13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1549
Okunma
İçimdeki tüm mutluluk kıpırdanmalarına rağmen simsiyahtı gece.Ha bire ağlıyordu soluksuz.Nerden bilebilirdim az sonra dinleyeceğim hazin bir hikayenin habercisi olduğunu...
12 Mayıs İzmir şiir etkinliklerine katılmak için otogardaydım.Otobüsün kalkma saatini bekliyordum.
Uzun ince narin yapılı 50 yaşlarında bir hanım duruyordu karşımda.Duruyor dediğime bakmayın.İşin aslı yerinde duramıyor,terminali arşınlıyordu.
Sanki,otobüs bir an evvel kalksın hatta mümkünse kanatlanıp hemen İzmire ulaşsın diyor gibiydi.
Nefes alışlarında ritim yoktu.Başını bir sağa bir sola çevirip ne istiyor ne diliyorsa içinden gözlerini kapatıp mırıldanıyordu.Belli ki yakarıyordu.
Koltuklarımız yanyana idi.Otobüs yola koyuldu ama bayanın kıpırtısı bitmemişti.Sanki birini yakalayıp duygularını haykırmak istiyordu.
Nihayet mola yerine geldik.Bir çay içmek için restoranta girdim.Biri eliyle beni masaya davet ediyordu.Bu kadın..o kadındı.Bir çay söyleyip yanına oturdum.
Ağlıyormu gülüyormu bir türlü anlamamıştı.Yüzü gülümser gibiydi ama göz pınarları yaş doluydu.
Bir tost yaptırmıştı kendine ama yutamıyordu.Sarıp sarmalayıp attı çantasına.Vee.Zembereği boşalmış saat gibi başladı anlatmaya...
Kendisi aslen Bosnalıymış.Ailesi ile Ankarada yaşıyormuş.Henüz 16sındayken Bosnadan gelin gelmiş İzmir,e.Çok sevmiş vefasızını.Yirmibeş yılını vermiş ona .İki erkek evlatları olmuş.Vee.Adam bir başka kadınla yaşamaya başlamış.Çok direnmiş ama adam çantasını alıp diğer kadının yanına taşınmış.Mutlu ve mesutmuş.
Bu nedenle ayrılmak zorunda kalmış.O zamanlar 25 yaşında olan büyük oğlu ile 22 yaşındaki küçük oğlu annelerinre küsmüşler babalarından boşandığı için.
Aradan tan koca yedi yıl geçmiş.Evlatlarının hasretiyle azaplar yaşamış.
Hayat bu.
Nerden nasıl vuracağı belli olmaz.
Anneler gününden bir gün evvel bir telefon geliyor.Şimdi 29 yaşında olan küçük oğlunun sesini duyan kadın sevinçten deliye dönmüş.
Bu gün benim bayramım.Bu gün benim hayata dönüşüm.Bu gün hayatımın en güzel günü diye haykırmış...
Neden mi.
Oğlu bu anneler gününü onunla birlikte geçirmek için İzmir,e davet etmiş.Şimdi onu kucaklamak için sabırsızlanıyordu.
İkimizinde yüzü ıpıslaktı.Bana oğlunu bulana kadar otogarda kendisiyle kalmamı söyledi.
iZMİR terminaline otobüs girip indiğimizde dizleri titriyodu.Düşmemesi için koluna girdim.
Nihayet arkadan bir el kondu omuzuna.Anneee diye.Yıldırım gibi dönüp sarıldı evladına.Bir yandan da bana işte bu..bu benim oğlum diyordu...
Delikanlı ellerimi öpüp benide kucakladı.Evlerine davet etti.Sonra bırakırım gideceğiniz yere dedi.
Ama ben onların çalınacak bir saniyelerini bile olmadığına şahittim.
Çok teşekkür edip bir an evvel başbaşa kalın siz diye onları uğurladım.
Ah hayat.Ben sana ne diyeyim.Yine burktun yüreğimi.Oysa ben de efkarımı dağıtmak belki de dostlarımla paylaşmak için çıkmıştım yola....
Allahım kimseleri sevdiğinden mahrum bırakmasın.
Sevgiler.
ÇİMDİK......
Hayatın içinden küçük bir kesitin aktarımını fiyonkla bağlayarak seçkiye layık gören tüm site yönetimine ve okurlarına teşekkür eder,selam ve sevgilerim iletirim.