.
BUNUN BU ŞEKİLDE UYGULANMASI, BUNA SEYİRCİ KALINMASI...
...
YAZIN ADABININ BU DERECE SUİSTİMAL EDİLMEBİLECEĞİ AKLIMA GELMEZDİ.
BİR ORTAMI YANSITAN ÜYELERİDİR, BİR ÜYEYİ YANSITAN ORTAMDIR.
DÜŞÜNCE VE FİKİRLERİN EMEK HALİNE DÖNÜŞTÜĞÜ BU ORTAMLARDA İNSANLARIN YAZILARINI HEM ALIP KIRPACAK DEĞİŞTİRECEKSİN HEM DE GÜNÜN YAZISINI YAZMIŞ OLARAK ÖDÜLLENDİRİLECEKSİN.
BANA GELMEZ BÖYLE İŞLER.
HOŞÇAKALIN.
noa tarafından 5/1/2008 1:42:34 AM zamanında düzenlenmiştir.
Selam ile duygularınıza içtenlikle katılıyorum sevgili erol kardeşim.MT ve CEM61 sanırım bir fobi mantığı dairesinde dönüp durmaya devam ediyorlar tıpkı diğer laik yobazlar gibi...1935 yılında cumhuriyet gazetesi '' atatürkü putlaştırmak ve yaşayan insanın her yerde heykelini dikerek ölümsüzleştirmek istedik'' bir manşet yazısından sonra 1975 yılında bir itiraf gelir galiba putlaştırdığmız kahramanı kendimiz öldürdük diye acı itirafı yazarlar.Bu ülkede oynanan oyunlar kadar dünyanın hiç bir ülkesinde bu denli ayak oyunları gerçekleştirilmemiştir.Çünkü 6 asırlık bir ALİ OSMANLI DEVLETİ ni bizim atalarımız kurmuş büyütmüş insanlığa medeniyet getirmişlerdi.Ne yazıkki bugünün üç beş beyinsizi atalarına küfürü dua gibi sayarak başta FATİH SULTAN MEHMET olmak üzere ÇAĞDAŞLIĞIN ne olduğunu medeniyetin aslını hatta ve hatta mimari estetiği dünyaya tanıtan insana dahi en ağır hakaretleri bu ülkenin çocukları yapmaktadır.Acaba neden diye bir soru gelirse 1453 te istanbul fethedilince İNGİLİZ BRİTANYA KRALLIĞI BİR SÖMÜRGE BAKANLIĞI KURAR VE İSTANBULU MÜSLÜMANLARIN ELİNDEN BU KİTABI YANİ KURAN I ALINCAYA KADAR TÜM İSLAM ÜLKELERİ SÖMÜRÜLÜNCEYE KADAR BU SAVAŞIMIZ BU BAKANLIĞIMIZCA YÜRÜTÜLECEKTİR .. diye bir karar alırlar ve ne acıdır ki bu kanun gerçeğe dönüşür İSLAM kaleleri bir bir düşürülür hain ve işbirlikçilerle...TARİH GERÇEĞİN AYNASIDIR seksen yıldır burnumuzun nede yerlerde sürtündüğünü bilmemek yada görmezden gelmek sanırım çok basit akılcılık olur.Bırakın artık bu İSLAM düşmanlığını ve OSMANLI fobisini.Siz istesenizde istemesenizde ALLAH nurunu tamamlayacaktır.Yeniden medeniyet İSLAM la gelecektir.Dünyanın hiç bir yerinde dininden bu kadar korkan ve bu kadar düşman olan başka bir ülke bulamazsınız çünkü 6 asırlık başka bir devlet kuran millet olmamıştır.Tek korku laiklik atatürkçülük elden gidiyor korkusu değildir 3-5 beyinsiz yobazın koltukları elden gidiyor olduğu için bu fırtına kopuyor ülkede...Bu kartel medyası ve TV leri neden MASON,LİONS VE ROTARY kulüplerinin faaliyetlerini incelemez araştırmaz ve ülkeyi nasıl pazarladığını tartışmaz.Çünkü onlarda onlardandır aynı geminin yolcularıdır da o yüzden bu TÜRBAN,LAİKLİK VE ATATÜRKÇÜLÜK yaftasına sığınmışlardır...Gerisi angarya vesselam...Sizi bu engin ve boyutlu konuları gündeme taşıdığınız için yürekten kutluyorum sevgili EROL KARDEŞİM...
