- 2128 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
HUHTEŞEM 19 MAYIS
Rahmetli babamın kolumdan tutarak İstanbul -İçerenköy Yahya Kemal Beyatlı İlkokuluna kaydımı yaptırıp yanlış hatırlamıyorsam adı Orhan olan ilk öğretmenime ‘’Eti senin , kemiği benim ‘’ diye teslim ettiği o tarihten bu yana tam elli bir sene geçmiş. Demek ki elli bir senedir okuldayım.
Elli sekiz tane 19 Mayıs töreni yaşamışım ama hatırlayabildiklerim elli bir sene öncesinden başlıyor.
Öğrencilik yıllarımda ayağımın sakat olması sebebiyle eğitim öğretim yılının ikinci yarısından itibaren provaları başlayan 19 Mayıs törenlerine hiç katılmamıştım. Yanlış söyledim…Törenlere katıldım…Şiir filan okuduğum çok olmuştur ama kasa - minder hareketleri, kule kurma, boru-trampet takımı eşliğinde uygun adım marş yürüyüşlere filan hiç katılmadım.
Sonra Öğretmen oldum…Her 19 Mayısta günün anlam ve önemini belirten konuşmayı hep ben yaptım…19 Mayıslarla ilgili pek çok şey zaman içinde değişse de günün anlam ve önemini belirten konuşmanın tarafımdan yapılması kuralı hiç değişmedi.
Manavgat’tan , Batman’a, Kocaeli’den, Sandıklı’ya , Fethiye’ye bu geniş yelpaze içinde , dediğim gibi yıllar boyunca pek çok şey değişti tabii ki…Mesela: İlk önceleri 19 Mayıs jimnastik gösterilerine orta okullar da katılıyordu. O kaldırıldı. Sonra bütün liselerin katılımında da değişiklik yapıldı ve her liseden belirli sayıda öğrencinin katılımı esası getirildi. Gerçekten de otuz üç sene içinde pek çok şey değişti özellikle 19 Mayıslarla ilgili olarak…hatta adı bile…12 Eylül ihtilaline kadar sadece Gençlik ve Spor Bayramı idi ihtilalden sonra 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı oldu…Sonra bir cümlede iki tane ‘’ve’’ olması dikkatleri çekti ‘’ve’’ lerin biri kaldırıldı. Çok şey değişmekle beraber değişmeyenler de oldukça çoktu:
1- Benim günün anlam ve önemini belirten konuşmayı hazırlamam kuralı değişmedi. (Bana resmen ‘’Angarya İşleri Genel Müdürü’’ denmekteydi…Benim seve seve yaptığım bu görev pek çokları için bir angarya idi.) Devlet Okullarında tam yirmi sekiz sene bu konuşmayı hep ben yaptım… Her seferinde bolca alkış aldım ama dinleyen neredeyse bir Allah’ın kulu olmadı…Çünkü dinleyenlerin öğrenci ve öğretmenler kısmı ‘’Bir an önce bitse de gitsek’’ diye düşünürken seyirci kısmı ‘’ Yahu şu konuşmalar bitse de gösterileri seyredip çekip gitsek ‘’ telaşındaydılar. 19 Mayıslar, gençlerin kendileri dışındaki her kesi eğlendirmek zorunda olduğu yasak savıcı gösteriden başka bir şey değildi. 2- 19 Mayısta kız öğrencilerin giydikleri/ giyecekleri kıyafetler üzerinden yapılan çağdaşlık/ çağ dışılık—laiklik/ anti laiklik tartışmaları bitmedi. O kısım hiç değişmedi bu güne kadar.
‘’Eteklerin boyu niçin kısa…Vay dinsiz imansızlar vay…Bu milletin iffetli kızlarını cıbıl cıbıl soyup ele güne baldır bacak ziyafeti çekiyorlar. Vay pezevenkler vay ’’ diye yazan şerefsizler…)
‘’Etek boyları niçin böyle ta topuklarda…Vay yobazlar vay, vay beyinleri örümcek bağlamış gericiler vay..Bu ülkeye şeriat getirecek namussuz domuzlar. ‘’ Diye yazan şerefsizler…
[Bu nasıl bir anasını sattığımın çağdaşlığıdır ki hâla Samsun’daki törende bir kadın ile bir erkek güreşçinin güreş tutmasına el çırparak ‘’işte çağdaşlık’’ diye yorum yapılır…Ve bu nasıl bir şeriatçılıktır ki hâla Kütahya’nın Domaniç ilçesinde katıldığı 19 Mayıs koşusunda dereceye giren İmam- Hatip Lisesi Öğrencisi bir kız öğrenciye başı örtülü olduğu için madalyası verilmez…( 19 Mayıs 2012 den bahsediyorum yanlış anlaşılmasın.) ]
Bu, şerefsizler arası kavgalar hiç değişmedi...Hangi iktidar gelirse gelsin muhalefettekiler mutlaka huzursuz olmak için sebep buldular kendilerine.
