- 2299 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Fahişe Telefon Bekliyordu
Bir fahişe telefon bekliyordu benden. Tanrı temizlik yaptırıyordu meleklerine; yağmur yağıyordu, temizleniyordu tüm sokaklar. Cam kıyısında kahvemin son yudumunu içiyordum. Sigaramı çay bardağında söndürdüğümde annem kızardı. Yine korkuyorum kızar diye. Uzun zamandır ıslanmamıştım yağmurda; çıkmalıydım, sırılsıklam olmalıydım hem de yalınayak. Sigara yakıp çıktım dışarı, ne güzelmiş ıslanmak haziranın son haftasında, böyle bir yağmur şükürler olsun sana Tanrı’m. Gök gürültüsünden korkuyordum, çocukluğumdan kalan bir korkuydu bu. Gök gürledikçe adımlarım hızlanıyordu. Sonra alıştım, insan her şeye alışıyor bazen kaçtıklarına bile. Yine uyuyorsun sevgilim, bu adamdan habersiz başka kentte. Nasıl da doldurmuşsun bu kenti bilemedim; ben de terk ettim o kenti; annemdeyim, yağmurda yürüyorum ve bir fahişe benden ısrarla telefon bekliyor. Bir mazeret uydurmalı mıyım; elektrik kesik, yağmur yağıyor, sevgilimi seviyorum, beni arama, sorma demeli miyim?
Benim sana hiçbir sözüm yok, sevişmek tende başlamıyor. Önce yüreğim, beynim sevişmeli; şarap içebilmeliyim, sigaramı iyi bir bokmuş gibi ciğerime çekebilmeliyim. Bak yağmura, nasıl da sevdi; bütün bedenimi kuşattı ıslaklığıyla.
Sevgilim, çocukluğumun geçtiği sokaklarda ıslanıyorum; aklımda sen varsın ve jazz dinliyorum. Fahişeler beni aradıkça seni ne kadar çok sevdiğimi anlıyorum. Anladığım çok şey var sevgilim, insanları tüketenler siniyor dokularıma. Kan tutuyor bunları düşününce beynimi. Umurumda değil artık yaratıklar. Korku filmini andıran sahnelere alıştım. Sahneye koyulan bir tiyatro ve ben kısa bir tirad oynuyorum. Rolüm; anlamak, dinlemek ve çözüm bulmak. Kimse sormadı bana, kimse görmedi karanlık odalarda akıttığım göz yaşlarımı. Tanrı tanığımdır, yastığım ıslaktır her gece. Yaralıyım, her sabah uyandığımda aynada şişmiş gözlerime bakarak “Seni seviyorum,” dedim gülümseyerek. Yeni bir gün ne götürecekti benden, kimin umurundaydı benim rolüm?
Kediler yağmurdan sığınmışlar saçak altlarına; bense tam ortasındayım yağmurun ve şarkı söyleyebiliyorum ne güzel! Kanımı akıtmak, kendime çevirebilmek namluları. Korkum yok ölümden, bunu biliyorsun, yazmıştım. Ölüm dediğin açtığın gözü kapatmaktır. Hele böyle bir toplumda yaşıyorsan bunun hiç önemi yok.
Bir fahişe benden ısrarla telefon bekliyordu; mazeretim yoktu, aramadım, aradığında açmadım. Çünkü seni seviyordum, senin sevdiğin gibi…
YORUMLAR
TÜLİN ÖZTUNÇ
Ellerinize sağlık.