- 913 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ah O Eskiler
Ah o eski günler!
Kafam esti çıkıyorum dışarı, yürürken yollarda, yaşlılara bir bakıyorum. O andan hiç kurtulamıyorum. Yaşlılar, bakıyor gözlerime, masum bir tebessümle şöyle bir lisan ile Ah o eski günler! Özledim diyorlar o günleri, yahu kim özlemez ki. Sorsan bir hocaya, keşke eski gün olsa. Sorsan bir öğretmene, hiç sorma o da eski günün havasında. Anlamıyorum, neden böyle oldu bu dünya, yapamıyorum, soramadan edemiyorum. Yoksa biz mi değiştirdik dünyayı? Ya da dünya mı değişiyor? Bence biz değiştirdik, çünkü bizler çok dikkatsiziz.
Yürüyorum, önüm açık, kalbim dağınık, vücudum bitik, dünyam berbat! Yürüyorum, yollar açık, ama içindekiler kapalı. Ah o yaşlılar eskilerini birer birer anlatırlar. Nedense bütün yaşlılar eskileri ararlar. Bulamayınca hafif bir sessizliğe boğulurlar. Ne kadar acı değil mi? İnsanın aradığını bulamaması evet çok acı. Başına taş gibi yıkılır o anda, o eski anılar yok olunca. Otururlar anılarının olduğu mevkii de otururlar bir banka, gözleri bir yere doğru kıpırdamandan baka kalır.
Aklında, tek bir şey var o anıda ki sevdiği, yanında olmasını istediği, kalbindeki en değerli kişi. Yüreği sızlar, o gelir aklına, birde evlilik olmuşsa işte o zaman batar dünya, hele birde o anılar deniz kenarında yaşanmışsa işte o zaman efkârlı dünya.
Yer yer dolaşır sığmaz ona, gözlerinden yaşlar akmaya başlayınca, ey amca bir şey mi oldu? Böyle ağlıyorsun, şöyle bir cevap verir “ Yok yahu gözüme toz kaçtı ondandır.” Ama o amca kalbindeki sevdasıyla yürekleri kor gibi yakan aşkıyla ağladı bu dünyada.
Şöyle bir bakar uzaklara, aklında bir şey var. Nedir acaba? Tek bir cümle çıkar ağzından, tek bir dertli bir cümle çıkar ağzından, tek bir anlamlı çıkar onca şeyden sonra ağzından işte o cümle “ Ah! O Eski Günler.”
Atakan KOÇAK
Camii cemaati hatırası