- 601 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
KURTAR BENİ-9
Ertesi sabah, vaktinde yine bürodaydım. Görüşme öğleden sonraydı. Aradaki zamanda, epey ihmal ettiğim dava dosyalarımı inceledim. Kafamı bir türlü dosyalara veremiyordum. Melike^yi cesaretlendirmiştim. Biraz bencilde davranmak işime gelmiş olmalıydı. Belki de duygularıma göre hareket etmiştim. Yanlış mı davranıyordum. Bir türlü karar veremiyordum. Beni rahatsız eden de çelişkilerimdi.
O güne kadar hiçbir müvekkilimle bu kadar yakınlaşmamıştım. Onlara karşı acımanın dışında farklı duygular hissediyordum sanırım. O nedenle de zaten evimi açmıştım. Sanırım, Melike^’ yi de tekrar barışmaya iten bu durumdu. Onurlu bir kadındı. Ben, ona karşılıksız olarak yaptığım yardımların yükü altında eziliyor olmalıydı. Oysa, boşanmanın ardından, bu düşünceleri üzerinden atması için iş bulmasına yardım etmeyi düşünüyordum.
Çalışamayacağımı anladığımda, dosyaları kapattım. Sakin bir ortamda ve ruh haliyle incelenecek davalardı. Bürodan çıktım ve eve gitmek üzere yola çıktım. Eve gittiğimde, Melike ve Zümrüt hazırlanmışlardı. Zümrüt, daha neşeliydi. Durmadan konuşuyordu. Ondaki bu olumlu değişimi görmek beni sevindiriyordu. Minik parmaklarıyla elimi tutması, yüreğimi adeta ısıtıyordu. İlk kez kendime o itirafı yapıyordum.Mutlu olmak, çocuk sahibi olmak gibi güzel düşünceler ruhumu sarıyordu.
Buluşma karşı avukatın bürosundaydı. Gittiğimizde, avukat ve kocası oradaydı. Zümrüt, babasını gördüğünde ne yapacağını bilmez bir şekilde olduğu yerde bir süre bekledi. Sonra Annesine baktı. Melike, başıyla onayladığında koşarak ona koşmaya başladı. Adam da ona doğru ilerledi ve kucağına aldı. Bu sahne beni derinden etkilemişti. Çocuklar anne ve babayla daha mutluydular.
Masaya oturduk. Herkes, söze önce başkasının başlamasını bekliyordu sanki. Uzun bir sessizliğin sonunda, konuşmaya başladım.
- Avukat Bey, buraya ben davet ettim sizi. Müvekkillerimizin iyiliğini ikimizde istiyoruz. Şahsen kendi adıma öyle düşünüyorum. Siz ve müvekkiliniz ne düşünüyorsunuz?
- Avukat Hanım, biz Ahmet Bey ile konuştuk. Kendisi boşanmak istemiyor. Melike Hanım’ ın evine dönmesini istiyor.
- Pekala, o zaman durum değerlendirmesi yapalım biraz. Ahmet Bey’ in Melike Hanım’ a şiddet uyguladığını biliyorsunuz sanırım. Melike Hanım’ ın boşanmak isteme sebebi de budur zaten. Bu durumu netleştirelim. Hâkimin de dediği gibi müvekkilinizin psikolojik destek alması şartıyla eve dönmeyi kabul ediyor. Başka bir isteği daha var Melike Hanım’ ın. Çalışmak istiyor.
Geldiğinden benim konuşmama kadar sakince oturan Ahmet Bey’ in birden rengi değişti. Kızgınlığını dışa vurmamaya çalıştı bir müddet. Oturduğu yerden fırlayarak kalktı ve bağırmaya başladı.
- Avukat Hanım, bunlar sizin düşünceleriniz mi? Yoksa Melike’ nin mi?
- Melike Hanım’ in isteği tabii ki?
- Avukat, sınırları aşıyorsun. Karımın kafasını karıştıramazsın sen. Sizlerin yüzünden bütün bu başımıza gelenler. Feminizm dediğiniz aptalca şeylerin marifeti bunlar. Aramızda sorunlar oldu ama çözülemeyecek şey değil. Biraz agresif olduğum zamanlarda istemeden hırpaladım. Herkesin evinde yaşanır bu tip şeyler.
- Dövmek her evde olmaz Ahmet Bey. O sizin eşiniz. Bu olay bu kadar basit değil.
- Melike ile görüşmek istiyorum fakat yalnız. O sizden etkileniyor.
- Etkilenmiyor. Ben onun haklarını savunuyorum.
- Onunla yalnız konuşmak istiyorum.
Ortam iyice gerginleşmişti. Melike ise çok huzursuzdu. Bana bakıyordu. Söylemek istediği şeyler vardı sanırım.
- Melike Hanım, yalnız görüşmek istiyor musunuz?
- Evet Melike Hanım, görüşsem iyi olacak. Karşılıklı konuşmak en doğrusu.
Odadan çıkarlarken sadece baktım arkalarından. Karar ona aitti ve onca çabama karşın elimden hiçbir şey gelmiyordu.
Nermin KAÇAR
DEVAM EDECEK
YORUMLAR
bir söz vardır Hz. Peygamberimizin ''Dağların yer değiştireceğini inanın, insanın huyu değişmez.''.
yedisinde neyse yetmişinde de aynı diyen atasözümüzde vardır...:)
fakat insan değişime uğrayabilir yeterki istesin iyi yönde yüreği sevgiye açabilir diyorum sevgilerimle yine güzel bir bölümdü can..