- 1071 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
O SORUNUN YANITI
(İki yıl önce bu sayfalarda yayınladığım bu yazı ile ilgili Star Gazetesi bir görüşme talebinde bulundu benimle. Ben de hem hatırlamak hem de siz sevgili dostlarıma hatırlatmak adına tekrar yayınlamak istedim. )
’Çingeneye beylik vermişler; önce babasını asmış !’ diye bir söz söylenirdi küçüklüğümde,bizim köyde. Pek bir anlam veremezdim doğrusu o zamanlar.
Bugün söylense, önce Roman vatandaşlar ayağa kalkarlar. Benim bu yazıda kimseyi aşağılamaya falan niyetim yok. Hiç bir zaman da olamaz zaten. Fakat bu sözden yola çıkarak, başımdan geçen bir olayı anlatıp, ülkemizin, belki de dünyadaki bir çok insanın, önemli bir zaafını dile getirmek istiyorum.
Maalesef insanlarımızda, hemşehricilik, partizanlık,ırkçılık,etnik ayrımcılık,din ve mezhep ayrımcılığı,cinsiyet ayrımcılığı, menfaatçilk vb. hastalıklar almış başını gidiyor. Basit gibi görünen bu ayrımcılıklar, bazen çok tehlikeli boyutlara ulaşabiliyor.
....................
13 Mayıs 2006. Kızımın düğün günü. Damadım emekli bir albayın oğlu olduğu için,düğünü Fenerbahçe Orduevi’nde yapmayı tercih etti. Biz de itiraz etmedik. Köylü bir aileyiz biz. Akrabalarımız da genellikle köylüler. Kadın ve kızlarımızın çoğu baş örtüsü kullanırlar. Dünürüm,türban şeklinde olmayan başörtüsünün sorun olmadığını izah ediyor bize. Biz de, akrabalarımızdan türban takanlara durumu anlatıyoruz. Hatta bir gün önceki kına gecemizi, tuttuğumuz düğün salonunda, düğün gibi yapıyoruz.
Hiç bir problemle karşılaşma kaygımız olmadan,Fenerbahçe Orduevi yoluna çıkıyoruz. Daha biz yoldayken,erken giden misafirlerimizden,başörtüsü ile ilgili sorun olduğu şeklinde telefon alıyoruz. Dünürüme telefon açıp ilgilenmesini rica ediyoruz.
Salona vardığımızda,olayın çok ciddi boyutta olduğuna şaşırıp kalıyoruz. Her türlü baş örtüsünün yasak olduğu söylenmiş. Misafirlerimize, ya başlarını açmaları, ya da salonu terk etmeleri şeklinde talimat verilmiş. Söylenerek, hatta söverek terk etmeye başlamış bazı misafirler salonu.
Dünürümle birlikte olaya müdahale etmeye çalıştık. Önemli bir Paşa’dan söz ediliyor. Şansımıza,o akşam o Paşa oradaymış. Başörtülülere tahammül edemiyormuş. Küçük bir taviz veriyorlar. Kırk yaşından yukarı olanlar hariç, diğerleri ya açsın, ya da çıksınlar.
Bu arada ablam ve üç kızı, türbanlarını normal hale getirmeyi kabul ettikleri halde, tamamen açmaları istenince, orayı terk ediyorlar.
Delirdim ben. Subayların yüzüne yüzüne bağırmaya başladım.
- Bu ordu Yunan ordusu mu, yoksa Türk ordusu mu ? Genelkurmay’ın uygulaması, emri bu değil ! Bula bula benim kızımın düğününü mü buldunuz ? Neden ? Neden ?
Kİmse zapt edemiyor. Bağırmaktan sesim kısılmış. Suratım korkunç bir hal almış.
Malûm Paşa, tutuklanmam için emir vermiş. Kızım, beyaz gelinliği içinde ağlıyor.
Kızımın ağladığını gördüğüm anda sakinleştim. Onun mutluluğuna zarar vermek, en istemediğim ve kabul edemediğim bir şey. Hemen, bir yere ilişip sustum.
Emekli Albay olan dünürüm, rica minnet ederek ve doğru duracağıma kefil olarak, tutuklanmamı önlemiş.
