- 625 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düşlerin Büyüyor Yüreğimde
Kozasında sevinç ve yaşamı gizleyen ipek böceğinin kanatlarında
İğnesinde mutluluğu dolaştıran arının sevinci gizlediği peteklerde
Ruhunda onursuzluğun kelepçesini taşıyan, başka dünya insanıyla
Yüzyıllardır sevinçsiz döner bu dünya, çocukların sessiz çığlığıyla
Yüreğimdeki ayak seslerinin duldasında bir bayrak gibi gönlüme çekildi coşkulu sevincim. Gözlerimdeki kor alevlerin gölge düşüşlerinden isyan çekildi, renklerin en güzeli bahçemde öykünüyor, kimi üşümüş, kimi terlemiş mahcup ellerimden dökülen şiirlerle, seni ve sevdanı ak kağıtlara nakış nakış işliyorum.
Düşürme yüreğine karanlık geceleri. Yüreğindeki eylül şarkılarında ve dudaklarındaki gizemli nakaratlarla bir dal gibi uzan gönlüme, seni yazayım. Sakla beni kuytularında, suların düşünden sarnıcına döküleyim. Çekeyim denizimden küflenmiş sevda demirimi. Yüreğinden döküldükçe yaşamak şarkıları, aç bana mermer memelerini. Avuçlarımdaki güllerle, yüreğimdeki güvercinlerle gözlerinin öbeklerine gizleneyim.
Yüreğindeki cenin imgelerle, rahmindeki doğurgan tümcelerle, şiir kuşlarım iri gözlerinin şavkına kanat çırpıyor günlerdir. Suların taşları sürüklüyor, bütün kıyılarında alev süzüşlü bir şair sevdanın resmini yapıyor. Nedir bu yüreğimi tırnaklayan tutku, nedir bu bilinmezlik utku? Bütün değişimlerimin zemherisinde uzak, karlı bir ülkenin yanardağ sıcağından, mavi bulutlu, yeşil soluklu bir sevda, kırılgan sonbaharlarıma çocuklarını salıyor.
Küskün aşkların siyah-beyaz resimlerinden çıkarınca gülüşleri, günü gelince her şey masala dönüşür. Eski fırtınalarıma merakını süzüşün, hüznüme düşünüşün, üşüyen yüreğimden öpüşün, gizlenmiş yağmurlarımda benimle birlikte gezişin, pas tutmuş aşklarıma bir kilit sürgüsü, sarı denizlerimde benimle yolculuğa çıkmış bir düş yolcususun sen. Kıyılarımda bıraktığım acılarımla, bedenimi çevreleyen sevda yaralarımla, ruhuma sürdüğün şifa sözlerinle yüreğindeki kutsal dünyaya çağırıyorsun beni.
Gülüşlerinden yeni yarınlar yaratıp, öpüşlerinden tüm bedenimi kanatıp, sorgularından tüm paslı kapılarımı sonuna kadar kapatıp ölümsüzlük iksirleri içiyorum ben. Mataramdaki sevda suyunla uzanıyorum çayırlara, lacivert bir göğün altında emsalsiz düşlere dalıyorum. Gecelerinin ve gözlerinin çekik yansımalarında toprağında tohum, tarlanda şiir, yüreğinde hiç söylenmemiş şarkılar oluyorum.
Belki dilinden kopan bir duaydı sarı nilüferlere düşürdüğün gecelerde. Biz sustukça yan yana iki bitki gibi büyüdük, yüzümüzü, yüreğimizi toprağa düşürerek. Lüle lüle saçlarına, kıpır kıpır bakışlarına ve yurdumuzun sözcüklerle donatılı ovalarına sonsuz ışıltımızdı düşürdüğümüz. Yağmurlar yağarken yüreğimizin beşiğine. terden ıslanışlarla uyandık, yaz kuşlarıyla birbirimize mesajlar yolladık.
Acıyı kesemediğimiz kör bıçaklarla, yüreğimizden hiç gitmeyecek püfür püfür sevda rüzgarlarıyla unutma ki, ne kadar kaçsak güneşten mavi trenler geçecek gönül raylarımızdan. En güzel giysilerini giyerek her gün aşkın, içimizden düşüreceğiz en güzel sevinçleri. Bu kocaman yeryüzü atlasında kimi faytonla, kimi de gökkuşağına binip dolaşacağız çelişkiler atlasını.
Gülümsedikçe şaşkın ışıkların sokağına taşıyorsun bezirgan ruhumu. Martı kanatlarına tutunarak okşamalara hazırlıyorum özlemli çocukluğumu. Günleri çekiyorum ayın düşünden, geceleri geçiriyorum sol yanımdaki ağrıdan. Büyüyor özlemin, büyüdükçe avuçlarım kamaşıyor yangınından. Gecene gülücük olsun parlak ışıklar, nefesini koklasın yüreğimden kovulan acılar.
Bulut sarılmalarıyla bedenini buluşturunca ellerinle kucaklarsın sevinci. Tanrıların gözleri değer yüreğine, sen atınca yüreğini kahreden anlamsız hüznü. Bu gece gizemin meleği, senin pak yüreğini taşısın rüyalarıma. Bu gece kadınımın dişiliği dokunsun sol yanımdaki ağrıya. Kolları ırmaklar gibi çoğul, denizler gibi engin bir atlasta, umudun karelerinde onurun resmini yapabilir misin fırçayla? Beyazdır mutluluğun sayfası, çığlıklar gizlenir hep rüyalarda ve ilk bahar sevinçleri, bir ıslıkla dolaşır yelkenleri çürük gemilerde.
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.