- 787 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ŞAMPİYONLUK MAÇININ ARDINDAN
Ahmet AYAZ
GAZİANTEP HAKİMİYET GAZETESİ-21.5.2012
Şampiyonluk maçı gerilerde kalmış olsada, ben bu konuda bir şeyler yazmak istedim ve bilgisayarımı önüme aldım. Düşünceden yoksul, akıl fukaralarına belki yararlı olurum diye düşünüyorum. Ben sporcu değilim, spordan da anlamam. Buna rağmen bazı zamanlarda yazmıştım. “Savaş mı? Spor mu?”, “Kavga mı? Maç mı?” diyerekten. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi, bir çok spor kulüplerinin yerleri istanbulda. spor kulübü İstanbulda, oynayanlar da İstanbulda, seyirciler İstanbulda. Fakat bizim akıldan, izandan, intizamdan yoksul kalmış zat’ı muhteremlerin bazıları, Gaziantep de bunun davasını görüp , olumlu veya olumsuz olarak, hangi akla, hangi mantığa hizmet ederek, kendilerine hisse çıkarmaya çalışıyorlar.
Benim değerli dostlarım; Yukarıda da dediğim gibi. Spor kulübü,İstanbulda, Oynayanlar İstanbulda, Seyircisi İstanbulda. Peki sen neyin nesisin? Söylermisin bana? Senin tuttuğun takım kazanırsa karın ne olur? Kaybederse senin kayıbın ne olur?. Maksadınız kendi kendinize macera yaratmak mı? Bu tip insanlara ne denir. Ben Gaziantep de ikamet ediyorsam, Gaziantep Spor’u gönülden desteklerim. Çünkü. Gaziantep de maç olduğu zaman, sokaktaki bir tatlıcı, beş tane tatlı satsa, bir çocuk beş tane su satsa, Gaziantep’e gelenlerden bir tanesi, bir ayakkabı, bir kazak, veya bir tişört alsa, bunlar benim memleketime, benim memleketimin insanlarına, az da olsa bir destektir. İstanbuldaki sporcunun veya spor kulübünün bana getirisi ne olur? Bunun muhasebesini yapmak gerekirken, vatandaş hiç yere olay yaratıyor.. 1974 ten 1978 tarihine kadar Trabzon sporun üst üste şampiyon olması beni son derece mutlu etmişti. Bu bir sporsa oynayan kazanır. Kaybettin ise senin sağa sola hasar verip, arabaları ters çevirmeye, kırıp dökmeye ne hakkın var. Şu durumda dağdaki anarşi ile senin ne farkın var. Dağdaki anarşi de kırıp döküyor, sen de kırıp döküyorsun. Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Ben sporcunun terbiyelisini, efendisini severim demiş.
Geçmiş yıllarda Gaziantep de belediyeler aba güreşi düzenlerlerdi. Kurban bayramının ikinci günü başlayan aba güreşi, dördüncü gün sona ererdi. Köylü ve kentli toplanıp spor salonunda bu güreşi izlerlerdi. Bu güreşte ünlü güreşçiler, güreş sonunda birbirleri ile öpüşürlerdi. Hiç unutamam. Bir güreşte Samlı Yahyanın Oğlu Mehmet şampiyondu. Son güreşte Ali Kazak ile güreş tutacaklar. Seyircilerin bir kısmı Ali Kazak’ın, diğer kısmı da Samlı Yahyanın Oğlu Mehmet’in şampiyon olmasını isterken, güreşin son gününe geldik, Her iki güreşçide sahaya çıktıklarında,seyirciler bir heyecan içinde bekler iken, güreş tutmadan, Ali Kazak, Samlı Yahyanın Oğlu Mehmet’in elini öptü, O da, Ali Kazakı gözlerinden öptü ve güreş böylece sona erdi. Ali Kazak yaşta küçük olduğu için rakibinin elini öptü. Bu bir spordur, eğer kavga ise, o zaman herkes taraftarını toplasın, silahlarını da alsın, gelsinler spor sahasına. İnanın onların adına ben utanıyorum, durup dururken huzurum bozuluyor. Biz hiç adam gibi adam, olmayacakmıyız? Bugünlük de bu kadar. Gelecek sohbet yazılarımda buluşmak dileği ile, hepiniz, hoşça ve dostça kalınız, en güzel ve, mutluluk dolu günler hep ve hepimizin olsun derken aşağıdaki haberide sizlerle paylaşmak istedim.
PFDK, Fenerbahçe Kulübü’ne 6 maç seyircisiz oynama ile 28 bin 750 lira para cezası verdi. Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal ise açıklamaları nedeniyle 21 gün hak mahrumiyeti ile 15 bin lira para cezasına çarptırıldı.. Şimdi seza soruyorum bu hal ve vaziyet güzel mi?
YORUMLAR
güzel yazınızı okudum.medeniyetim M sinde değiliz sayın abim.Bizim insanlığımız ortada.
geçmişi beğenmeyiz ya,o geçmişte aile ve toplumun verdiği terbiyeyi şimdilerde para vermeye çalışıyor.
para sevgi ve terbiyeyi satın alabilirmi.Toplum artık maddiyat derdinde.Kimse çocuğunun nasıl bir insan olacağı derdinde değil,hangi paralı mesleği yapacak derdinde.kızlarımız zengin delikanlı peşinde,anaları onlardan farksız.
abim eğitimin geldiği nokta bu...
sözde özgür düşünen birey yetiştireceğiz ya! Ne yaptığını bilmeyen bireyler yetiştirdik.Ruh hastalığı içinde.
Saygılarımla.