3- Değişmeyenlerden bir diğeri: Okullara Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gönderilen ve sanırım Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce hazırlanmış olan 19 Mayıs programlarıydı…Yani 19 Mayıs günü statları dolduran liseli genç kızlar ve erkekler hangi jimnastik hareketlerini yapacaklar…1- Elleri aç 2- Yukarı kaldır 3- Aşağı indir..4- Tekrar yana aç vs…vs… Kız erkek pek çok öğrencinin bu hareketleri ezberleyememekten dolayı dayak yediklerini, tüm dersleri çok iyi olduğu halde sırf bu hareketlere katılmadığı ya da tören günü öğretmenini utandırdığı (!) için Beden Eğitimi dersinden ikmale kalanları, bu hareketleri yapmaktan sıyırmak için rapor alanlara ‘’ vatan haini gözüyle bakıldığını’’ çok görmüştüm. Bu jimnastik hareketleri de değişmiyordu bir türlü…Her sene Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü yeni ve bir öncekinden çok daha anlamlı (!) hareketler bularak okullara gönderiyor ve ikinci dönem başlarından itibaren provalar başlıyordu.
4- Değişmeyenlerin en barizi ise : Her 19 Mayısta bütün okullardan en az bir öğrencinin şiir okuması…Konuşmaların yapılması, böylece güneş altında tuğla misali pişirilen öğrenci ve öğretmenlerin, varsa askeri personelin iyice anası ağlatıldıktan sonra ‘’ Haydi koçlarım göreyim sizi ‘’ diyerek yeşil çayırlara salınmasıydı…Asıl komik olanı ise O şiirleri , konuşmaları hiç bir Allah’ın kulunun dinlememesiydi…Zaten dinlese de anlamazdı ki kimse…İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa stadları dışında Yurdun neresinde olursanız olun sağlam bir hoparlör, cızırdamayan bir mikrofon, iki üç konuşmadan sonra şişip ‘’ benden bu kadar ‘’ demeyen bir amfi bulmanız imkansızdı. Törenlerde Askerin ağırlığı ise bana göre abartılmış bir konu . Ne yani bu ülkenin askeri ihtiyarlardan mı oluşuyor? Onların da bayramlarını kutlama hakkı yok mu?
Gençliğin bayramı kutlanıyordu ama ihtiyarların belirlediği kurallar çerçevesinde…Daha doğrusu ihtiyarlar ‘’ bu senin bayramın, bunu işte bu şekilde kutlamalısın ‘’ diyorlar gençler de devlet babalarının söylediği üzere kendileri hiç bir irade ortaya koymadan güya gençlik bayramı kutluyorlardı…Öyle bir gençlik bayramıydı ki bu , yapılan bayram resepsiyonlarında bile gençler değil ihtiyarlar eğleniyor, yiyip içiyorlardı.
Tabii ki işin bir de spor boyutu vardı.. Yılda sadece bir gün kule kurmak, bir düdükle verilen komut eşliğinde bir takım jimnastik hareketleri yapmak suretiyle sporla ilgili tüm sorunlarımız da çözülmüş oluyordu(!)
Buraya kadar yazılanları cebe atalım.
2011 yılında Televizyonlarımızda ‘’Muhteşem Yüzyıl’’ adıyla bir dizi film başladı. Adeta yer yerinden oynadı. Günlerce tartışmalar yapıldı. ‘’Ecdadımıza sövülüyor ‘’ diyenlerden tutun da ‘’ İşte Osmanlı buydu…Osmanlı’nın gerçek yüzünü ortaya koyuyor bu dizi’’ diyenlere kadar bir sürü günlerce süren tartışma…Tarihçi Murat Bardakçı en güzel yorumu yaptı: ‘’ İnsanımızda tarihimizi öğrenme konusunda bir merak uyandırdığı için ben faydalı buluyorum’’…Evet dizi pek çok hatalarla dolu ama en azından insanımız merak etmeye ve araştırmaya başladı tarihimizi…O diziden sonra Tarihi roman ve araştırmalarda rekor denecek bir patlama oldu.