Düzelmeyen, korkunç suratımın gölgesinde, gözlerinin yaşı ve bembeyaz gelinliği ile kızımın nikahı kıyılıp, düğünü yapıldı.
...................
Şimdi, iki yaşında bir torunum var kızımdan. İkinci erkek torunum da yolda.
Bu gün günümüz siyasi gündemini takip edip, o günlerde sorduğum sorunun yanıtını galiba alabiliyorum : Ordu içinde, özellikle iktidarın sünni ağırlıklı bir partinin eline geçmesini ve ülkede tamamen sünnilerin ağırlıkta olduğu bir yönetimin kurulmasını kabullenemeyen, Alevi cemaat mensubu komutanlar, ellerindeki yetkiyi kötüye kullanıp, çok yanlış uygulamalar yapmışlar, halkla orduyu karşı karşıya getirmeye çalışmışlardır.
Ne yazık ki, ülke gündemindeki soruşturmanın önemli sanıklarından biri, o akşam orada bulunan, malûm Paşa’nın ta kendisidir.
........................
İnsanlarımız, ellerine geçen yetkileri, etnik,dini,mezhep ,ırk vb. ayrımcılık için kullanmaya kalktıklarında, tüm insanlığa büyük zararlar vermektedirler.
Bunlara meydan vermemek ise, devletleri yönetenlerin ellerindedir. Hiç bir ülke, bir ırkın, dinin, mezhebin,partinin vb. tekelinde yönetilmemelidir. Devletler, her ırktan,dinden, mezhepten, etnik kökenden olan vatandaşlarına eşit olarak yaklaşmalıdır.
O kadar demokratikleşmekten, Avrupalılaşmaktan söz edildiği halde, elinde her türlü imkan ve yetki olmasına rağmen, günümüz iktidarı da bu ayrımcılığa maalesef göz yummaktadır.
Bir sünni olmama rağmen, Alevi vatandaşlara haksızlık edildiğinin bilincindeyim.
Bir ülkeyi yönetmeye talip olmuşsanız, her türlü sorunun sorumlusu olarak siz görülürsünüz. En azından, yetkinizin yettiği sorunları çözmeye yanaşmıyorsanız, iyi niyetinizden şüphe edenler de haklı olurlar.
Alevisi, Sünnisi, Türk’ü, Kürt’ü, Müslümanı ve Gayrimüslimi ile, hepimiz insanız ve bu topraklar üzerinde, birlik içinde, kardeşçe yaşamayı hepimiz can-ı gönülden istiyoruz.
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Fikret bey,
Yazınızda bazı yanlışların yaşandığını, bizzat yaşayarak öğrenelerden olduğunuzu okdum .
Size katılmadığım bir konu var dikkatinizi çekmek istiyorum ayrıca:Alevi ve sunnilik konusu
Alevi yada sünni demeyelim biz bu ayrımı yapmayalım nede olsa sonuç itibariyle bir yerde birleşiyoruz. Müslümanız. İnancımız bir olan Allaha değil mi? bırakın şu ayrımcılığı lütfen.. Bu ülkede ne alevi dedikleri nede sünni olduklarını söyleyeblerin istedikleri hatta gayri müslümler dahi hiç hor görülmedi ve herkes istediğinin (yanlış ve eksikte olsa) yapıldığı bir ülkedeyiz. Kişisel durumları toplumsallaştırrak toplumu kirletmeyelim derim ben. Biz nihayetinde Hep biriz... ben farklı yaşarım inancımı siz farklı bırakın bu farklılıkta birlik olmayı öğrenelim ve oyun bozucuları, hep birlikte oyun nasıl oynanır öğretisiyle eğitelim.
Fikret TEZEL
evet dostum şu an hepsi bitti isteyen istediği gibi girebilecek
işte bu kadar basit bir mevzuyu sunni alevi gerginliğine taşıyan
organize profesyonel güçlerin illüminatinin
oyunları idi aynı oyunlar şu an kıbrıs rum tarafına asker konuçlamaya çalışıyor
gülerim ben artık....... sonunda türk uyandı
aslanı uyandırdılar...... şimdi
hodri meydan diyorum
bakınız bu konunun çok yorumlu dahi olması lazım yorum az artı geçişen yorumlar :))
ama nimasyondakı resmen cevaptı yüreğinize sağlık....