- 954 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Çıldırış Günlüğünden
Ne oluyor düşlerimin içinde, ölümcül bir baş kaldırışa yakalanmış ruhum.
Zamana egemen olma arzusu mu, bahar depresyonu mu.
Gözlerdeki sahteliği, sokaklardaki telaşı görmek istemiyorum.
Yeşilin hükümdarlığı demokrasi denilen yönetimin şeklini almış.Uyanmak istemiyorum Tanrım.Güneş ve insanlar öyle yakıyor ki beni, yağmur arayan çöllerin hüznü gibi sızlanarak dolanıyorum.. Rüyalarımdaki serinlik beni rahatlatıyor.Oraya gel!
Paraya, zulme, savaşa, nefrete tüküren ay ışığı tüm bedenimi maviye boyasın.Yüreğimin bu rengi, beni ağlatsın...
ağlatsın!
ağlatsın!
damarımdaki kan nehirlere benzeyince
çağın tüm yozlukları dünyevi tenimden arınsın...
Yenik bir kahraman gibi
yarı baygın yaşamaktan sıkıldım.
Zamanın başlangıcından bile önce benimleydin ve bana masallar vaat etmemiştin, biliyorum Tanrım. Ama böylesine lanet bir karmaşanın içinde beni neden yalnız bıraktın.Aradığım sadece basitlik.Elime tutuşturduğun hiçlik...
Yurdumuz denilen yerde tedirgin çıtırdıyor ayak seslerimiz.Sınırlara mayın, şehirlere dinleme cihazları yerleştirilmiş.Kardeşin, kardeşe güveni yok.
Görünmez bir gemi dolaşır durur, aşkları sevdaları toplar.Makine başlarında oynaşmalara tahammülüm kalmadı artık.Aşktan bile vazgeçmeme nasıl izin verirsin Tanrım.Ah bu karamsarlık içimi çürütüyor.Ruhumun meçhul dehlizlerinde öksürük nöbetleri geçiren kadınlar ve adamlar geziniyor. Onlara kurbansınız diyorum hepiniz kurbansınız, kesin sesinizi! Bu dağlar aşılmaz, dünya denilen duygusuz top, çocuk kalmanıza izin vermez. Marazlarınız ayın öteki yüzünü karartmış.
Gece ayaklanmalarından sabaha bir şey kalmaz..
Tanrım, tütünümün dumanından ses çıkmıyor,uyanığım ve balkondayım.
Çaresiz insanların çamur dipli dünyalarından sana ellerini açtıklarını görüyorum.Ezan seslerini, çan seslerini duyuyorum.Onlar bilmediğim duaları mırıldanırken, bu alakasız kelimeleri başımdan aşağı döken sen misin?
Kaos, zeka, temiz, tünel, ölüm, tüketim,talep, mantık, koşul, şans, suç, arz, gözyaşı, büyümüş göğüs ucu, şişman , firar, yakarış,tilkiler, cellat, tavşanla kuşun sevişmesi, ötekiler, fırındakiler,buz, ten, ateş,...Tanrım, mizah anlayışına bayılıyorum ama lütfen abartma. Aklımı kaçırmaya başladığımı düşünmek istemiyorum.Akla ziyan öykülerin içine çekme beni..
Tedavisi yok bu yaşamak denilen cinnetin.
Her yana saçılmış eşkiya duygulardan yol bulamıyorum.Duraksamam uzun sürdü,,,Kendimi izliyorum son günlerde yaptığım bu.Yaşlanmaya karşı koymaya çalışan bir beyin ve kusursuzluk büyüsü isteyen kadın bedeni,rüzgarın ve şarkıların tene değdiği yerde kaskatı duruyor.Hıçkırıklarımı bana yollasan bu kuruluk hissinden kurtulabilirim.Okyanus gezisi hayali ile yaşayan değil okyanus ezgilerini içinde taşıyan bir deniz kabuklusu olurum.
Tanrım, ağlamama neden izin vermiyorsun.
Sana ulaşmak istiyorum...
YORUMLAR
Sevgili Nilgün,
Öyle bir yazı yazmışsın ki hem kısa deneme, hem de koca bir roman. İstersen alelacele oku, istersen arkana yaslan da incele.
Gayet cesur cümleler kullanılmış. Kimi yerde ört bas edilmek için arka plana atılmış. Kısacası eğer istenirse, koca bir romana bile dönüştürülebilir. Tebrik ederim.
çöldeki kelebek
ama tanıdığım en güzel kadınsın..
Seviyorum seni Davim
Yaşam, birtakım kar-ar-lar almak zorunda bırakır bizi
Ya yaşamalısındır, ya da seyirci kalmalısındır.
Hep bir takım kararlar almak için zorlasak da kendimizi Kar-ar-sızlık la nükseden atalet, zorlar beyin odalarımızın pas tutmaya yüz tutmuş kapılarını. Kendimiz için yaşayamama korkaklığı ile en büyük yalanı kendimize söyletir.
Bilmeyiz ulaşmaya çalıştığımız şeyin kendi içimizde olduğunu.
Ben inanıyorum ki insan kendi içine döndükçe, ruhunun çıkmazlarına daldıkça keşfediyor içindeki ve kendisinde var olan tanrıyı. İşte o zaman özgürleşmeye başlıyorsun
Ve bence siz
Özgürleşiyorsunuz
Şimdi arkanıza yaslanın ve başkaları için ağlayamamaktansa kendiniz için yaşayın
………….
Yazınız çok güzel. Tebrik ederim
Saygımla
yani bir insan çığlık attığı zaman
yada çığlık atamadığı zaman anlatım içeriği bu mu olmalı bilmiyorum
belki de benim sığ olmamdır nedeni
düşünce ve duygu dengesinin kavramlar üzerindeki derin etkisi konusunda
yetersiz olmamdır
bilemiyorum .
Saygılar...
çöldeki kelebek
Ben o müziğin içindeki karanlığı duyarken kimileri sevgilisini düşünebilir..
Herkesin çığlığı kendine sığ ve sır:)
Benden de saygılar..
Son paragraf, tüm çalışmanın içerisinde öznelliğin doruk yaptığı bir bölüm olmasına rağmen, kelimelerin yere seriliş biçimi sayesinde doğallıkta da kusursuzdu. Zor olan rasyonelliği sağlamaktı, siz de bunu başardınız. Bravo...:)Alkışlar benden
O qué
Sadece sizden mi alkışlar?
Bir kere ilk ben okudum bu yazıyı :p
Çok güzeldi sevgili şairem :)
Bugün defter çok güzell, çok.
sevgiler her ikinize de:)
çöldeki kelebek
Beynimin tozları naralar savuruyor
yazıya dökmeye çalıştığım isyan duygusu
Alkışlarınız duyunca
Dinginliğin güzelliğini hatırlıyor..
Teşekkür ederim her ikinize de:)