Şimdi Muhteşem Yüzyıl dizisi ile 2012 Yılının 19 Mayıs kutlamaları arasında nasıl bir bağlantı kuracağım?
Muhteşem Yüzyıl dizisi nasıl ki inansımızda tarihini öğrenme, tarihine sahip çıkma hususunda adeta kafalara inen bir tokmak olduysa bu seneki 19 Mayıs Kutlamaları da bu milletin kafasına inen bir tokmak oldu.
Dünkü Hürriyet Gazetesinde Ahmet Hakan’ın güzel bir yazısı var… Özetle: ‘’ Hükümet eğer gerçekten de 19Mayıs ve diğer bayramları yavaş yavaş kaldırmak istiyorsa 19 Mayıs günü tüm Yurtta oluşan coşkuyu ve bu bayrama sahip çıkma olayını gördükten sonra seneye mutlaka eski yönteme döner’’ diyor.
İlk kez gençler 19 Mayısı kendi gönüllerince kutladılar…İlk kez metazori hareketler yapmak zorunda kalmadılar…İlk kez baygınlık geçirten konuşmalar ve şiirler dinlemek zorunda kalmadılar.
İlk kez gönüllerince eğlendiler…Bayramın kendilerine ait bir bayram olmasının tadına vardılar…İlk kez 19 mayıs 1919 ruhunu yakaladılar…O ruh iç ve dış tüm düşmanlara bir başkaldırı ruhuydu. İşte bunu yakaladılar. Bayramı yurt sathına yaydılar. Kısacası Ahmet Hakan olsun, Can Dündar olsun pek çok yazarın da belirttiği gibi ‘’ 19 Mayıs işte böyle kutlanır’’dı ve işte böyle de kutlandı.
Madem Ahmet Hakan dedim, Can Dündar dedim bir de Yılmaz Özdil diyeyim ( Bu zat ile yıldızım hiç barışmaz ama dün çok doğru bir şey yazmış ) O da özetle coşku içinde bayramını kutlamaya çalışan Cumhur’a pek dokunmamakla birlikte çok haklı olarak Cumhurun Başının bu anlamlı bayramda nerede olduğunu sormuş. Nerede olsa iyi: ABD de tabii ki. Cumhurunun başı olduğu ülkede bayram kutlanırken O, A.B.D de…Esefle kınamazsın da ne yaparsın. (Aslında daha fazlasını yapmak lazım ama benim devlet anlayışıma sığmaz…Her şeye rağmen Devletimin başı )
İyi de bir Ülkenin Cumhurbaşkanı ülkesinde milli bir bayram kutlanırken A.B.D de ne yapar? Ne işi vardır oralarda? Bir Devletin Hükümeti ülkenin her yerindeki Atatürk anıtlarına çelenk konulmasını niçin yasaklar? Ülke insanlarının ( Kendilerine oy verenler de dahil ) çok sevdikleri Atatürk’ün Anıtkabrini hem de onun Samsun’a ayak basıp Milli Mücadele’nin en önemli adımının atıldığı bir günde niçin ziyarete kapatma kararı alır? Öğlene kadar çok sakıncalı(!) olan Anıtkabir ziyareti, öğleden sonra ne olur da sakıncasız olur?
Velhasılı Kelam…Siz hiç yukarıdaki resimde olduğu gibi kutlanan bir 19 Mayıs görmüş müydünüz? Ben görmemiştim. Demek ki birilerinin bu milleti dürtmesi gerekiyordu…Dürtenler belki başka hesaplar içindedir…Orasını ayrıca konuşabiliriz ama ilk kez 19 Mayıs, 19 Mayıs gibi kutlandı…Kim ne derse desin…
YORUMLAR
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Hocam tespitlerin sonuna kadar doğru...Malesef şekilciliktir almış yürümüş memlekette...işin özü ve hası yapılamıyor bir türlü....bu yıl içten gelerek yaşanan bayramdı diğerleri değil ...selamlar
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Sevgili Sami Hoca ; bilmem haberiniz oldu mu ; okula başladığınızı söylediğiniz İçerenköy Yahya Kemal Beyatlı okulu yenilendi ve hizmete girdi.
