Mevlana'dan Arif ve Zahit (3.Meclisten)
Arifler başlangıcı olmayandan bahsederler, hayhuyun beline vurup atmışlardır onu
Zahit korkuyla ne edeyim ki, bu kadar mihnet içinde ne yapayım der
Arifse aşkla o ne yapacak ki, acaba Tanrı benim için ne edecek der
Zahidin bakışı kendinedir, benliğini görür, iyilik yapıp kötülükten kurtulayım der
Arifin bakışıysa Tanrıyadır, Tanrıyı görür, boyuna Tanrı cemalini seyreder
Zahidin görüşü ibadetlere dektir
Arifin görüşü yok olmaya takılmıştır
Zahidin kendine gelişi ibadetle olur
Arifin sarhoşluğu Tanrı ululuğuna mazhar olmakladır
İyi iş zahidin dayanağıdır
Arifin göz diktiği yer bir olan Tanrıdır
Zahit iyi işle kendini görür
Arif gizli alemde Tanrıyı seyreder
Zahit yeryüzünde ömrünü yok eder
Arifse Tanrı varlığıyla yücelir gider
Zahit korkuyla ümit arasındadır
Arifse dileklerin üstünde uçar durur
Zahidin aldığı yol bir ayda bir günlük yol
Arifin aldığı yolsa padişahın tahtına dek
Zahitlik nedir kötü söz söylemeyi bırakmak
Ariflik nedir, kendinden, benliğinden söz etmemek