- 512 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLE BİR YERDE...4
(Zaman silemesede her şeyi...)
BANA-OĞUL- KIZ
Kazandık uzmanlığı İremle girdiğimiz sınavda.
Babam da o sıralar emekli olmuştu. Pusulasını kaybetmişliğin gölgesindeki denizin içinde bir hayat süreceğini bilseydim onun emekliye ayrılmasına müsaade etmezdim kesinlikle. Odanın duvarında asılı duran takvimlerin yaprakları içimizdeki acımızı örtemiyordu.
Her zaman için acıyan kanayan bir yanımız oluyordu sessizliğindeki salonumuzda. Gelmeyeceğini bildiğimizden, hayali doğum günleri kutlardık onun için hüzünlüce. Masaya dizdiğimiz tabağın biri boş kalırdı.
Bir pastanın üstüne tek bir mum konur erimesi için beklenirken tüm IŞIK lar sönerdi. Tüm salonun lambaları kapalı kalır mum sönünce labaları açmaya giderdi ağır ağır adımlarla babam.
Her seferide birbirimizden gözümüzün içine batan hatıralarımızı saklamaya çalışsakta ikimiz konuşmadan anlıyorduk cevalarımızdaki şey içimize attıklarımızdı.Bana kalsa o muma öyle bir üflerdim ki yüreğimin yangını; ateş ateşi söndürürcesine.
Tek dileğim onun bir daha bir an bile olsa yanıma gelmesini istesem de gelmeyeceğini bilirdim.Anotomi derslerinde çok önceden öğrenmiştim. ex durumunu.Pastaya hiç dokunmazdık babamla ikimiz.
Tekrardan kutusuna koyar dolaba bırakırdık. Babam kapıcı İsmaile verirdi.İçindeki erimiş içimizde söndürdüğümüz mumu içinden alarak. Kapıcı İsmail’in teşekkürünü, niyesini dinlemeden ondan ayrılıp gelirdi.
Gerçek yaptığımız tek şeydi her ölüm yıldönümü içimizi dökmek için en güzel kıyafetlerimizi bayram edasıyla giyinip mezarlığa gidişlerimiz. En son gittiğimizde o kadar ıslanmıştık ki ikimiz kulübesindeki mazarlık bekcisi bile deli gözüyle bakmıştı bize.
Biz aldırış edemezdik kimseye. Babam o günler daha fazla buğdayı cebine koyardı bir kısmı geldiğimiz arabanın şoför koltuğuna dökülürdü. Onlarıda o fark etmeden ben toplardım arabadan çıkmasıyla. Nimet işte...Yağmurda buğdayda annemin yattığı o toprakta...
Bu günlerde İrem’i davet etmezdim önceleri. Ta ki...
******
(ayrılık savrulmaları sonrası birleşme)
OĞUL-KIZ
Her sonbahar kendi hızında ilkbaharıda kış sonrası avuçlarında getiriyordu hayat mevsimini yaşayan yüreklere. Ben üroloji, İrem dahiliye uzmanı olup çıkmıştık. Eskiden olduğu gibi sık görüşemiyor kantindeki rahat sohbetler gibi iki söz edemiyorduk.
Sırtımızdaki yük bizi geçmişken bir birimizle ilgilenmenin bencillik olacağını ikimizde biliyorduk.
Görevli olmadığımız halde hafta sonaları hastalarımızın gülen yüzünü görmeye gider onların gülümsemeleriyle yakalarımıza bir madalya takar sonrasında hastanenin kantininde buluşurdu ellerimiz.
İkimizin göz altları sarkıyorken bile tenimizdeki kırışık gözlerimizden çok gözbebeklerimizdeki aşkın kıvılcımlarıyla konuşur iki plastik bardakta kendimizi ve hastalarımızı içerdik.
Daha geçen gün bu sohbetin içinde kaybetiğim hastam için plastik pardağımızı gözlerimizle taşırdık hiç içmediğimiz çayımızı.
******
Kalkıp yürüdük kırmızı renkli otobüsün durağına. İkimiz bilerek toplu taşımayı seçmiştik arabalarımız olduğu halde. Sebebine gelince ziyaretçilikti.Ziyarete gelen yolcuların tutunduğu tutcaklarda onlarla birlikte tutunarak sallanan bedenlerimizi taşırken otobüs çok şey öğreniyorduk.
Gördüğümüz anotomi dersinden çok felsefe ve hayat dersi veriliyordu kapalı uzun sallanan otobüs koridorunda...Her bin hayat yirmi dakikalık bir yolda dinlenirken ikimiz birden susyor sadece dinliyorduk.
Parçalar halinde yolcular inerken en son durakta ikimizde iniyorduk otobüs şoförüne iyi akşamlar derken so n otobüs seferini yapana.
Bölünmüşlüğümüzü birleştiremesekte İremin ellerinden tutarak soluk sokak lambalarının altından yürürken kaçıncı kolduktaki kişinin kimin hastası yada yanımda duran yaşlı kadının torunu hakkındaki hastane sebeblerini için konuşurken ilerlerdik evlerimize.
Bazen sebepsiz duygular beni tetiklediğine onun boynundan kollarımla sarılır alnının ortasına bir öpücük koyardım.
İşte o anlar onun bana bir zamanlar destek veriği gibi benimde ona destek verdiğimi anladığımda sürekli biricik sevdiğimi öptüm. O zamanlar anladım benden daha kırılgan bir doktor olduğuna. Onun evde anne babası hazır beklemekte iken beni tek bekleyen annemden ayrı kalan babamdı.
******
(savrulmalardaki bir zaman)
.....BABA-OĞUL....
Uyuklamakta olan babamı televizyon karşısından ayıltırdım her geldiğimde....
"klavye yordu gene bitirmeyi başaramadım....olsun...Alex’e sözüm için onuda anlatacam.."
YORUMLAR
DİLEK YILDIZI
Okuyan gözlerine sağlık...
Yorum yazan ellerinden öptüm...
Yürekten saygılarımla....
DİLEK YILDIZI
YÜREKTEN SAYGILARIMLA ...ESEN KAL EMİ....