Gelelim yazıya : Kesinlikle çok mükemmel.
Seksen öncesi tüm solculara komunist damgası vurulup baskı uygulandığı için komunizmin ne olduğunu bile bilmeyen bir çok kişi komunizmi savunmaya ve kendilerini komunist ilân etmeye başlamışlardır. Sözde Atatürkçülerin uyguladığı baskılar yüzünden de bir çok sıradan müslüman insan aşırı dinci oldular. Şimdi de bu aşırı dincilerin Atatürk düşmanlığı yüzünden onlara tepki olarak Atatürkçü bir gençlik yetişiyor.
Bu böyle devam etmemeli. Bu gün askerlere yapılanları da yarın askerler siyasilere yapmaya kalkarsa nasıl kalkılır bu işlerin altından.
Bir şey daha var aslında ; ülkede sünni hakimiyeti diğer mezheplerin aleyhine kullanılırsa maazallah mezhep çatışmaları bile görebilir bu topraklar.
Düzelmesini, sağduyunun hakim olmasını temenni edelim hep birlikte.
Selâmlar, saygılar.
Fikret TEZAL tarafından 5/23/2012 10:44:04 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Bir Osmanlı Paşasının ( Yanlış hatırlamıyorsam Fuat Paşa ) Dediği gibi ''Siz dışarıdan, biz içeriden çalışarak yüz yıllardır yıkamadık şu imparatorluğu'' İmparatorluk yıkıldı gitti sonunda...Sıra Türkiye Cumhuriyetinde...Hep beraber omuz vermiş yıkmaya çalışıyoruz...Sağcısı da solcusu da, ilericisi , gericisi, bölücüsü hep birlikte...Bu da giderse bakalım elde ne kalacak?
Selam ve sevgiler.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
19 Mayıs kutlamalarının şekil değiştirmesi bence doğru bir karar,bunun neye göre ve nasıl kutlanacağı çok önemli dini bayralar.milli bayramlar bir milletin ruh bütünlüğüdür o bütünlüğü parçalarsak geriye ne kalır.Bizim sokakta eskiden milli bayramlada her ev bir bayrak asardı geçtiğimiz 19 mayıs günü koca sokakta sadece üç bayrak asılmıştı Atatürk rozeti takanlara psikolojik baskı yapanların sayısı az değil,sen Atatürk hakkında ne biliyorsun anlat dediğimde o bilindik karalamalardan öteye gitmiyor söyledikleri.Kraldan çok kral kesilenler halka atatürk ü yanlış göstermişlerdir.Elbette hata da yapmıştır
Atatürk ama;Türk Halkına pırıl pırıl bir cumhuriyet hediye etmiştir.Bu yıl sokaklara kutlayabildik 19 Mayısı seneye bekliyelim ve görelim selamlar gönderiyorum...
sami biberoğulları
Bence de alınan karar çok doğru bir karar...Bu ülkenin insanlarına, özellikle gençlerine, ezberlettirilmiş bir bayram kutlattırılıyordu. Bir yerde '' bayramını kutla ama benim istediğim gibi'' deniliyordu. Şimdi ise ''bayramını gönlünce, canının istediği gibi kutla'' denmiş oldu...Ama bunu diyenlerin o bayramda olmaması nasıl izah edilebilir işte onu bilmiyorum..Ya da onun manasını anlayamıyorum.
Selam ve sevgilerimle.
Paylaşımınınız için teşekkürler, güzel coşkulu bir kutlama yapıldı...Yaşasın 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız....
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler.
Bu millet asla aşırılıktan vazgeçemez. ya ifrat ya tefrit..
Ortası yok.
daha önce 19 Mayıs kutlanmıyor muydu.
Neden bu sene sokaklara taştı.Çünkü alternatif oldu. yasak delindi.
İlla karşı bir ses olacak ki ses verelim. Yoksa 19 Mayıs kutlamaları bir çoğumuz için tatil olmaktan başka ne olurdu?
