ZAMAN SENSİN/ARAGON
ZAMAN SENSİN / ARAGON
Şimdi uzak bir şehrin hikâyesi gibiyim.. Gözlere kör kulaklara sağırım. Mutlu nağmeler değil artık duyduğum; türkülerim hep hasretlik türküleri. Yalnızım, unutulmuşum, kimsesiz ve terk edilmişim. Aragon’un sesini duyar gibiyim; ‘’Sana büyük bir sır söyleyeceğim/
Zaman sensin’’. Zaman gerçekten ben miyim? Üstünde ‘’Elsa’ya Mektuplar’’ yazıyor. Elsa’nın yerinde olmak ister miyim? Yaşlanmışlık değil yüreğimi acıtan. Bin bir renk içindeki anılarım aslında canımı böylesi yakan. Sevdiğim, koruduğum, kilitler altında tuttuğum yaşanmışlıklarım… ‘’Elsa olsam!’’ diyorum. Birileri bana da şiirler yazsa. Kalbime dokunsa. Aragon’u duyuyorum yine; ısrarla ‘’zaman sensin’’ diyor. Sorular takılıyor gözbebeklerime. Zaman ben olamam diyorum. Burada zaman yok. Hüznüm çörekleniyor kalbimin üzerine. Bir yılgı oluyor yaşam. Kaçıp kurtulmak istiyorum. Kâbus olduğunu bilip uyanamamak gibi bir şey bu… ‘’Bu da geçecek!’’ diyorum kendime. Ama söz dinlemiyor gözlerim. Hüzün bulutları biriktiriyor her an yağmaya hazır.
‘’Sana büyük bir sır söyleyeceğim/Kapat kapıları/Ölmek daha kolaydır sevmekten/Bundandır işte benim yaşamaya katlanmam/Sevgilim.’’ Diyor yine uzak bir sesle Aragon. Gülümsüyorum. ‘’Sen sevmek nedir bilmemişsin!’’ diyorum kızarak. Çünkü sevmek aslında ölmektir. Ve bir ölü ne kadar severse o kadar seversin. Kaçmalı dizelerden, kaçmalı bu şehirden. Başka başkentler inşa etmeli yeniden. Kalabalık şehirlerde soluklanmalı, hayata karışmalı. ‘’Yalancısın!’’ diyorum Aragon’a. ‘’Zaman ben değilim. Ben hiç zaman olmadım. Ben hiç Elsa olmadım.’’ Zaman burada pili bitmiş bir saat gibi. Akmıyor, geçmiyor. Hep yanlış vakitleri gösteriyor. Yaşanmışlıklarım külleniyor. Küllerim çoğalıyor. Ve şimdi uzak bir şehir hikâyesi gibiyim. ‘’Miş’li’’ geçmiş zamanlarda soluklanıyorum. Kulaklara; kimselerin dinlemediği bir hasretlik türküsü mırıldanıyorum. ‘’Zaman hiç ben olmadım ki!’’ diye serzeniyorum yeniden. ‘’Kanadı kırık bir kuş misali kanadımın kırıldığı yerde zamana esir bir köleyim sadece!’’.
‘’Hazzın ötesinde sevgim
Hiç bir zararın erişemeyeceği yerde bugün
Sevgim
Sen ki benim saat-şakağımda vurursun
Boğulurum soluk alıp vermesen
Tenimde bir duraksar ve yerleşir adımın…’’ işte diyorum; buldun sonunda doğru yolu Aragon. Aşk insanın saat şakağında vuran ve soluk alıp vermediğinde boğulup gideceğin bir kaybolmuşluk. Sana doğrultulmuş dolu bir tabancadır sevmek; hedef kalbinin tam ortası... Kalbine saplanan kurşun nasıl ki sağ bırakmaz seni; aşkta bırakmaz diyorum. ‘’Aşk!’’ adını tarihe yazdırmış koca bir yalan. İnsanların ömrünü çalan bir zaman hırsızı. Seve seve kendi ellerimizle teslim ettiğimiz.(2011/12)
YORUMLAR
Gülhancığım, etkin kaleminden çıkan eserleri okumak ayrı bir mutluluk. Tebrik ediyorum canım. Sevgiyle...
gülhans
Güzel Cümlelerden Oluşan Güzel Bir Yazıydı.
Anlatım Harika.
Cümle Yapısı Sağlam.
Mana En Güzel Bir Şekilde Yansıtılmış.
Saygılarımla.