- 778 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Çıkış Yok..!
çok dar ve sıkıcı biryerdi nefes almakta zorlanıyordum duvarlar üstüme yıkılır gibiydi..
küçücük demirler arasında bakıyordum biri gelsinde yeter çık desin diye... ama kimse gelmedi.. zaman geçtikçe kasılmaya başlıyorduum uzanacak kadar biryerdi kendimi yere uzattım...
öylesine canlı bir ceset gibi kımıldaman sürekli hayatım film şeriti gibi gözümün önünden geçiyordu..
ürkütücü bir karanlıktı ilk günümü zorla hayata isyanla geçirdim.. artık ne gündüzü nede geceyi hatırlıyordum. aklıma sadece duvarda izleri benzetmek geliyordu tam o sırada..
demir kilitler sessizliğin ortasında yükses bir sesle açıldı..
daha ne olduğunu bile anlamamıştım.. yerden kalkmamı söylediler.. kalktım ve içeri avukatım girdi bişeyler soruyordu durmadan konuşuyordu..
neye evet neye hayır dediğimi bilmeden kafamı aşağı ve yukarıya sallıyordum.. derken ifade faslı bitmişde ben yine cehenneme dönmek üzere yol almıştım...
çok değil bir dakika sonra tekrardan kapılar yüzüme kapandı.. o anki duygularım hayatımın en ağır duygularıidi belki.. sessizlik hakimdi uzun bir süre sadece kendi nefseimi dinledim..
o kadar sessizdiki kalp atışlartımın yankısını duayabiliyordum hücremde.. bilinçsizce duvar tırmalamalarım başladı...
ellerim kanar olmuştu.. kendimi artık unutmuştum oraya neden nasıl girdiğimi bile hatırlamıyordum..
hücre cezam 8 gündü. ve ben daha sadece ikinci gündeydim.. hayattaki yaşadığım herşeyi gözümden defalarca geçirdim..
ama ben bunları saatlar zannederken daha dakikalar bile geçmemişti....
dakikalar dan medet beklercesine sayı sayıyordum..
unutmuştum artık kendimi sevdiklerimi ve en önemlisi onun yüzünden hayatımın 8 ayını cehennem ettiğim kişiyi..
aklıma geldikçe çıldatacak gibi oluyordum..
ve nihayet 8 günüm doldu acılar ce düşüncelere.. hücremde çıktığımda sanki bir aptal gibiydim..
ne yaptığını nere gittiğini bilmeyen bir koyun misali..
çok değil adımlar sonra beni koğuşa bıraktılar.. tanımadığım bir sürü insanla beraberdim artık.. bundan sonra geçecek günlerimin sayısını bilmiyordum..
sürekli konuşuyorlardı ben hücra cezamın etkisinde kalmış olmalıyımki konuşulanları anlamayacak kadar..zihnimde kulaklarımda tıkanmış..
derken günler geçti alıştım artık ordaki insanlara.. zor olmuyordu artık canım dediğim insanların beni arayıp sormamaları..
ama bana en çok koyanda aldığım cezanın ne olduğunu bilmemekti..
daha ne kadar uzak duracaktım canlarımdan ne zaman bitecekti bu kabus bilmiyorum..
iyisiyle kötüsüyle tam 4 ay geçirdim..
ve ikinci mahkeme günü geldi.. arkadaşlarım sen kurtulursun hakim seni salar diyorlardı.. kendimi çıkmaya o kadar alıştırdımki.. mahkemeye ceza evi aracından indikten sonra koşar adımlarla gidiyordum.. ve nihayet adliye koridorlarındaidim.. heyecanla duruşma saatini bekliyorum.. tutuklu olduğum için benim saatime biraz öne aldılar ve içeri girdim hakim karşısına.. o ana içimden ezilmek geldi hakime yalavaracaktım ne olursunuz beni o cehenneme göndermeyin diye.. tama ben böyle şeyler düşünürken daha benim mahkemem başlamadan bittii!! sanıkların dinlenmesi için 2 ay sonraya erteledi ağzım bile açamamıştım.. adeta nutkum kitlendi.. ve tekrardan o araca binerken sanki bir araç kapısından değilde.. sanki benim için hazırlanmış dibsiz bir kuyuya giriyordum mezarımdı orası biliyordum..
artık çıkamayacaktım ben ömür boyu burda olacaktım..
kendimi ifade edememek bir yana.. geçen onca zamanın ardından.. ziyaretime gelmeyen canlarımdı.. yanlızdım kader mahkumları haricinde kimsem yoktu kendime orda kardeşte buldum babada.. ama hiç birisi.. gerçeklerinin yerini tutmadı.. yatağıma her yattığımda tırnakarım sızlıyordu beni diiri diri yakıyorlardı onların hasreti artık bende cehennem ateşi olmuştu.. bedenimden her defasında bir parçamı söküyorlardı.. her aklıma geldiklerine allahıma isyan ediyordum, ediyordum ama....
