- 1604 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İP
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
1...
Küçük oğlan uçurtması için ip istiyor annesinden. Anne nerden bulsun ipi. Azarlıyor çocuğu. Çocuk gözyaşını silip annesinin işe dalacağı bir an kolluyor. İşte tam sırası tamam. Anne çamaşıra oturunca, çocuk sessizce yan odaya girip dikiş makinesinin çekmecesinden bir renkli makara aşırıp uçurtmasıyla birlikte rüzgarın teknisine atlayıp dağlara doğru uçuyor...
2...
Adam gecekondusunun damında çocuklarıyla birlikte bir parça serinlik arıyor. Ücretsiz yıllık izne ayrılmış. Para yok. Bir kadınla beş çocuk var başında. Çocukların ikisinin kasıklarına su yürümüş. Üçü küçük daha. Tatil istiyorlar. Adam gülüyor. Nar çiçeği gibi gülüyor,
’ Deniz ’ diyor büyük oğlan.
’ Denizim kuru bu yaz ’ diyor adam.
’ Yayla ’ diyor ortanca oğlan.
’ Yaylam çorak bu yıl ’ diyor adam.
’ Köyümüze gidelim ’ diyorlar kadın ve iki küçük kız.
Gülüyor adam. Olgun bir mısır tanesi gibi gülüyor.
’ Köyümüz yanmış ’ diyor, gülüşü acıya çalarak.
’ Köyümüzü yakmışlar ’. Asmadan sarkan sarı üzüm tanesi gibi gülüyor
Dışarda köpeklerin dillerini sarkıtan, kuşları bayıltan bir sıcak var.
’ Bir ip bulup getirin bana ’ diyor adam. İp getiriliyor. Asmanın dallarını çardağın üzerine atıp, çardağın tahtalarına iple bağlıyor birer birer. ’ İşte ’ diyor, asmayı göstererek. İşte size gölge, işte size bağ
Yayılıyorlar asmalı çardağın altındaki kilimin üzerine. Demli çayları getiriyor kadın. Adam gülüyor. Mor bir asma filizi gibi gülüyor...
3...
’ Bu gömlek ipe asılalı tam 385 gün oldu be anam, indir artık ordan, çürüdü ’ dediler komşu kadınlar. ’ Oğlan gelse de bir işine yaramaz artık gömlek. 385 gündür bakıp bakıp ağlıyorsun buna, tükenmedi mi gözyaşın? ’
’ Oğlumun en sevdiği gömlekti bu ’ dedi kadın. ’ Yeni almış, bir kez giymişti daha. Onu yıkayıp ipe astığım gün götürmüşlerdi oğlumu. Akşam bu gömleği giyip sözlüsüyle buluşacaktı. Ne ölüsünü, ne de dirisini görebildim o günden gayrı. O çıkıp gelmeden indirmem bu gömleği ipten...
4...
Kasıklarında müthiş bir ağrı...’ Böbreklerim ’ diye düşünüyor. Onlar da işi bırakmak üzereler. Duvarın dibindeki yarığa güçlükle, kıpkırmızı işeyip, biraz rahatlıyor, rahatlayınca üşüyor üşüyünce havaların soğuduğunu anlıyor. Hücreye konmadan önceki tutukluluk gün sayısını anımsamaya çalışıyor. Hücredeki günlerini sonra. Duvara bir çizgi atıyor her gün. Sayıyor. Yine de tam emin değil. Güz ortası. Yazın başı da olabilir. Sık demir parmaklıklı, kapalı, küçük, dar pencereye bakıp bir şeyler seziyor. İç güdüsü yukarıya doğru çekiyor onu. Seviniyor. Demek ki iyice köreltmemişler duyularını . Duvardaki küçük oyuklara basıp , ışığın sızması kalın saçla kaplanarak engellenmiş pencereye ulaşmaya çalışıyor. ’ Gün ışığı ’ diye mırıldanıyor. ’ Biliyorum , gün ışığı vuruyor pencereye ’. Pencereye doğru tırmanıyor, çırpınıyor, ışığı duymaya koklamaya çalışıyor. Yorulunca çöküyor yine hücrenin bir köşesine, büzülüyor ve tam 385’ nci kez ipi düşünüyor.İp üstünde koskoca bir dünya kuruyor...