Şimdi bazıları atlayıp " biz o duygularlan coşkuylan,cumhuriye..." felan demesin.
Anlıyorum.
Yutamıyorum.
Ben bizzat katıldığım 19 Mayıs kutlamalarının birinde Lise talebelerinin güneşin altında ellerindeki panolarla protokolde,şemsiyenin altında ,önlerinde soğuk sular ,meyve suları önlerinde ,gözlerinde gözlükle oturan şişman adamları mesud edebilmek gayretiyle bir o yana bir bu yana çevirip,yanlış yaptıklarında hocalarından azar işttiklerine şahit oldum.
Güya 19 Mayıs gençlik....ya güldürmeyin !
Gençler kendilerine verilen theshırt leri yırtıp nasıl küfürlerle çıktılar staddan biliyor musunuz?
Biraz adaletli oursak...
On kasımlarda öğrencilerin tükürüklerini gözlerine bacalayıp "aha biz de ağladık" demesi hoş mu sizce ?
Yöneticiler yanlış yapıyor !
Alooooooo....KRAL ÇIPLAK!
En büyük bayrağı çatıya asmakla ne sömürüden,ne de hegemonyadan kurtulur milletler.
Her yere bayrak assanız da aha "İNCİRLİK " orda !
Değerli hocamı,tebrik ve teşekkürlerimi sundum.
sami biberoğulları
Siz benim ne demek sitediğimi anladınız. Çünkü üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri görmüş, yaşamış insanlarız. Bizim gibi pek çokları da gördü ama sanırım bazıları unuttu.
Dünyanın en büyük bayrağını binalara asmakla, dünyanın en büyük Atatürk Heykelini gidip de Artvin'de dikmekle bu memleket mesut ve müreffeh bir ülke olmuyor tabii ki :: İnşallah bir gün bunu da anlayacak bu millet.
Selam ve saygılarımla.
erolabi
:)))))
Eywallah hocam...saygı ile.
selamlar hocam
güzelbir yazı
Lisedeki 19 mayıslar geldi aklıma statyum da güneşin altında yaptığımız provalar ve bezginliğimiz ama 19 mayıs günü içimizdeki coşku
Sonra çocuklarımın 19 Mayıs hipodrom daki gösterilere katılmak istememeleri benim onlara kızmam evet haklısınız belki zorlandığı için belki gençlerin provalardan bıkmaları ve sıkılmaları
Bu seneki 19 Mayıs bu sene ben 19 Mayıs da Kızılay daydım ve Kızılay tam anlamıyla bayram yeri gibiydi her taraf kırmızı beyaz bayraklarla donatılmıştı. İnsanlar çoluk çocuk tam bayramdı
Biz Türkler vaya insanlar bazı şeyleri kaybedince veya kaybedeceğimizi düşündüğümüz zaman kıymetini biliyoruz ve o zaman dört elle sarılıyoruz sevdiklerimize ve değerlerimize aslında bazıları bazı güzelliklerimizi ve değer verdiklerimizi kaybettirmeye çalıştıkça bizi daha çok onlara ve birbirimize bağlıyor onlar bunun farkında değiller
Sevgiler selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA tarafından 5/22/2012 2:31:08 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Biz Türkler tek bir şeuyi kaybetmeyelim yeter: Aklımızı-Sağduyumuzu...Bunları kaybetmezsek umut var demektir.
Selam ve sevgiler.
Gerçekten 19 mayıs gibi kutlandı. Çelenk bırakılamadı ama yasağı deldiler. Büyük bir coşkuyla
katılır buranın halkı bayrama. Tam bir şenlik yeri olurdu. Bayramsız kaldı koca ilçe. Köylü,kentli.
Askerleri halkımız her bayram öyle büyük bir coşkuyla alkışlardı ki ..Sivil yönetime geçiyoruz, askerleri hapis ede ede..
Bu bayram yine de dediğiniz gibi 'İktidardakilerin yapmak istedikleri geri teperek' büyük bir coşkuyla
kutlandı. Kutlamalarda başı türbanlısı da vardı, açığı da. Halkımız bu ayrımı yapmaz. Bütün sorun
tepede başlıyor,tepenin de tepesinde önce. Neyse derin bir nefes aldım, bayram kutlandı..
selâm ve saygılar..
sami biberoğulları
Selam ve saygılarımla.