...ediyordum ama asla umudumuda kesmiyordum allah,tan çünkü biliyordum her ne olursa olsun işlediğim suç nefsi müdafa idi ve anlık öfkemin sonucuydu..
ranzamda uzanmış beni bekleyen güzel günleri hayal ederken gardiyan o haftaki mektup postasını getirdi.. biliyordum bana yine gelmez diyordum ama öyle olmadı allah,ım duydu sesimi diyordum..
mektubu elimi aldığımda ..
uğrana ölümü bile seve seve göze alacağım insandan geldiğini görünce.. o anki duygularımı ben bile yaşadığıma inanmıyorum.. allah,ım bu nasıl bir duygu idi... cehennemden çıkıp cennete girmek gibi bişeydi artık yıkılmak için bir nedenim yoktu ayakta olacaktım.. taki gelen mektubu okuyuncaya kadar..
mektupta şunlar yazıyordu..
belki seninle çok mutlu olacaktık belkide bu ilişkimiz bir hataydı.. seninle iyi veya kötü günlerim oldu bunların hiç birini unutmuş değilim.. ama aileminde seni istemediğini biliyorsun ve artık daha fazla bu ilişkiyi yürütmemizin bir anlamı kalmadı.. hoşcakal..
yıkıldım ne içinde bulunduğum daracık oda nede artık gelecek hayatım bitmişti gözümde.. umrumda değildi yaşanan günler.. gelecek ümitler istemiyordum artık doğan güneşi..
çünkü benim burda olamamın sebebi oydu ona atılan bir ifitira..
bir anda gözümün önüne geldi hayatım ben bu dünyada artık fazlalıktım.. birden traş olduğumuz jileti aldım ve gözümden yaş yerine damlayan kanlarla koşarak lavoboya gittim..
kararlıydım ölecektim.. ertık ben ne onu ne anamı nede kardeşlerimi.. istemiyordum gözümdeki nefretim büyüdü bir an.
lavoboya geldim ve jileti vücudumun neresine gelirse gelsin parçalamaya başladım acı duymuyordum uyuşmuştum..
ve orda son hatırladığım.. bileğimden ve sol bacağımın diz altı bölümlerinden fışkıran kanlardı..
hastene getirmişler tedavi oldum koğuştaki bir abim saolsun kan vermiş bana yaşatmış beni.
ama neye yarardı artık o yoktu..
ne ailemden birisi gelmişti yaralı yattığım o yatakta beni görmeye. nede uğruna ölümü göze alacğım o insan..
alışmıştım artık oraya çünkü benim dışları çıkmamın tek sebebi.. uğruna öleceğim insanı görmekmiş meğer.. hastaneden çıktım. ve yine döndüm cehenneme.
artık hiç bişey eskisi gibi değpil bana gösterilen yakınlık şaşırıtı beni mahkumlar gardiyanlar.. hatta ceza evi müdürü bile benimle ayrı bir şekilde ilgileniyordu..
hani derleryaa düşenin dostu olmaz diye.. yalan sakın inanmayım ve öyle dostlarım olduki..
uğruna ölürüm öldürürüm.. ve bu dostslarımın hepside ne yazıkki benim gibi kader mahkumu olmuş insanlardı..
derken günler geçti.. ve mahkeme zamanı olan tarih geldi, aslında gitmek istemiyordum çünkü ben biliyordum artık.. bu duruşmada çıkacaktım.. avukatım söylemişti herşey belliydi sadece formaliteden gidip duruşmaya katılacaktım..
ve daha sonra özgürlük.
[glow=red]istemiyordum artık o kirli hayata çıkmayı belki burda her şey sayılı ve sınırlı ama en azından burda kapbelik yoktu..herkezin içide dışıda birde insanlar vurmuyordu sırtından kimseyi..
neyse ben aylar önce severek uçarak bindiğim araca tekrar bindim istemeyerek..
zaman gelmişti artık duygusuz ve gayesizce hakimin şu sesi yankılandı salonda..
serbestsin oğlum allah düşürmesin bundan sonra sivil hayatında daha ii bir yaşam sür bir daha gelme sakın buralara bu kadar ucuz kurtulamazsın..
diyordu hakim oysa bilmiyorduki beni alıştığım abi kardeş baba bildiğim insanlarda ayırıyordu.. kısık bir sesle teşekkür ettim hakime yanımdaki jandarma.. usulca kulağıma hakimin elini öp adettir dedi..
hakimin elini öptüm ve dedimki sen benim hayatımı 6 ay önce verdiğin kararla karartın..
ben bu eli 6 ay önce öpmek için canımı bile verirdim. dedim.. ve hakimin şaşkın bakışları ile baraber infaz odasına doğru yol aldım.. artık yanın jandarma yoktu odadan çıktım infaz kağıdımı elime almıştım ve bir sene hiç bir suç işlemeyeceğime.. eğer işlersem buraya yani ceza evine döneceğimi kabul edip kağıdı imzalamıştım..
benim için hayat adliye koridorlarında başladı ve orda bitti..
kapıdan çıkarken bana kar kalan... şunlardı....
hayatta canım dediğim insanlarda yediğim darbeler.. ve her sabah suratımı traş olmak için sürdüğüm jiletin vücudumda geçmeyen izler..