Son üç yılda laiklik kelimesini gündemden hiç düşürülmeyen, özünde dine karşı olan fikirlerini zorbalık arz eden davranışlarla öne çıkanların asıl amacı bu ülkenin çağdaş geleceği filan değildir. Amaç sadece İslamdır ve İslam düşmanlığıdır.. Oysa dikkati çekmesi gereken konu şudur ki, İslam dini laikliğe uygunluk arz eder. Zira İslamda zorlama yoktur, inanmayana baskı yoktur. İslam hoşgörü dinidir. Diğer dinlere ve vicdanlara saygısı vardır ve evrenseldir.. Ama gelin görün ki, bu gerçeği kimse ama kimse dile getirmiyor da, laikliği kendi emelleri doğrultusunda tam tersi durumlar için kullanıyorlar. İşte burada laikliğin uygulama alanını kısıtlayanlar ve onu bencilce dar bir çerçeveyle sınırlayanlardır cumhuriyet düşmanları, işte asıl onlardır Atatürk’e ve devrimlerine ihanet edenler.... Mustafa Kemal Türk kadınının inancıyla, manevi değerleri ile kalmasını düşünmüş ve dile getirmiştir daima.
Evet burada biraz da laikliğin genel tanımına değinmek lazım.. Laiklik çift kapsamlı bir uygulamadır, ama benim ülkemin çağdaş aydınları (!) nedense hep tek tarafını görürler, tek tarafını öne çıkarırlar egolarını tatmin ederken. Laikliği bir tatmin aracı yapanlardır asıl ona ihanet edenler… Laikliğin tanımında din ve vicdan hürriyetinden bahsedilir.. Çünkü laiklik din karşıtı bir ilke değildir. Din kişinin özel yaşamının bir parçasıdır. Ve laikliğin onca tanımına rağmen ben bizzat Mustafa kemal’in çeşitli dönemlerdeki söylemlerinde yaptığı tanımları ele alacağım:
Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti demektir.(1930)
Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir.(1930)
Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz.(1926) Mustafa Kemal ATATÜRK
evet görülüyor ki "ATATÜRKÇÜLÜK" demek "DİNSİZLİK" demek değildir...
ben bunu bilir bunu söylerim..
gerisi teferruattır benim içim...
tebrik ederim
KargülüALMILA tarafından 2/12/2008 1:11:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bu sizin duruşunuz sayın mt..
tersi düşünüldüğünde ise, kadının gittikçe daha da soyunmasını arzulayanların, seks objesi olarak düşüncelerinden bahsedilebilir değil mi?
:)
Mantığı zorlamamak gereklidir..
Başörtüsünü ya da herhangi bir kadın kıyafetini devrim kanunlarına ya da laikliğe aykırılığa bağlamanın safsatadan ibaret olduğunu bilimsel verilerle açıklamaya çalıştım sadece..Nasıl bir Atatürk, laiklik suistimali yapıldığını gözler önüne sermeye çalıştım..
Siz de sağolun, bir anlamda yorumunuzla bu tezi doğrulamışsınız..
Yoksa, kadının eğitim almasından, "ancak soyunduğu" takdirde niçin mutluluk duyasınız? Okumuş aydın kadın, dini hassasiyetlerinden sıyrılmalıdır mantığına niçin sarılasınız?
erolbasci tarafından 2/6/2008 9:46:21 AM zamanında düzenlenmiştir.
Erol Bey,
Türbanı devrim kanunları içinde aramana gerek yoktu, zaten bu kanunlardan sonra , islamın siyasallaşması ile ortaya çıkmış bayrak yapılmıştır.
Bunda da tarikatların yıllar süren sinsi çalışmalarının başarısı vardır. Bayram olsun.
Bundan sonra erkeklerin istekleri de gündeme gelir 4 kadınla evlenmek gibi Türbanlılardan 4 lü paket yapılır din sömürücülerine türban savunucularına...
Burada anlaşılmayan ister türban ister başka şekilde kadının , erkek egemen toplumda seks objesi olarak görülmesidir. ve kapanması hatta bazı şeylerden yasaklanmasıdır.
Okuma özgürlüğü bir aldatmacadır. Bu düşüncedeki insanlar daha düne kadar kadının yeri evidir,çalışmamalıdır diyenlerdir. Son günlerde de takip ettiyseniz çalışan kadınlar aldatıyor diyebilecek durumda olan insanlardır.
Bir toplum çağdaş , özgür ve hayatın içinde erkekle birlikte mücadele eden kadınlar ile yükselir.
EROL BEY, SİZİ CANI GÖNÜLDEN SELAMLIYORUM.
İŞTE BU MADDELERDE GÖSTERİYOR Kİ BAZI ÇIKAR ÇEVRELERİ
BAŞÖRTÜSÜNÜ KULLANIYOR VE İNANÇLI İNSANLAR RENCİDE EDİLİYOR.LAİKLİK VE ATATÜRK'ÜN ARKASINA SAKLANARAK BAŞÖRTÜLÜLÜERİ GÜYA 2.SINIF VATANDAŞ İLAN ETMEK İSTİYORLAR.
BEN AÇIK BİRİYİM. NASIL Kİ BENİM MİNİ ETEĞİME SÖZ EDİLMESİNİ İSTEMEZSEM BIRAKIN KAPANMAK İSTEYENLERDE RAHATÇA KAPANSIN.
BAŞÖRTÜSÜNÜ SAKIZ ETTİKLERİ YETER.